Birkan, 33

1.3K 104 0
                                    

Üçüncü şarkıya geçerken o tanıdık hisle tekrar huzursuzlanıyorum. Lütfen gelmemiş ol. Arka taraflara hızlıca göz gezdirdiğimde yanılmadığımı anlıyorum. Ela gözleriyle bana bakıp hırsını dudaklarından çıkaran küçük kız orada, Arsen Nilüfer. Hızlıca gözlerimi diğerlerine çeviriyorum. Yanlış anlamaya müsait, ısrarcı bir çocuğa malzeme vermek istemiyorum. Hevesini alınca gidecektir, bunun bir oyun olmadığını anladığında.

Yedinci şarkıdan sonra ufak bir ihtiyaç molası için sahneden uzaklaşıp bara doğru ilerliyoruz çocuklarla. İner inmez telefonumu kontrol ediyorum, çağrı yok. Güzel.

Ali bardakları çoktan hazır etmiş, hızla önümüze bırakıyor. "Afiyet olsun abi."

Başımla ufak bir teşekkür ediyorum, sırayla Efe ve Kaan'a da bardaklarını uzatıyor. Pestilimiz çıktığı için konuşmaya yeltenmiyoruz bile, herkes hararetini bastırmanın derdinde. Kolumun üstünde hissettiğim hafif dokunuşla refleks olarak başımı o yöne çeviriyorum. Göreceğim yüzü içten içe bilsem de öyle olmamasını istiyorum o kısacık anda. Pes edip gitmiş olmasını. Kaç hafta oldu, üç - beş?

"Konuşabilir miyiz?" diye soruyor. Yapma bunu güzelim. Bana bunu yaptırma, küçük kalbini bana kırdırtma.

"Konuşamayız." diyerek önüme geri dönüyorum.

"Lütfen, sadece beş dakika." diyerek ısrar edince, bizimkilerin bıyık altından güldüklerini görüyorum. Göz göze gelince sırıtmayı kesip önlerine dönüyorlar. Ali'nin de karşıdan piç piç kıza baktığını görünce kan beynime sıçrıyor. Hızla ayaklanıp, pek de nazik olmayan bir şekilde bileğinden tutup dışarı çıkarıyorum. Şaşkın ve mutlu bakışları ile karşılaşınca görüşüm kırmızıya bulanıyor. Sabır, sabır ver. Neresinden tutsak elimizde kalıyor anasını satayım.

"Söyle?" Söyle yoksa çok ağır konuşacağım. Söyle karşımdakinin de bir babanın en değerlisi olduğunu unutturacaksın bana.

"Şey... Birkan ben... Bak ben senden gerçekten çok hoşlanıyorum tamam mı? Buna bir şans vermeme niye şiddetle karşı çıkıyorsun? O gün sen de mutlu gibi gözüküyordun bu kadar kısa sürede ne yaptım da böyle kapı duvar oldun be adam?"

Kahkahamı bastıramıyorum, deli deli gülmem onu korkutmuş olmalı bir iki adım geriliyor. Böylesi daha iyi. "O gün 22 yaşında macera peşinde küçücük bir kız olduğunu bilmiyordum çünkü. Öyle çok boyuyorsunuz ki yüzünüzü gözünüzü, yaşınızı anlayabilmek imkansız olmaya başladı artık. Neyse, ben seni hoşça vakit geçirebileceğim tatlı bir kadın sanmıştım böyle yapışıp kalacağını bilseydim bırak yanına oturmayı o gece şu kapıdan adımımı atmazdım." Dolan gözleri ne kadar ağır konuştuğumun en büyük kanıtı gibi parlarken derin bir nefes alıp kafamı çeviriyorum. Böylesi daha iyi, İnci'yi düşün oğlum. İnci'yi koy yerine.

Yan gözle omuzlarını dikleştirdiğini ve minik burnunu çektiğini görüyorum. Sarı saçlarını kulağının arkasına iterken titreyen sesiyle verdiği cevapla beni yine şaşırtmayı başarıyor.

"Ben çok az makyaj yaparım bir kere, o da nadiren." Hayretle başımı yüzüne çeviriyorum, söylediklerinin haklılığını fark etsem de umursamıyorum. Bu mu konumuz gerçekten?

"Sabır ver!" diyerek bu kez dışımdan ve yüksek sesle tepki veriyorum. Omuz silkip başını başka yöne çeviriyor. Gönlünü alacağımı sanıyorsa, eh yanıldığını anlayacaktır.

"Bitti mi? Gidebiliyor muyum artık." diye sorsam da cevabını beklemiyorum, kapıya doğru yöneliyorum.

"Hayır hayır, dur bitmedi." diyerek kolumdan tutuyor yine. Dursam da ona dönmüyorum, pes edip karşıma geliyor. Gözlerini devirirken kısa bir an da olsa tatlığına gülmek istiyorum. Ama gerçekten bir oyun oynamıyoruz. Bu küçük hanım anlamak istemese de, 33 yaşında bir babayım ben.

Sil Baştan (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin