26

486 27 1
                                    

Yarın benim doğum günümdü. İki gün geçmişti konuşmamız üzerine ve hala konuşuyorduk. Yani mutluydum.

Okul normaldi. Alple iyi anlaşıyorduk. İyi ve komik çocuktu.
Su anonimin o olabilceğini söylemişti.

İçimi kemirse de bu anonimin o olmasını istiyor muydum bilmiyorum.

En yakın o geliyordu çünkü komik ve sevecendi.
Ama ben anonimin kim olmasını istediğimi bilmiyordum.

Bu karmaşalardan sıyrılıp kütüphaneye indim.
Resim çizmek için en boş ve en iddeal yerdi istisnassız.

Resim kursuna gidiyordum sınava hazırlık için. Ama bu aralar resim hocam hasta olduğu için bir süredir gidememiştim. Ben de kendim çalışmaya karar vermiştim.

Topuz olan saçımın dağıldığını anlayınca çözüp tokayı masaya bıraktım.
Parmak uçlarımla saçlarımı düzeltirken yanıma oturan kişiyle yerimden sıçradım.

Ama rüzgarının getirdiği kokudan onu tanıyınca heyecanlandım.

Başımı Arese çevirdiğimde büyük bir dikkatle saçlarıma baktığını gördüm.

Utanıp tokama uzanacakken onu alıp bileğine geçirdi.

"Ne çiziyorsun?" Diye sordu çizimime bakarken.

"Ne çiziyorsun?" Diye sordu çizimime bakarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hiç öyle karalıyordum."

Hayran gözlerle çizimime bakıp bana döndü.

"Bu çok güzel olmuş. Ellerine sağlık."

İltifatı beni utandırırken ona baktım.
O da bana döndü.

"Şey tokamı alabilir miyim?"

Bekleyip gözlerime baktı. Bakışlarını saçlarımda dolaştırıp önüme gelen tutamını yavaşça kulağımın arkasına itti.
Eli saçlarımdan çekilmeden saçkarımın arasına daldı. Saçlarımı narince okşamasıyla içimde tarif edemediğim duygular ayaklandı.
Kalbimin gümbürtüsünü duymasından korktum. O kadar heyecanlandım ki anlatamam. Şuracıkta bayılabilirim.

"İstersen senin olabilir." Diye saçmaladım o hala gözlerime bakarken.

Duraksayıp büyülenmiş sesiyle konuştu.

"Çok isterim. Her şeyden çok."

Resimden bahsettiğimi anladı mı bilmiyorum ama gözü yüzümde dolaşıyordu. Bu beni daha çok utandırırken gözlerimi kaçırmak istedim ama yapamadım.

"O zaman imzamı atıyım bekle." Diye mırıldandım.

Kaşları çatılırken sıcacık elini saçlarımdan çekip elimi koyduğum yere baktı.
Birden gülmeye başlamasıyla anlamaz gözlerle ona baktım.

Çok güzel gülüyordu. Kısılan gözleri, inci dişleri yanaklarında ki hafif kırışmalar.

Ben ona dalmışken dururp muzipçe sırıttı.

"Tamam at bakalım imzanı."

İmzamı köşesine atıp kağıdı ona iteledim. Tekrar ona döndüğümde o da gözlerime bakıyordu sıcak gülümsemesiyle. Ta ki Alp seslenene kadar.

"Nil."

Kafamı çevirip Alpe baktım. Sorgular gözlerle Arese bakıyordu. Biraz da kırgınlık vardı gözlerinde.

Ares ise mutlu ifadesi bozulmuş haldeydi.

Kimsin ki sen? / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin