-Nehir bana bunu neden yaptın?
-Hyunn
- Neden?
-Sen sarhoş musun? Dedikten sonra yurdun kapısının önünden gelen seslere bakmaya gittim.Hyun neden neden diye bağırıyordu.Beni görünce telefonu kapadı.
-Lütfen bağırma dedim.
-Neden?
-Her şeyi anlatacağım.Gel benimle diyerek onu yurttan uzaklaştırmaya başladım.
-Niye bu kadar içtin?
-Senin yüzünden.(Bir yandan sendeliyor bir yandan da parmağıyla beni işaret ediyordu.)
-Gerçekten çok üzgünüm ben bunu tahmin edemedim.
-Tahmin edemedin mi? Dedi kızgın bir şekilde gülerek.
-Gerçekten üzgünüm.
-Seni seviyorum! Beni anlıyor musun seviyorum ama sen gidip başkalarıyla dans edip onlarla eğleniyorsun.Ve seni sessizce izlememi bekliyorsun.Biliyor musun gerçekten acıyor dedi kalbine vurarak.
Ben ona üzgün gözlerle bakıyordum.
-Vee ben buna engel olamıyorum anlıyor musun diye devam etti.
-Üzgünüm.
-Üzgün müsün?!Hayır değilsin.Ben seni niye seviyorum ki?
-Hyun bunları sakince konuşsak olmaz mı şu an çok sarhoşsun.
-Evet sarhoşum.Bıktım seni düşünmekten.Başımda o kadar şey varken bir anda seni düşünüyorum ve kendi kendime gülüyorum biliyor musun?Sen bana ne yaptın böyle?Ne yaptın? Dedikten sonra yere doğru yığılıyordu.Onu tuttum.Anlaşılan alkolün etkisiyle yarı uyuyordu.Ne yapmalıyım diye düşündüm.Ss501’i arayacaktım ama onlar nerdeydiler şimdi kim bilir.Daha sonra bir otele götürmeye karar verdim.
Onu taşımaya çalışarak uygun bir otel bulmak gerçekten zordu.Sonunda bir tane buldum.
-Hoşgeldiniz
-Bir oda alabilir miyim tek kişilik?
-Peki siz kalmayacak mısınız?
-Hayır onu yatırıp çıkacağım.
-Olsun yinede iki kişisiniz odaya girmek için giriş yaptırmalısınız.
-İyi peki lütfen çabuk olun biraz ağırda.
Neyse ki sonunda bir oda ayarlayabilmişti.Yatağa onu yatırdım.Sonra üstünü örttüm.Güzel yüzünü inceledim.Zil zurna sarhoş olsa da uyanmasından korkarak yavaşça saçlarını okşadım.Gitmeliyim diye düşünürken ona not yazıp yazmamak arasında kalmıştım.
‘Hyun gerçekten üzgünüm bütün olanlar için.Seninle sakince konuşmaya ihtiyacım var.
Nehir’
Bu notu bıraktım.Ve odanın parasını ödedikten sonra yurda döndüm.
Sabah Hyun beni arıyordu.
-Nasılsın? Dedi.(Sesi durgundu.)
-…...Dün gece olanları hatırlıyor musun?
-Hayır.
-Hımm.Hyun bugün boş musun?
-Evet.
-…
-….
Aslında dedik ikimiz aynı anda.
-Sen devam et dedi Hyun.
-Bugün gene nehir kenarında buluşup konuşsak olur mu?Biliyorum bana kızgınsın ama.
-Tamam.Seni 3’te bekleyeceğim dedikten sonra kapattı.
Bense kara kara kendimi nasıl ifade edeceğimi düşünüyordum.Hyun yani Jang Geun Seok gelmişti onunla dans etme fırsatını kaçıramazdım diyemezdim.Bu resmen dalga geçmek olurdu.Hem o beni anlamayabilirdi ünlüydü çünkü.Peki sevme konusu o ne olacaktı?
Heyecanlı ve endişeli bir halde nehir kenarına gittim.Derin bir nefes aldım.Kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.Gelmeden önce prince’le konuşmuştum.O da beni rahatlatmaya çalışmıştı.
----------------------
-Merak etme Nehir.Sen bana güven Hyun’un siniri geçti.
-Çok teşekkür ederim Youngsaeng gerçekten.Sen benim kardeşim gibisin.Bu kadar zaman yanımda oldun.Seni çok seviyorum.İyi ki varsın, iyi ki varsınız.
-Ben de seni seviyorum canım.Fighting! :D
------------------
Nehire bakarken…
--------------17.bölüm sonu-------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SS501 LET ME BE THE ONE
Short Storyİlk Kore hikayemle karşınızdayım.Kendimi Kore Manyağı olarak adlandırıyorum.Belki çevrenizde benim gibi birileri vardır ya da siz de öylesinizdir.Olabilir korkmayın!Biz Kore kültürünü, müziklerini, dizilerini seven insanlarız, zararımız yok aslında...