İçi rahatladı. Onu üzgünken görmek onu da üzüyordu. Peki o zaman neden gelmişti, sordu "Neden geldin o zaman, yanlış anlama sadece meraktan". Maskeli çocuk gülümsedi, bu gülümsemenin sebebinin kalbinin sert bir şekilde atması olduğu belliydi. "Hala inanamıyorum" dedi. Marinette anlam veremedi, ne demek istediğini sorunca "Onun benim olduğuna" cevabını aldı. Şaşırdı, bunu hala düşünmesine, haftalardır çıkıyorlardı aslında. Kara kedi onu kendisine "Ciddi misin?" bakışları attığını görünce mutlu bir şekilde "Bak ben uzun zamandır hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum bu yüzden hala inanamıyorum" açıklamasını yaptı. Kara kedi mutluydu onu düşününce bile içinde oluşan heyecanı bastırmaya çalışmakla meşguldü. Ama Marinette bunda endişelendi "uzun zamandır" mı. Belki de hala böyle hissetmesinin nedeni bunun her an bitebileceğinden korkmasıydı. Belliydi içten içe bundan korkuyordu sadece daha onu tedirgin eden şeyin bu olduğunun farkında değildi. Bu kediyi çok kırmışlar ve o da buna fazla alışmış ki bunları normal kabul ediyordu. İçi acıdı, neler yaşadığını tam olarak bilmiyordu bile ama bildikleri bile fazlasıyla ağır şeylerdi. Ona sarılmak istedi, ona her şeyin bir gün çok güzel olucağını söylemek istedi ama yapmadı, yapamazdı Uğur böceğinin bildiklerini ona söylememişti ve bir anda bunları söylemesi onu ele verirdi. Sadece dıştan aşırı mutlu olan ama içten içe yanan ama bunun farkında bile olmayan sevdiği çocuğu usulca izledi.
...
Çok da uzun olmayan bir süre daha beraber keyifli zaman geçirdikten sonra Kara kedinin ziyareti son buldu. O gittikten sonra odasına döndü, saat hala o kadar da geç değildi. Ödev yapabilecek zamanı vardı hala. Tabi Alyanın mesajı olmasaydı. Alya yaklaşık yarım saat önce ona yazmıştı. Bir anda aklına bir şeyin geldiğini ve ona sorması gerektiğini söylüyordu. Meraklanmıştı, ona geri cevap olarak neyin bu kadar önemli olduğunu yazdı. Onun cevabını beklerken ödevine devam etti.Kara kedi Marinette e veda ettikten sonra bir süre eve gitmemişti, gitmek istemiyordu. Orda olmaktan nefret ediyordu. Dışarıda olup özgülüğü hissetmek varken orda olmak hiç de cazip gelmiyordu. Zaten evde olmamak için onu ziyaret etmişti.
Eyfel kulesinin rahatça görüldüğü bir çatıya oturdu ve etrafı izlemeye koyuldu.*şimdiye dönüş*
Alya, Nino ve Adrien bir kafede oturmuş konuşuyorlardı. Daha doğrusu Alya ve Nino konuşuyor Adrien da onları dinliyormuş gibi yapıyordu. Sürekli dikkati dağılıyordu, sürekli istemsizce gökyüzünü izliyordu. Neden bunu yapıyordu hiçbir fikri yoktu. Ama bu hoşuna gitmişti. Adeta kendinden geçmişçesine gökyüzünü izliyordu.Aniden Ninonun ona seslenmesiyle kendine geldi. Bir şekilde onların sohbetine katıldı. Tam bir şeyler anlatırken Adrien telefonu onu böldü. Arayan Lenaydı. Telefonu açtı, "Efendim Lena.... Hiç Nino ve sevgilisiyleyim sen?.... Neyse sonra konuşsak olur mu?... Tamam sonra görüşürüz". Telefonu kapattı ve konuşmaya devam etti. Alya şüphelendi, Lenayla bizzat tanışmamıştı ama bir şeyler varmış gibi geldi ona. Bu onun Adrienla buluştuklarında ilk araşıyı değildi. Nino böyle bir şeyden şüphelenmemişti çünkü Lenayı tanıyordu ve Adrienı sadece çok yakın arkadaşı olarak gördüğünü biliyordu ama Alya aralarında bir şeyler olduğunu düşünüyordu.
...
Adrien son günlerde çok fazla gökyüzüne baktığını fark etti. Daha doğrusu Lena bunu ona söyleyince fark etti. Bu Lenaya çok garip gelmişti. Yani bir insan durup dururken sürekli gökyüzüne baksın ki? Ama Adrien bunun farkına bile varmamıştı Lena uyarana dek. Sanki hep yapıyormuş gibi gelmişti ona.Hoş ve gayet normal bir buluşmaydı. Güzel bir sohbet ederken bir anda yanlarında birkaç kız belirdi. Adrien kızların heyecan dolu bakışlarını kendi üzerinde olmasından biraz rahatsız olmuştu. Lena neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ki, ah doğru o bir modeldi ve o kızlar da muhtemelen onun "hayranlarıydı". Gülesi gelmişti çünkü Adrien onlara anlamsızca bakıyordu sadece. Kızlardan birisi "Sen Adrien Agreste misin?" deyince Adrien "Evet" diye cevap verdi. Kızlar küçük bir çığlık attılar heycandan sonra başka bir kız "Fotoğraf çekilebilir miyiz?" deyince Adrien ayağa kalkıp "Tabiki" dedi. Kızlar yine bir çığlık koparmıştı. Hepsiyle teker teker fotoğraf çekildikten sonra kızlar "Seninle tanışmak çok güzeldi Adrien" dediler. Adrien da nezaket olsun diye aynısı dedi. Kızlardan biri Lenaya sanki bir "Ucube" ymiş gibi baktı, Lena bunu fark etti ama umursamadı. Kızlar uzaklaşınca Lena gülmesini tutamadı. Adrien döndü ve dalga geçmek için "Hoşuna gitti değil mi?" dedi gülmekten yerlere yatıyordu resmen.
Adrien sadece "Haha çok komik Lena" dedi. Lena gülmesini bitirince Lena "Fark ettin mi şu diğerlerine göre daha kısa olan kız bana çok değişik baktı" dedi. Adrien da "Hmm düşünmek gerekiyor neden öyle baktı diye. Yani arkadaşlarıyla dalga geçen bir arkadaş görseydim ben de öyle bakardım" dedi. Dalga geçme sırası ondaydı şimdi. "Ah dur zaten öyle bir arkadaşım var" diye devamını yapıştırdı. Lena bunu beklemiyordu ama bozuntuya vermeden karşılık verdi, "Çok komiksiniz Adrien Agreste.... O yüzden bir fotoğraf çekilebilir miyiz?" dedi kızların taklidini yapmaya çalışarak ve ardından yine kahkahalara boğuldu. Adrien buna karşın sadece bıkmış bir surat ifadesiyle onun gülmesinin bitmesini bekledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/249175207-288-k477249.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiden... (Ladynoir)
Fanfic"Orda olduğunu bilip de kavuşamamak belki de en zoruydu" ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "İçinde kopan fırtınayı kimseye anlatamamanın zorluğunu bilir misin?" ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "...neden bu işkenceyi tekrar tekr...