Çünkü şehri neredeyse geride bırakmıştık.
-Nereye gidiyoruz? dedim Hyun’a dönerek.
-Yemeğe.
-İyi de neden bu kadar uzağa gidiyoruz ki yani şehirde bir sürü yer var.
-Görürsün :D
Uzunca bir yol gittik.Meraktan çatlıyordum.
-Hyun söyler misin lütfen?
-Biraz sabırlı ol.
Yoksa gene o villaya mı gidiyorduk.Herhalde dedim.Evet evet oraya gidiyorduk.Sürprizi yüzüne gözüne bulaştırmıştı :D
-Nereye gittiğimizi buldum :D
-Ya öylemi?!
-Evet
-Aslında bulmanı beklemiyordum nasıl tahmin ettin ki?
-Yapma Hyun zor bir şey değildi.Bu arada sürpriz yapmayı öğrenmelisin :D Tamam ilki iyiydi de bunda biraz afalladın :D
-Afalladım mı?
-Evet
Biraz daha gittik.Sonra Hyun okyanusun olduğu tarafa doğru arabayı sürdü.
-Niye durdun? Dedim şaşırarak.
-Sence?
-Geçen ki yere gitmiyor muyuz şu ağaçların arasındaki yere?
-Sen sürprizi o mu zannettin? diyerek burnumu parmaklarıyla hafifçe sıktı.Birde afallamışım?!Hıı.Tahmin edememişsin işte :D diye devam etti.
Kısa bir yanılgıdan sonra arabadan indim.Sürpriz okyanus muydu?Olsun bu da güzeldi.İlk defa okyanus görüyordum.Su beni kendine çekiyordu sanki.
Beni izleyen Hyun’un elinden tutup okyanusa doğru koşturdum.Bir yandan da çok güzel diye bağırıyordum.Birbirimize sırıtıyorduk.Sonra Hyun durdu.
-Bak! Dedi parmağını uzatarak.
Güneş batıyordu.Her şey müthişti.O nazlı nazlı batarken bizde el ele onu seyrettik.
-Seninle sonsuza kadar böyle kalabilirim Nehir.
-Bende.
-Ama eğer bıkarsam…
Hızla Hyun’a baktım.O sırıtıyordu.Gıcık!Ama onu çok seviyorum!
Benden ayrılıp bağırmaya başladı.
-Nehir’i seviyorum hem de çok! diye avaz avaz bağırıyordu.Ben de ona gülümsüyordum.
Ama bu romantizm açlığımı gidermemişti.Karnım gurulduyordu.İyi de bizde burada ne yiyecektik ki?
-Hyun her şey güzel ama midem çığlık atmaya başladı.
-Benim ki de.
-İyi de burada ne yiyebiliriz ki?
O bana baktıktan sonra arabaya doğru gitti.Bagajdan bir örtü ve sepet aldı.Ah düşünceli aşkım benim!
Örtüyü serip yemekleri koyduktan sonra:
-Bunlar senin için hazırladığım özürler lütfen onları kabul et :D
-Aslında tok olsaydım durum farklı olurdu ama şimdi çok açım dedim.Hyun hemen bana baktı.
-Durum farklı mı olurdu?!
Ben ona sırıtıyordum.Ne yapabilirim o da beni gıcık etmişti.
O da bana sırıtarak karşılık verdi.Serdiğimiz örtüye oturup sohbet etmeye başladık.
-Bunları gerçekten sen mi hazırladın?
-Evet senin için :D
-Teşekkür ederim :D Hepsi çok lezzetli gözüküyor.Hyun sana bir şey soracağım.
-Sor
-Sarhoş olduğum akşamı hatırlıyor musun?
-Evet.Sen hatırlamıyor musun?
-Hayır (yalan söyledim).
-O akşam bana ne dedin biliyor musun?
-Ne dedim?
-Benden borç para istedin.Çok çaresizce yalvardın.Bende verdim.Yani bana baya borcun var.
-Ne hiçte bile öyle bir şey istemedim tamam mı?
-Yani hatırlıyorsun :D
-:D Hııı şey birazını hatırlıyorum :D
-Nereye kadar?
-Peki senden mikrofonu aldığım kısma kadar.
-Ondan sonra bana doğru bakarak saranghae dedin veee
-Veee?!
----------19.bölüm sonu------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SS501 LET ME BE THE ONE
Short Storyİlk Kore hikayemle karşınızdayım.Kendimi Kore Manyağı olarak adlandırıyorum.Belki çevrenizde benim gibi birileri vardır ya da siz de öylesinizdir.Olabilir korkmayın!Biz Kore kültürünü, müziklerini, dizilerini seven insanlarız, zararımız yok aslında...