Sinir Bozucu Bir Baş Belası (3.Bölüm)

677 49 15
                                    

*şimdiye dönüş*
Sabah olmuştu. Adrien istemeye istemeye okula gitti. Dünden dolayı kendini yorgun hissediyordu. Adrien tam kapıdan içeri girdiğinde biri onu arkasından sarsar ve ardından bir "Günaydın!" sesi duyar. Adrien yerinden hoplar. Anın şokuyla arkasına bakar. Yine Lenaydı kendisinden ne istiyordu. Zaten yorgundu sinirli bir şekilde "Bu gerekli miydi!!" der. Lena buna karşın sadece güler ve bu Adrienın daha çok sinirini bozar. Lena yetmiyormuş gibi Adriena dün neden öyle gittiğini sorar. Adrien sinirli ve kaba bir şekilde "Benim hayatım seni neden bu kadar çok ilgilendiriyor?!". Der. Lena dün ondan bahsettiği zaman verdiği tepki yüzünden neler olduğunu merak ettiğini söyler. Adrien Lenayı takmayarak koşar adımlarla sınıfa doğru ilerlerler. Lena da peşinden koşarak ona sorular sormaya başlar "sen hala onu severken o senden ayrıldı mı, yoksa seni aldattığını mı öğrendin, ya da bir nedenden dolayı görüşemiyorsunuz.." gibi bir sürü ihtimali sormaya devam eder Adrien artık dayanamayıp ona "Sinir bozucu bir baş belası olmaktan vazgeçer misin!" diye bağırır. Lena bu dediğine çok alınır
Le: "Sence gerçekten öyle miyim?"
Ad: "Fazlasıyla"
Lena Adrienın son dediğiyle tüm yüzü düşer ve" Peki öyle olsun" deyip oradan hızla uzaklaşır. Adrien sonunda kendisini rahat bıraktığı için derin bir nefes alır ve sınıfa girer. Dersler su gibi akıp geçer Adrien hala Lenaya sinirli bir şekilde eve gider. Haberlerden bir akuma saldırısı olduğunu öğrenir ve plagg tam peynirini yiyecekken ona dönüşme komutunu söyler ve pencereyi açıp haberlerde bahsedilen yere gider.

*Geçmişe dönüş*
Kara kedinim hayalleri gerçek olmuştu artık uğur böceği onu seviyordu ve çıkmaya başlamışlardı. Onunla olduğu zamanlarda biraz utangaç davranıyordu. Ne zaman bir iltifat etse ya da ona "böcüşüm" dese hep kızarıyor ve gözlerinden ne kadar heyecanlandığı belli oluyordu. Ve bu onu daha tatlı yapıyordu. Hala inanamıyordu hayallerindeki kız onu seviyordu. Bunca zaman sonra olanlar gerçek dışı geliyordu. Çıkmaya başlayalı yaklaşık 1 hafta olmuştu ve şaşırtıcı bir şekilde kimse akumalanmamıştı. Kara kedi yine biricik leydisini düşünürken kendinden geçiyordu. O gökyüzü mavisi gözleri, koyu mavi ipek gibi saçları açıkken çok güzel görünüyordu, pamuk gibi elleri yumuşacıktı onlara sonunda sahip olduğu için kendini çok şanslı buluyordu. Sürekli ona, onunda onu sevdiğini söylediği günü düşünüyor içi kıpır kıpır oluyordu. Tüm bunları düşünürken akumalı birinin çatıdan çatıya atladığını görür, kara kedi olur ve onun peşine takılır. Kısa bir süre sonra güzeller güzeli leydisi de gelir. Birbirlerine selam verirler ve akumalıya saldırırlar. Bir süre yenmeye çalışırlar ve Uğur böceği şanslı tılsımını kullanır ne yapmaları gerektiğini anlar ve kediye planı anlatır. Planı uygularlar ve yinr günü kurtarmışlardı. Her zamanki gibi "çak bakalım" yaptıktan sonra uğur böceği akumalanan kişiyle ilgilenir. Onu güvenceye alınca kediciğinin yanına döner. Kara kedi ona bu akşam eğer işi yoksa onunla buluşmasını ister, o da kabul eder. Sonra görüşmek üzere birbirlerine veda ederler ve dağılırlar

...
Kara kedi ve Uğur böceğinin buluşmak için anlaştıkları saat gelir. Adrien dönüşür ve uğur böceğini görmek için heyecanla anlaştıkları yere gider. Uğur böceği çoktan gelmişti ve oturmuş onu bekliyordu. Kara kedinin geldiğini anca onun "merhaba leydim" demesiyle fark eder. O da selam verir ve direkt ona sarılır bu kara kedinin çok hoşuna gider anlık olarak kızarır ve geri sarılır ona. Sarılmaları bitince uğur böceği onunla neden buluşmak istediğini sorar cevap olarak da kendisiyle vakit geçirmek istediğini alır. Bunun çok şirin ve ince bir hareket olduğunu düşünür. İkisi de oturur ve karşılarını sessizce izlemeye başlarlar, ancak Kara kedinin aklına bir şey takılır. Biraz düşündükten sonra bunu yanında duran uğur böceğine sormaya karar verir. "Hey uğur böceği" der ona bakarak. Uğur böceği onun ciddi bir şey soracağını anlar çünkü normalde hep lafa "leydim" diye girerdi, sadece önemli meselelerde böyle demezdi. Uğur böceği biraz endişelenmeye, korkmaya başlar ve tedirgin olur ama bunu belli etmez ve kediye "efendim" dermişçesine bakar.
Kk:"Şey ben düşündüm, hani biz şey olduk ya.."
Biraz duraksar ve devam eder
Kk:"Bunu insanlara söyleyecek miyiz?"
Uğur böceği biraz olsun rahatlar. Kediye cevap vermek için uygun kelimeleri bularak cevap verir. "Kedi, üzgünüm ama bunu bir sır olarak saklamalıyız" der ve onun vericeği tepkiyi bekler. Biraz yüzü düşer ve ona "neden" der gibi bakar, uğur böceği de bir açıklama yapma gereği duyar. Biraz düşünür ve "Çünkü.." der, duraksar, kafasında ne demesi gerektiğini netleştirir ve devam eder "Çünkü eğer herkes öğrenirse muhtemelen Hawkmoth bunu birbirimize karşı bir koz olarak kullanabilir, bu da bizi zor seçimlere zorlar ". Kara kedi düşünür ama emin olmak için nasıl seçimler olduğunu uğur böceğine sorar. Uğur böceği sanki bunu sormasından korkuyormuş gibi ona bakar. Yutkunur ve ağzından sadece şu laflar çıkar "aşkımız ve Paris'in güvenliği arasında". Bir süre duraksar ve kara kediye bakar, yüzünden hiçbir duygu anlaşılamıyordu şuan. Uğur böceği bir şeyden emin olmak istiyordu o yüzden kediye "Kedi, söz ver bana eğer bir gün böyle bir seçim yapmak zorunda kalırsan Paris'i seç" der. Kara kedi dehşetle uğur böceğine bakıyordu, sanki biri ona ölüceğini söylemiş gibiydi. Hayır bunu yapamazdı leydisi onun için çok değerliydi ve ondan vazgeçemezdi. Uğur böceği kedinin bunu yapmak istemediğini anlar, elini onun yanağına koyar ve mahçup bir sesle "Lütfen kedi bana söz ver" der. Kara kedi onun gözlerindeki çağresizliği fark eder ve istemeye istemeye ona söz verir. Ama hala içinde bir şeyler buna karşı çıkıyordu.
Bir süre sonra birbirlerine veda edip ayrılırlar. Kara kedi evine gider, geri dönüşür ve yatağa uzanıp düşünmeye başlar. Eskiden tüm dünyaya aşklarını haykırmak isterken şimdi uğur böceği bu işin diğer tarafını ona gösterince artık kimseye söylemek istemiyordu, korkmaya başlamıştı çünkü leydisinden vazgeçemeyeceğini biliyor ama vazgeçmek zorunda olucaktı eğer Hawkmoth öğrenirse. Tek yapabileceğimşey böyle bir şeyin olmamasını ummaktı.

*şimdiye dönüş*
Adrien dehşet ve korkuyla soğuk terler içinde uyandı, nefes nefeseydi, o yeşil gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. "Yine mi?" diye düşündü, yine mi o anıydı. Neden sürekli bu anıyı tekrar tekrar görüyordu, neden bu işkenceyi tekrar tekrar yaşıyordu. Kalbindeki hiç gitmeyen buruk hissi yine kendini belli etmişti. Dayanamıyordu artık. Göz yaşlarını sildi, telefonunu eline aldı ve saatin 9 olduğunu fark etti, bir an dersi olduğunu düşünüp panikledi ama sonra dersinin 12 de olduğunu hatırladı. Tam telefonu kapatacakken Ninodan gelen bir mesajı fark eder, bir kafede buluşmak istiyordu. Derse kadar hiçbir işi olmadığından Adrien bu daveti kabul etti. 15 dakika içinde hazırlandı ve evden çıktı. Yürüyerek kafeye gider. Nino ordaydı çoktan ve fark eder onu çok özlemişti, ona selam verip sarılır ve yanına oturur. Sohbet etmeye başlarlar. Kısa bir sürenim ardından Adrienın dikkatini bir şey çeker. Sarı saçlı, mavi kapşonlu bir kız, önünü döndüğünde griye yakın koyu mavi gözleri ve tanıdık simasından o kişinin Lena olduğunu anlar ve gerilir. Lena onh fark etmemişti çok şükür ki. Bakışlarını bir kaç saniye Ninoya geri çevirdikten sonra yine o kıza çevirince o mavi gözlerin ona sinirli bir şekilde baktığını görür. Ne yapacağını şaşıran Adrien hemen ona bakmayı keser ve tüm dikkatini Ninoya verir.
Yaklaşık yarım saat sonra Adrien Ninoya onu çağırdığı için ona teşekkür eder ve kafeden çıkacakken Lenanın artık kafenin içinde olmadığını görür, rahat bir şekilde kafeden çıkar. Ninoya son  kez el sallamak için arkasını döner ve önünü döndüğümde ondan kısa olan Lenayı ona kızgın kızgın bakarken bulur. Çok panikler ama belli etmez, sanki Lenaya, hiçbir şey olmamış gibi bakar. Bu Lenayı daha çok sinirlendirir. İkisi de tek kelime etmeden birbirlerine bakıyordu. Ama Lenanın kızgın ve kırılmış bakışları her şeyi anlatıyordu. Adrienın geçen sefer onun için dediklerine çok kırılmıştı ve üzülmüştü. Adrien bu bakışlardan bunu anlayabiliyordu, anlam veremedi buna bu kadar kırılmış olmasına, bunlar sadece birtakım aptal sözdü. Sonra Lena hiçbir şey demeden Adrienın yanından gitti, Adrien da rahat bir nefes aldı ve evine gitti.
Hala dersin başlamasına 1 saat vardı bir yandan dersi için gerekli eşyaları toplarken bir yandan da düşündü. Lenadan özür dileme ihtiyacı hissetti, tamam ona hala garip geliyordu söylediklerine alınması ama onun kendisine kırgın kalmasını istemiyordu. Çünkü Lena onun arkadaşıydı ve ons değer veriyordu. Bir kaç aptal kelimenin arkadaşlıklarını mahvetmesine izin vermeyecekti. Dersten sonra ondan özür dilemeye karar verdi

Eskiden... (Ladynoir) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin