Bölüm 2

533 16 1
                                    

‘Burs almaya hak kazandınız.’ Yazısını görüne sevinçten durduğum yerde zıplamaya başladım. İnsanlar bana şaşırmış bir halde bakıyordu. Neyse sonra kendime geldim, ailemi aradım haberi verdim. Onlar da mutlu oldular en azından öyle davrandılar.

Yolculuk birkaç gün sonraydı. Bu kadar erken gitmemin sebebiyse hazırlık süreci olmasıydı. Eşyalarımı hazırladım. Bilet zaten önceden ayırtılmıştı. Çok heyecanlıydım Kore’ye gidiyordum. Oralı olmasam bile o kadar benimsemiştim ki gidince toprağı öpeceğim falan diye düşünmeye başladım. Sanki memleketime yıllar sonra geri dönüyormuşum gibi.

Bunları düşünürken uyuya kalmışım.

Sabah çalar saatin sesiyle kalkmaya çalışırken bugünün büyük gün olduğunu fark ettim. Bu gün Kore’ye gidecektim ve hala yatakta tembellik ediyordum. Hemen kalktım. Annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Onlar benim için izin almışlardı. Sessizce kahvaltı ettik. Biraz durgundular ama ben aksine çoooook mutluydum.

Hazırlanıp evden çıktık, havaalanına gittik. Benim uçağımı anons ettiklerinde aileme döndüm. Hepsini öptüm sarıldım. Annem ağlamaya başladı. Tahmin etmiştim zaten ağlayacağını.

 –Anne yapma böyle lütfen.

-Tamam kızım. Ama bizi her hafta arıyorsun tamam mı?

-Tamam, anne hatta aramanıza da gerek yok webcamden görüşürüz.

-Bu arada doğum günün kutlu olsun dedi babam.

Ben doğum günümü tamamen unutmuştum.22 yıl önce doğan ben şimdi doğduğum saatlerde gözümü Kore’de açacaktım.

-Ben onu tamamen unuttum dedim. Sonra onlara yine sarıldım.

-Kendinize iyi bakın dedikten sonra arkamı dönüp yürümeye başladım. Duygulanmış mıydım? Belki ama heyecanım ağır basıyordu.

Uçağa ilk defa biniyordum bunun endişesi de vardı. Trajik sahneler kafamda canlanmaya başladı.’Hasretle beklediği yere giderken canından oldu! Büyük uçak kazası!’

Kafamı sallayarak bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.

Biraz etrafı izledikten sonra uyuyakalmışım. Uyandığımda uçak piste inmek üzere inişe geçmişti. Neyse ki yavaş bir iniş oldu. Uçaktan inip gelenleri karşılayan kalabalığa baktım. Benim adım yazıyordu kartonda. Oraya doğru gittim. Orta yaşlı bir adamdı. Beni görünce Kore selamı verdi.

-Merhaba, hoş geldin ülkemize! Dedi sırıtarak.

-Hoşbulduk: D.

-Benim adım Cheon Hae-jin.Nehir,  sana birkaç gün her konuda ben yardım edeceğim. Eğer bir sıkıntın olursa ilk beni arayacaksın. Sana ayrıntıları akşam anlatırım şimdi yurduna gidelim. Yorulmuş olmalısın.(Onunla İngilizce konuşuyorduk şimdilik.)

Taksiyle yurduma gittik. Burası bahçeli ve çok güzeldi. Hafif otel havası vardı. Burada öğrendiğime göre 20 kişi kalıyormuş. Bir odada 2 kişi. Çabuk alışalım diye okul arkadaşlarını aynı odalara koymuşlar.

Benim odamda da Jane kalıyordu. Jane gerçekten güzel bir kızdı.

Odama eşyalarımı yerleştikten sonra onunla biraz sohbet ettim. Onun ailesi Amerika’da yaşıyormuş. O aslında orda üniversiteyi bitirmiş burada yüksek lisans yapıyormuş.

-Neden Amerika’da yapmadın yüksek lisansını? Diye sordum şaşırarak.

-Açıkçası biraz kendi ülkemde yaşamak istiyorum. O yüzden.

-Hımm.

-Peki, sen niye buraya geldin?

-Güzel bir soru: D Burayı çok seviyorum, buraya gelmek hayalimdi.^^

-----------------2.bölüm sonu------------

SS501 LET ME BE THE ONEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin