Under Oak Tree

Bölüm 112: Max'in Kararı (1)

Yığının üstündeki en iyi kitabı aldı ve diğer taraftaki kıza kaşını kaldırarak baktı.

Max'in titiz bir bakışla yüzleşmeye olan güveni kayboldu. Bir cevap mırıldandı.

"A-ve ... çünkü olabilir ... E-birazcık bile ... Bilmenin iyi olacağını düşündüm ..."

Ruth aniden ona gergin bir şekilde baktığında gülümsedi, burnunu çekip çekmeyeceğinden emin değildi.

Bu çok takdire şayan bir fikir. Bir çocuğu övermiş gibi konuştu ve sandalyesini önüne çekti.

"Dün çalışmaya başladın mı? Bana ne yaptığını göster. "

Daha izin vermeden bir yığın parşömen aldı. Max ona yarıklarla baktı. Bir gün sihirbaza, izin almadan bir kadının nesnesine asla dokunmaması gerektiğini söyleyecektir. Karar verirken ...

... Ruth beklenmedik bir şekilde sordu, "Eski dili konuşabilir misin?"

"Ben öğrendim.... Ben küçükken. " Garip bir şekilde söyledi.

Rosetta mükemmel bir kız olarak büyüdüğünde, Max en titiz eğitimi almıştı. Kızının aptallığını düzeltmek için Croix Dükü'nün emri vardı. Bununla birlikte, titiz bir müfredatla bile, semptomları hafifletilmedi ve Rosetta'nın mükemmelliğinin ortaya çıkması çok uzun sürmedi. Bu şekilde, ayda bir kez yüksek yoğunluklu bir öğretmen ve babasının önünde şiir okumak gibi korkunç bir görevden kurtulmuş oldu.

Tabii bütün gece ezberlediği bir şiiri hiç okumadı. Daha ilk mısra bitmeden babası tarafından dövülerek öldürüldü. Max, beyaz yüzünü korkunç anılarla gizlemek için aceleyle gözlerini indirdi.

"Bu konuda iyi değilim, ama ..." Konuşmaya başladı.

"El yazına baktığımda titiz görünüyor."

"B-çünkü kitapları tekrar okumayı seviyorum... r-okuma ve yazma konusunda hiç sorunum yok. Sert sözler... bilmiyorum .. "

Ruth uzun süre sessiz kaldı. Max, sessizlik rahatsız olduğu için gözlerini kaçırdı. Ruth, geride bıraktığı parşömen yığınına tek kelime etmeden baktı ve birdenbire, "Neden sihir öğrenmiyorsun?" Dedi.

Max, ne dediğini hemen anlamadı ve gözlerini kırpıştırdı. Kendi önerisiyle heyecanlanan Ruth aniden elini uzattı.

"Sihir öğrenmek, şifayı öğrenmekten çok daha iyidir. İyileştirme büyüsünü kullanabilseydin, yüküm daha az olurdu! " Sihirbaz, bunun tamamen kendi yararına olduğuna dair küçük bir öneriyi gizlemedi.

Max kaşlarını çattı ve yalanladı, "Ma-büyü... çok karmaşık ve sofistike hesaplamalar gerektiriyor... Bunun yüksek düzeyde bir öğrenme eğitimi olduğunu duydum. Benim için çok fazla. "

"Elbette, üst düzey gelişmiş sihri öğrenmek için çalışmak ve eğitmek uzun zaman alıyor, ancak genel sihir söz konusu olduğunda bu farklı bir hikaye. Temel mana yakınlığınız olduğu sürece, yıllar süren eğitim ve öğretimden biraz sihir öğrenebilirsiniz. "

"Ne-genel ma-büyü nedir?" Max merakla sordu.

Tüm şamanist büyüyü ifade eder. Basit iyileştirme büyüsü, kurtarma büyüsü, havada yükselme vb. İçerir. " Ruth, sanki iyileştirme büyüsü, iyileştirme büyüsü veya havaya yükselme bir artı ya da eksimiş gibi doğal bir şekilde konuştu.

Max pasif bir şekilde gülümsedi. "Eğer yapabilseydim... bu harika olurdu... ama yıllar alacak. Terapiyi hemen öğrenmek güzel... "

"Mana yakınlığınızı geliştirmek ve matematik, eski diller ve temel çalışmaları öğrenmek yıllar alır. Öğrenmek için temel becerilere sahipsin çünkü zayıfsın ama sihirle ilgileniyorsun ve eski diller ve matematik yapabilirsin. Yalnızca birkaç ay antrenman yaparsanız, basit bir sihir öğrenebilirsiniz. "

Sürekli ikna edişiyle Max, beklentilerinin değiştiğini hissetti. Gerçekten sihir yapabilir miyim?

Ona titreyen gözlerle baktı. "C-ca-I... Ben... gerçekten ma-sihri öğrenebilir miyim?"

"Denemekten kaybedecek bir şey yok."

Doğru! Max cesaretini topladı. "Ben-eğer bana birlikte-öğretirseniz ... Ben-gayretle öğrenirim!"

Tamam, o zaman yarın öğleden sonra kütüphaneye gelin. Sihir öğrenmek için ihtiyacın olan ekipmana sahip olacağım. " Ruth neşeyle konuştu, rafa doğru yürüdü ve iki kalın kitap aldı.

"Bu kitaplar sihri anlamanıza yardımcı olacak. Ne zaman zamanınız olursa okuyun. "

Kitap ve çırpınan bir kalbiyle kütüphaneden çıktı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Hayatında ilk kez potansiyelini bulmuş gibiydi.

Alışılmadık bir darbe Max'i sabaha kadar uyanık tuttu. Mumlara başvurdu ve Ruth'un ona verdiği kitabı gözlerinin altı karanlık olana kadar okudu. Biri sihrin taslağıydı, diğeri ise sihir ilkesinin basitleştirilmiş bir versiyonuydu.

Düşündüğü kadar zor değildi. Yapabileceğini düşünerek yüreğinde kararlılık yükseldi. Bildiği kadarıyla gerçekten bir büyücü olabilir.

Kafasından avuçlarından ateş fışkırtan, manayı parçalayan ve Anatol'u işgal etmeye çalışan düşmanları yok etmek için yağmur ve rüzgarın yarattığı sahneleri canlandırdı. Riftan'ın ona gururla sarıldığı görüntüsü de oradaydı. Onunla gurur duyduğunu hayal ederek, dudakları aralandı ve yüzünde bir gülümseme belirdi.

Sihir yapabilseydi, muhtemelen Riftan'a keşif gezilerinde eşlik edebilirdi. Yatakta ayaklarını yere vururken şeytanın görünce bayıldığını tamamen unutmuştu. Kalbi umutla doluydu.