Eğer Hackney 'de yaşıyorsanız , en umulmadık şeylerin başınıza gelmesi muhtemeldir . Öyle ki en umulmadık şeyler zamanla sıradanlığa dönüşür . Şaşırmazsınız sadece öfkelenirsiniz . Mesela bu sabah, yaşadığım sokağın delisi Danny 'nin ayağıma kustuğu için sinirden elimde ki çantayı Danny'nin kafasına geçirmem gibi . Oldukça açıklayıcı bir örnek oldu değil mi ?
Canary Wharf'ta bulunan büyük plazaya doğru ilerlerken , bir anda her şeyi unuttum . Ucuz viskili kusmuk koktuğumu bile .
Bu sefer olacaktı . Bu işi alacaktım ve herkesi utandıracaktım . Bu harika iş merkezinde çalışacaktım . Riley'ninkinden daha güzel bir yerde hem de . O plazadaki , havalı kadınlardan olacaktım ve filtre kahvemi içerken başarının tadını çıkaracaktım .
Güvenliğe ismimi söyledikten sonra asansörde , iş görüşmesine gideceğim 16. kata bastım .
4.ayda girdiğim sekizinci iş görüşmesiydi . Sonunda üniversitede okuduğum alana yönelmeye karar vermiştim : Pazarlamaya . Bir yöneticinin sekreteri olmak ilk adım için iyiydi sanırım . Bayıldığımdan değil ya ...
1 yıl önce arabamı satarak düzenlediğim , sadece 100 kişinin katıldığı ve hiçbir tablomun satılmadığı sergiden sonra resimden para kazanmayı artık zorlamamaya karar vermiştim . Sahip olduğum tek yetenekti ama şansım dönmüyordu işte . Bunu kabullenmem tamı tamına bir yılımı aldı . 6 aydır çalıştığım ve beni kıt kanaat geçindiren atölye de 4 ay önce kapanmıştı . Sanki her şey bana 'Artık zorlama' mesajı veriyor gibiydi . Sonuç olarak resimle alakamı kesmem toplam 1 yıl sürmüştü.
Artık olgun bir iş kadını olmamın vakti geldi de geçiyordu bile . O iş görüşmesine girecek ve parçalayacaktım , serginin hüsranı uçup gidecekti. İşimi zamanla sevecek ve çok iyi bir pazarlama yöneticisi olacaktım . Kesinlikle , tek hayalim buydu . Öyle olmalıydı .
Purple Holding , ilk bakışta gerçekten de filmlerde gördüğünüz iş merkezleri gibiydi . Herkes bir yere koşturuyordu , telefonların sesi kulağınızda karışıyordu ... Oldukça resmi ve soğuk bir hava sezdim . Zaten düşük olan özgüvenim , iyice buhar olup uçmuştu .
''İş görüşmesi için mi gelmiştiniz ?'' Suratıma dümdüz bakan , saçlarını öğretmen topuzuyla toplamış sevimsiz kadının sesi beni transtan çıkardı . ''Evet , ee... Bay Smith'in asistanlığı için başvurmuştum .'' Kadın beni baştan aşağıya süzdü , özellikle ayakkabılarımda uzun süre oyalandı . Kusmuk lekesinin izi silmeme rağmen duruyordu . Tamam... Belki de hoş bir ilk izlenim değildi ama sabahın köründe – Daha Primark bile açılmadan - iş görüşmesine giderken ayakkabınıza biri kusmuşsa ve beş parasızsanız tek çareniz ıslak mendil oluyordu ve gururla kendini belli eden lekeye bakılırsa , çokta başarılı bir çare değildi .
Kadın en sonunda gözlerini ayaklarımdan yüzüme çıkardığında , gizleyemediği tiksinti ifadesini görmezden gelmeye çalıştım . Beni aşağılamasına izin vermeyecektim , psikolog ne diyordu ? ''Kendini her halinle sev , başkasının ne düşündüğü senin değerini ölçmez . Her şey özgüvenle başlar .'' Aynen öyle . Duruşumu dikleştirdim ve ''Evet ?'' diye sordum abartılı bir tonda . ''Bay Smith uygun mu ?''
''Bay Smith çoktan yeni bir asistan buldu. Ayrıca ... Bu kokuyla kimsenin seni işe alacağını sanmam tatlım.'' Yanaklarımın kızardığını hissettim . ''Ama ilanda ?''''Biliyorum ,'' dedi bıkkın bir tavırla . ''Bir ara o ilanı kaldıracağız .'' Kadının aslında çok özendiğim ama son anda özensiz gözüken görüntüm yüzünden yalan söylediği ihtimali beynimde bir ampul gibi yanıp söndü . ''Aslında ...'' dedim gözlerimi kısarak . ''Nedense bunu senin uydurduğunu düşünüyorum ?''
Kadın kibirle gülümsedi . ''İnan asistan bulunmasa uydururdum hayatım ama gerçekten senden bir önce gelen kişi işe alındı . Bak , köşede muhasebeyle konuşuyor .'' Gözlerim hızlıca bütün köşeleri taradığında manken fizikli , dergi kapaklarından fırlamış gibi görünen sarışın bir kadının gerçekten de muhasebe bölümüyle konuştuğunu gördüm . Tamam ... Belki de zaten şansım yoktu . Bana bir bakarsak ; Kısa boyluydum , normal kilodaydım ama öyle kaslı falan da değildim . Kestane rengi saçlarım , ela gözlerim, bence fazla dolgun dudaklarım vardı . Beğendiğim tek yanım küçük ve biçimli burnumdu . Bir burun ve sıfır iş deneyimiyle , muhasebenin önünde dikilen potansiyel Gigi Hadid'le yarışmam zaten imkansız görünüyordu. Reddedilmekten iyi , diye düşündüm çaresizce . Belki de seni alırlardı , sadece senden önce ... Tanrım , artık palavrayı kesmeliydim .
Karşımda ki kadına dönerken histerik bir gülümsemeyle ''Anladım ,'' diye mırıldandım . ''Bu arada saçların nenemin saçlarına benziyor hayatım , ilk bakışta huzurevine geldim sandım . Umarım günün ayakkabılarımda ki kusmuk kokusu kadar güzel geçer .'' Kadının ifadesini izlemek çok keyifliydi . Kendini beğenmiş suratı bir anda dümdüz olmuştu . Ona zarifçe orta parmağımı kaldırdım , ardından da geldiğim asansöre doğru kendimden emin adımlarla yürüdüm . O an omuzlarımı düşürmemek için gösterdiğim çabayı bütün hayatım boyunca gösterseydim belki de şimdi İngiltere 'nin en zengin ve genç iş kadınıydım .
Asansörün kapıları kapandığı anda , zorlukla tuttuğum göz yaşım yanağımdan hızlıca yuvarlandı . Ne zaman ya , ne zaman bir iş görüşmesinden mutlulukla çıkacaktım ? Ne zaman övüneceğim bir başarım , verecek bir iyi haberim olacaktı ? Lanetlenmiş gibi hissediyordum . Sanki biri biz küçükken evimize gelmiş ve ablam Riley dünyanın en iyisi , bense dünyanın sefili olayım diye büyü yapmıştı .
Büyük plazadan çıkarken ve iş merkezi olan Canary Wharf'ta yavaş adımlarla yürürken hala ağlıyordum . Hem de durmaksızın akan sümüklerimle .
Tanrım ... Ne yapacaktım ben ? Kiramı ödeyemez hale gelmiştim , doğru düzgün ihtiyaçlarımı karşılayamıyordum ve faturalar da çığ gibi birikiyordu . Müstakbel 9. İş görüşmesi dışında bir çözüm bulmalıydım . Hızlıca düşündüm :
1- Annen ve dördüncü kocası alkolik Brad'in evine taşın . Mümkün değil , hem evleri bir odalı hem de asla bunu kaldıramazsın .
2- Riley'den yardım iste . Olmaz , daha önce sana yardım teklif etti ama sen onu tersledin .
3- Kuzenin Meredith'i ara . Onu ararsan bütün akrabaların duyar , gururun bunu kaldırmaya hazır değil .
4- Arkadaşlarından yardım iste . 8 iş görüşmesini de arkadaşların ayarladı ama bir sonuç çıkmadı .
5- Tekrar resim yapmaya başla . Boya almaya bile paran yok , zavallı .
6- Dokuzuncu iş görüşmesine git ama artık pazarlama değil , her alana başvur . Mümkün.
Oldukça içten bir şekilde , acı dolu bir inleme dudaklarımdan çıktı . Tanrım , lütfen bana mükemmel bir yol aç . Lütfen , hayatımda ilk defa bir şeyi başarayım. Lütfen benim için harika olsun .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nic ve Luc
RomanceNicole'ün hayatıyla büyük bir sorunu vardı, sonsuz bir başarısızlığa hapsolmuş gibi hissediyordu. Berbat giden bir sanat hayatı, hakkında sıfır tecrübeye sahip olduğu bir mesleği vardı. Ablası Riley'nin gölgesinde büyümüş ve hiçbir zaman göz önünde...