Adrien bir süre daha öyle kaldıktan sonra kalktı. Hala çok erkendi. Geri yatağına uzandı. Uyumayı denedi ama uyuyamadı. Sonra aniden aklına geldi. Pazartesiye ödevi vardı. Hiç de kısa bir ödev değildi. Zaten uyuyamıyordu. Masasının başına geçti ve gerekli kitapları çıkardı. Plaggi uyandırmamaya çalıştı.
...
Gökyüzü mavilere bürünmüştü artık. Adrien çoktan ödevini bitirmiş, masmavi gökyüzünü izliyordu. Kendini huzursuz hissediyordu. Bu kadar zaman geçmesine rağmen hala konu "o" olunca kendini tutamıyordu. Fazla mı güçsüzdü? Fazla mı hassastı? Yoksa sadece fazla mı özlüyordu......
Öğleden sonra Chloe ile buluşacaktı. Daha çok vardı o vakte kadar. Tekrar uyumayı denemek için yatağına uzandı. Hayır kesinlikle uyuyamıyordu. Uyumak istiyordu çünkü düşünmek istemiyordu. Düşünmekten korkuyordu, başka bir şey düşünemediğinden. Bu kalbini yakıyordu.Bir anda anlam veremediği bir şekilde telefonunu aldı ve Lenayı aradı. Neden bunu yapmıştı ki? Gerçi araması iyiydi çünkü dün pek hoş şeyler olmamıştı. Aslında açmasını da beklemiyordu. Ama uyku sersemi olmasına rağmen telefonu açmıştı Lena. "Ne var Adrien?" dedi onun aramasıyla kalktığı çok bariz bir sesle. Adrien da bitkin sesiyle "İyi misin?" dedi. Lena şaşırdı, "Neden sordun ki?". "Dün iyi görünmüyordun da" cevabını aldı. Lena olanları tam olarak anlatamazdı. İşin en başına gitmek gerekirdi. Kendisinden bundan dolayı tiksiniyordu zaten. Adrien zaten kolunu görmüştü de bir şeyleri anladığının farkındaydı da. Ama yine de anlatamazdı. O yüzden Adrienın sorusunu cevapsız bırakıp konuyu değiştirdi, "Ne zamandan beri uyanıksın? Beni uyanır uyanmaz aramayacağına göre". "Bilmen 5'ten beri falan" dedi. Lena anlam veremedi, neden 2 saattir uyanıktı. Bir işi falan mı vardı? "Ama neden??" diye sordu, cidden merak etmişti. Bu sefer sessiz kalan Adrien olmuştu. Lena bu sessizliğin üzerine uyanık olmasının nedeninin sevdiği ama söylememekte ısrar ettiği kız olduğunu düşündü. Aslında haklıydı da uyuyamamasının nedeni onu düşünmekti. İşte tam olarak bu yüzden kafasını dağıtacak bir şeyler arıyordu.
...
Biraz daha konuştuktan sonra Lena artık telefonu kapatmak istedi. Uyumak istediğini söyledi. Adrien da ona izin verdi. Ama Lena da uyuyamadı. Kendinden tiksiniyordu. Neden hala böyleydi ki. Bu sefer kendine olan sinirinden kolunu tırnaklamaya başladı. Kendine acımıyordu çünkü bunları hakketiğini düşünüyordu, belki de az geliyordu bile ona. Bu sefer evin içinde dolaşan Lenaydı....
Adrienın telefonuna bir mesaj geldi, "Akuma saldırısı, acele et!"
Adrien vakit kaybetmeden Plaggi uyandırdı. Başından aşağı yeşil ışıklar süzüldükten sonra kostümü ortaya çıkınca pencereden çıktı. Belirtilen yere gitti ve gözleriyle birini aramaya başladı. Aniden çok yakınından bir ses duydu, tanıdığı bir sesi, duymayı en çok beklediği sesi. Yavaşça arkasına doğru döndü. Kimse yoktu. Ama o konuşmuştu bundan emindi. Peki o zaman neden kimse yoktu. Bu sefer gözleri onu aramaya başladı. Ağlayabilirdi o yoktu. Ama onu duymuştu gerçekten. Onun "Kedi" diye kendisine seslendiğini duymuştu. Gözleri dolmaya başlamıştı.
Sonra omzunda bir sıcaklık hissetti. Elini sıcaklığın olduğu yerin üzerime koydu. Bir şey hissetti, narin bir el. Başını arkaya doğru çevirdi. İnanamadı bu.. Uğur böceğiydi. Bu gerçekten oydu, deliler gibi özlediği leydisiydi. Gözleri dolmuş bir şekilde gülümsedi. Bu gerçekten gerçek miydi? Bu bir ilizyon muydu yoksa başka bir şey mi? Elini yavaşça ona hüzünlü mavi gözlerle bakan Uğur böceğinin yanağına götürdü. Evet ona dokunabiliyordu. Yanağında kediciğinin elini hisseden Uğur böceğinin de gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. "Kedi" dedi, hüzünlü bir sesle. Ellerini Kara kedinin göğsüne yasladı. Kara kedi şok ve mutluluk göz yaşlarıyla "Leydim" dedi duraksadı, "Burdasın leydim" diye devam etti. Kara kedi ona büyük bir mutlulukla bakarken Uğur böceği ona üzgün ve huzursuz bir şekilde bakıyordu. Elini Kara kedinin göğsümden çekip yanağındaki eli indirdi. "B-ben çok üzgünüm kedi" dedi Uğur böceği sesi titreyerek. Kara kedinin bir anda yüzü düştü. Hayır olamaz onu tekrar kaybedemezdi. Ona sarılmaya kalkıştı ama bir anda ordan yok olmuştu. Hayır hayır nereye gitmişti. "Leydim?!!" diye bağırdı, "Böcüşüm nerdesin?!!!!!". "Uğur böceği!!!!", olduğu çatıda koşmaya başladı, bir o yana bir bu yana. Bir yandan da ona seslenirmişcesine bağırıyordu, "Leydim nereye gittin?!!!!". En sonunda yere çöktü ve "Geri dön!" diye son kez bağırdı. Sesi git gide kısılarak "Sana ihtiyacım var!" dedi ve hıçkırıklara boğularak göz yaşlarının esiri oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiden... (Ladynoir)
Hayran Kurgu"Orda olduğunu bilip de kavuşamamak belki de en zoruydu" ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "İçinde kopan fırtınayı kimseye anlatamamanın zorluğunu bilir misin?" ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "...neden bu işkenceyi tekrar tekr...