Klostrofobik (8.Bölüm)

492 37 22
                                    

{Öncelikle güzel bir aksiyon sahnesi yazabileceğimi düşünmüyorum, olduğu kadar artık neyse umarım beğenirsiniz. Ve akuma sahnesi biraz saçma gelebilir, sonuçta profesyonel değilim. İyi okumalar 💕}

...
Yaklaşık 1 saat sonra Marinette Alyayla buluşmak için evden çıktı ve kafeye gitti. İçeri girdi ve bir masa buldu ve oturup Alyayı beklemeye başladı. Çok geçmeden Alya da geldi ona samimice selam verdi Marinette de ona, ve karşısındaki saldalyeye oturdu. Bir sohbete başladılar, hoş ve güzeldi. Ta ki Alya konuyu Adriena getirene kadar. Marinette ne diyeceğini bilemedi, sustu, artık onu sevmiyordu ki. Alyaya bunu açıklamalıydı ama nasıl yapıcaktı. Anında başkası olduğunu anlardı, işin kötü yana kim olduğunu da söyleyemezdi ki. O yüzden sanki yavaş yavaş Adriendan vazgeçiyormuş gibi yapmaya karar verdi, her ne kadar haftalar önce vazgeçmiş olsa bile. Aniden Alyanın onun Adriena olan "aşkı" hakkındaki konuşmasını kesti ve "Ben artık Adriendan vazgeçmeye çalışıyorum" diye yalan söyledi. Alya şaşırdı ama nedenini sormadı çünkü artık karşılık alamadığında yorulduğunu düşündü. "Artık ona olan hislerimin karşılıksız olmasından bıktım" diyr devam etti acıklı bir sesle. En iyi arkadaşına yalan söylediği için kendini çok kötü hissediyordu ama yapabileceği başka bir şey yoktu, Adriena olan hislerini Kara kediye aşık olduğu için bitirdiğini söyleyemezdi, her ne kadar çok söylemek istese de.
Alyanın huzuru kaçmıştı. Marinette in omzuna elini koyarak sanki onu desteklediğini anlatmaya çalışmıştı. Sonra bir süre sessizlik oldu, ikisi de etrafı izlemeye koyuldu. Ama o da ne bir anda bir önlerinden Marinette in göz bebeklerinin büyümesine, nefes alıp vermesinin ve kalp atışlarının hızlanmasına neden olan Kara kedi geçti. Onun ordan geçmesi her ne kadar onu sevindirse de bunun iyiye işaret olmadığını anladı. Tam Alyaya dönüp ondan "lavaboya" gitmek için müsaade isteyecekken Alya da Kara kediyi fark etmiş olacak ki telefonunu çıkardı ve kendisine Kara kedinin göründüğünü ve muhtemelen bir süper kötünün ortaya çıktığını söyledi, o yüzden Marinette den müsaade isteyip Kara kediyi ve muhtemel yakında gelecek olan Uğur böceğini çekmek için gitti.
Marinette Alyanın arkasından gülümsedi. Hemen dönüşmek için gizli bir yer buldu ve o sözleri söyleyip dönüştü. Kara kedinin gittiği yönden gitti. Orda kendini "Contraignant" diye tanıtan akumalıyla savaşıyordu hayallerinin erkeği. Ona bir an dalıp aşkla baktı sonra hemen kendini toplayıp Contraignant dan saklanmış Kara kedinin yanına gitti, ona selam verdi, o nefes nefese kaldığı için bir şey diyemedi. Uğur böceği onun biraz dinlenmesi için arkalarında durdukları duvara yaslanmasını söyledi, o da tereddüt etmeden öyle yaptı. O sırada o da Contraignant ın onları arayışını izliyordu, akumanın yerini ve gücünün tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yanında duran duvara yaslanmış Kara kediyi daha iyi görünce ona Contraignant ın gücünün ne olduğunu sordu. Ama o da tam olarak bilmiyordu, sadece ona Contraignant ın "Bana neler hissettirdiklerini şimdi siz de anlayaksınız" dediğini söyledi tabi bu ne işlerine yarayacaksa. Uğur böceği Contraignant ı izlemeye devam etti ve masum insanlara elindeki asamsı şeyle küçük bir kutu gibi bir şeye hapsettiği gördü. Kara kedi de bunu görmüştü ve gerildi ve ilk defa bir akumalıdan ciddi bir şekilde korktuğunu hissetti. Çok geçmeden Contraignant onları bulmuştu, ikisi de ayrı yönlere dağıldı ve onun kafasını karıştırmaya çalıştılar. Contraignant Uğur böceğinin peşinden gitmeyi tercih etti ve ona doğru elindeki asayı andıran ama bir o kadar da farklı olan şeyle ateş etmeye başladı. Kara kedi bunu gördü ve panikledi, leydisine zarar gelmesinden korktu. Aceleyle onun yanına doğru koştu, Uğur böceği de Contraignant ın atışlarından kaçmaya çalışıyordu, sonra Kara kediyi yanında gördü sevindi ve kendini daha cesur hissetti. Tam içine bir özgüven dolmuşken Contraignant ikisini de vurdu. Bir anda etrafında kapalı dar dört duvar görmeyi beklemiyordu. Kutuyu tekmelemeye başladı hareketi kısıtlandığı için çok etki etmedi. Zorladı ve daha sert vurmaya, tekme atmaya çalıştı. Olmuyordu, işe yaramıyordu. Sinirleri gerilmişti. Tam onunla birlikte burda sıkışmış olan Kara kediye neden hiçbir şey yapmadığı için söylenmeye başlamışken onun nefes almasının normalden daha fazla olduğunu ve her an bayılıp fenalık geçirebilecek gibi olduğunu gördü. Endişelendi ve olabildiğince onun elini kavramaya çalıştı ve endişeyle sordu "Neyin var Kara kedi?". Kara kedi nefes almakta güçlük çekiyordu elleriyle dar olan kutuyu kuvvetsizce ittirmeye çalıştı ve "Ç-çok k-klostrof.." dedi, cümlesini tamamlayamamıştı ama Uğur böceği onun ciddi bir sorunu olduğunu anladı. Ne yapması gerekiyordu hiç daha önce dar alanlarda fenalık geçiren birisini rahatlatmamıştı, nasıl yapıcağını bilmiyordu. Kara kedi aniden "Hayır beni buraya kapatamazsın, çıkar beni burdan!!!" diye bağırdı. Uğur böceğinin elinden sadece "Sakin ol" demek geliyordu ama bu Kara kediyi rahatlatmıyordu. Sonra önce kendisinin sakin olması gerektiğini fark etti, çok paniklemişti. Derin bir nefes aldı ve elini kedinin yanağına koydu, içten bir sesle "Tamam şimdi sakin ol, güven bana burdan çıkıcaz ama önce senin sakinleşmen gerek, gözlerini kapa ve derin derin nefes al" dedi. Kara kedi olabildiğince dediklerini yapmaya çalıştı. Biraz daha iyiydi ama hala o sıkışık yerde olduğunu bilmesi bile onu fazlasıyla geriyordu. Uğur böceği sözüne devam etti yine o içten sesiyle "Evet tamam harika, şimdi senden bir şey isteyebilir miyim?". Kara kedi hala elleriyle kutuyu itmeye çalışıyordu ve gözleri sımsıkı kapalıydı, kafasını olumlu anlamda salladı. "Güzel, o zaman burdan çıkmamız için" kediklizim" ini kullanabilir misin?" dedi. Kara kedi hiçbir şekilde mantıklı düşünemediğinden aklına bu gelmişti, zoraki aldığı nefeslerle" Kediklizim! " diye bağırdı. Kutu parçalanıp kül haline geldi. Uğur böceği derin bir nefes aldı, hiç daha önce havayı bu kadar fazla özlediğini hatırlamıyordu. Sonra neredeyse fenalık geçirecek olan Kara kediye baktı hala gözledi sımsıkı kapalıydı ve çok sık nefes alıyordu. Uğur böceği ona artık geçtiğini söylemek için onu çok boğmadan elini omzuna koydu ve "Hey kedi, tamam her şey geçti artık o duvarların arasında değiliz gözlerini açabilirsin" dedi. Ona sonsuz güvendiği için gözlerini yavaşça araladı, açık havayı görünce rahatladı, nefesini düzenlemeye çalıştı, ama hala gergindi, bir kaç saniye önce yaşadıklarının gerginliği hemen geçmemişti. Sonra karşısında olan Uğur böceğine baktı ona minnettardı, kriz anında bile nasıl böyle sakin kalabildiğine hayret etti. Kendisine karşısındakinden gelen "İyi misin?" sorusuna "Evet" anlamında başını salladı.
İkisi de ayağa kalktı. Uğur böceği Kara kediye baktı ve "Hazır olduğuna emin misin?" dedi endişeyle, aldığı cevap olumlu olsa bile endişe etmeden duramadı. Kara kedi Contraignant ı gördü ve Uğur böceğine haber verdi. Artık tam zamanı olduğunu düşündü ve şanslı tılsımını çağırdı. Ne bir askı mı? Neyse ki artık böyle tuhaf objeler görmeye alışmıştı. Etrafı ve Contraignant ı inceledi, çok geçmeden ne yapması gerektiğini anladı ve Kara kediye de açıkladı, ilk başta korktu ve onun yanına bile yaklaşmak istemedi. Bu çok doğaldı ama yapabilecek başka bir şey gelmiyordu aklına, zaten Kara kedi üstüne düşen görevi yapmayacağını söylememişti, Uğur böceği o korkuyu gözlerinde görmüştü. Onu sakinleştirmek için bir şey olmayacağı garantisini verdi. Contraignant ın karşısına çıktı yalnız bir şekilde Uğur böceği. Tam eliyle yine ateş edecekken ona, Kara kedi elinde şanlı tılsımla birlikte Contraignant dan daha erken davranarak üstüne doğru atladı. Askıyla elini yakaladı ve elindeki asamsı silahı alıp Uğur böceğine doğdu fırlattı. Silahı yakaladı ve kırdı. Evet akuma çıkmıştı. Akumayı yakaladı ve Kara kediden şanslı tılsımını geri alıp havaya fırlatarak her şeyi eski haline geri getirdi. Uğur böceği akumalanan kişiyle ilgilendi ve onu güvence altına alınca Kara kediye döndü. Hala korkudan titriyordu, o haline çok üzüldü. Ama ona bir şey demeye fırsat bulamadan etrafının onlarca kamera ve mikrafonla çevrili olduğunu gördü.
Bir anda etrafındaki muhabirler tonlarca soru sormaya başladı, başta Nadya olmaz üzere. "Çıktığınız doğru mu?", "Ne zamandan beri berabersiniz?", "Nasıl çıkmaya başladınız?", .... Uğur böceği hiçbir soruya cevap vermedi. Birden kalabalığın içinden birisinin telefonuyla çekim yapmaya çalıştığını gördü, telefonun ve kolun sahibini anında tanıdı, Alyaydı.
Uğur böceği soruların hiçbirine cevap vermedi, sanki hiç soru sormamışlar gibi davrandı. Kendini o kalabalıkta çok daralmış hissetti. Sonra zaten çok kötü olan Kara kediye baktı, yere bakıyordu, çok huzursuz görünüyordu, çok belli olmasa da nefeslerinin normalden hızlı olduğunu fark etti. Hiç zaman kaybetmeden onun elinden tuttu ve kalabalıktan geçerek gitmeleri gerektiğini söyleyip elinden tuttuğu Kara kediyi de kavrayıp yoyosunu bir köşeye fırlattı ve gözden kayboldular.
Oradan baya uzakta bir çatıda durdular. Uğur böceği Kara kediye baktı, hala huzursuz görünüyordu ama daha iyiydi. Rahatladı zaten yaşadıklarından sonra daha çok daralmasını istemiyordu o yüzden her ne kadar ona çok fazla sarılmak istese de ona sarılmadı. Kara kedinin Klostrofobisi olduğunu bilmiyordu o yüzden sordu, "Her şey yolunda mı kedi, neyin var?". Kedi tam nefes nefese cevap verecekken yüzüğünün son dişinin de biplediğini gördü. Onun konuşmasına fırsat vermeden "Sanırım sonraya bırakmamız gerek, ama bu konuyu sonra konuşucaz, sen evine git ve biraz dinlen tamam mı?" dedi Uğur böceği. Kara kedi başını "evet" anlamında salladı ve gitmeye yeltelendi, ama Uğur böceği ona yaklaştı ve onu çok boğmak istemediğinden tereddütlü bir şekilde onun yanağına bir öpücük bıraktı, sonra hemen geri çekildi. Gülümseyerek ona veda etti, yoyosunu atıp ordan uzaklaştı.

*şimdiye dönüş*
Adrien arkadaşını arkadaşlarıyla tanıştırdığı için mutluydu ve Lenanın yeni arkadaşlıklar kurduğunu görmek çok güzeldi. Onun Christen sonra yapayalnız kalmış olması onu çok üzmüştü ve buna rağmen dimdik ayaktaydı ve çok neşeliydi. Yine içinden Chrise lanet etti.
Artık Lenayla buluşmalarının bazılarına Chloe ve Nino da geliyordu, çok eğleniyorlardı buluşmalarında. Lena Adrienın arkadaşlarıyla tanışıp arkadaş olduğu için daha mutluydu sonunda hayatında güzel şeyler olduğunu hissediyordu. Yeni arkadaşlarıyla tanıştığından beri aklına Adrienın aşk hayatını sormak hiç gelmemişti. Ta ki o güne kadar, evet hala istiyordu en iyi arkadaşı saydığı Adrienı üzen şeyi öğrenmeyi. Onu üzgünken görüp de hiçbir şey yapmayıp sadece izlemek istemiyordu. Ninoyu aradı ve yalnız buluşmak istedi, o da kabul etti.
Lena buluştuklarında bir şey çaktırmadı ilk başta, sanki sadece vakit geçirmek için çağırmış gibi davrandı. Elbette vakit geçirmek için de çağırmıştı ama başka planları da vardı. Sohbet ederlerken konuyu ilişkilere getirdi bir şekilde, bir süre o konu hakkında konuştuktan sonra Lena sordu "Peki Adrienın daha önce ilişkisi oldu mu? Yani sen onu benden daha uzun süredir tanıyorsun". Nino düşündü ve evet vardı ve cevap verdi, "Evet oldu baya önce ama çok da hatırlamaya değer değil". Lena içten içe şaşırdı, hatırlamaya değmez mi? Ama Adrienın o hallerine bizzat şahitlik etmişti. Nasıl bir ruhsal çöküşte olduğu az çok anlaşılabiliyordu. Olayın aslını öğrenmek için "Nasıl yani?" diye sordu. Nino, "Adrien o kıza hiç aşık olmadı sadece çok küçük bir hoşlantı hissetti, zaten o kız ona aşık olduğu için çıkmaya başlamışlardı, aileleri de iyi geçiniyordu. Ama çok uzun sürmeden Adrien ayrılmak istedi ve öyle de oldu." Lena ağzı açık bir şekilde dinledi. Nasıl ona hiç ona aşık olmamıştı, o kız için göz yaşı döküyordu. Hayır Adrienın bahsettiği kız o olamazdı. Ninoya bile bahsetmemiş miydi o kızdan? Belki de o kız olabilirdi, belki de Adrien ayrıldığı için şuan çok pişman pişman olduğu için böyledir. Bunu öğrenmek onu bir sonuca götürmedi, sadece kafasında daha fazla olasılık oluşmasına neden olmuştu. "Hadi ama Adrien seni bu kadar üzen aşkın ne!?" diye söylendi içinden. Sonra konuyu değiştirdi, Ninonun ilişkisinden bahsetmeye başladılar. Ona çok tatlı gelmişti, başlarda birbirlerini kardeş gibi görürlerken bir anda aşık olmuşlardı ve bu Uğur böceği sayesinde olmuştu. Nino ona minnettardı.

Eskiden... (Ladynoir) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin