Dirty Life を lalisgguk

🕊nineteen🕊

Lalisa'dan

Hissettiğim serinlikle gözlerimi araladım, güneş ne güzel de vuruyordu odama.
Dur bir dakika bu yatak örtüsü siyah?
Benimki beyazdı.
Burası benim odam değil.
Yatakta dikleştikten sonra sağa sola bakındım.
Burası kimin odasıydı? Toparlan Lalisa kendine gel düşün!
Üstüme baktığımda kıyafetlerimleydim. Komidinin üzerinde saat vardı, saat dokuzu gösteriyordu. Yataktan kalktıktan sonra odanın içinde gezintiye çıkmıştım, duvarlara galan bakıyordum, resim yoktu hiç bir yerde.
Her yer simsiyahtı. Yatak perdeler, dolaplar halılar, bir tek duvarlar gri renkteydi. Burası. Jungkook'un odasıydı!! Evet evet onun evindeydim şu anda. Aman tanrım ben ne yaptım? Arabada uyuya kaldım ve o da beni buraya kadar getirdi! Ceketimi ve çantamı sandalyenin üzerinden aldım.
Kapıyı açıp çıktığımda kendimi bir lavaboda buldum yanlış kapı!
Ama bu işaretti değil mi? Yüzümü yıkadım.
Kapıyı kapayıp diğer kapıdan dışarı çıktım. Nerdeyim ben böyle? Bu ev çok büyüktü! Şu an karşımda kocaman merdivenler vardı, her yerde kapılar, üst kattaydım. Biraz ilerleyip merdivenlere baktım, daha üst katları vardı.
Ben üçüncü kattaydım. Ne yapacağım ben şimdi?

"Lalisa hanım!" Duyduğum sesle irkildim arkamı döndüğümde şık giyinimli bir hizmetçiyle karşılaştım, üstündekiler beyaz önlük ve siyah elbiseden oluşuyordu. "Evet?" Dediğimde gülümsedi, yabancıydı, İngiliz?
"Jungkook bey yukarı katta, kahvaltı yapıyor, size eşlik edeyim." Dediğinde başımla onayladım.
O önümden ilerlerken ben onun arkasından ilerliyordum etrafa bakıyordum, çok büyüleyiciydi. Odadan çıktığım anda farklı renk görmüştüm en azından.
Dördüncü kata çıktığımda büyük bir masa gördüm, masada Jungkook vardı ama onun dışında başka insanlar da vardı, masanın başında yaşlı bir adam vardı onun sol  yanında bir kadın vardı, çok şık giyinimliydi.
Onun yanında ise bir oğlan vardı bizle aynı yaşta gibiydi.

"Lalisa." Jungkook'un bana olan bakışlarını gördüğümde ona bakıp gülümsedim, benim yanıma geliyordu kısaca sarılırken kulağıma fısıldadı.
"Onlar amcam , yengem ve kuzenim, onlara sevgili olduğumuzu söyledim." Dediğinde gerilmiştim, başka kişilere de yalan söylüyorduk ve bu iş bitmiyordu. Açıkçası bitmesini istediğimden de emin değilim.

Onlara bakıp gülümsedim fakat bu çok belli oluyordu ki o da yengenin bana olan göz devirmesiydi. Amcası bana kısaca gülümsedi ve günaydın dedi, kim bilir ne haldeydim, kuzeni bana yarım ağız bakarken çok bakmadan Jungkook'un gösterdiği yere yani onun yanına oturdum.
Kahvaltı yaparken sürekli bana bakmaları canımı sıkıyordu.
Ben yemeğe başlamamıştım, fakat Jungkook kahvaltıya gömülmüştü bile.
"Merhaba kızım. Seninle tanıştığımıza memnun olduk." Diyen amcasının aksine yengesi ise "ya ne demezsin." Dedi. "Merhaba efendim." Dedim.
"Lütfen kahvaltına başla." Dediğinde başımla onayladım, yemeğimi yerken Jungkook bana bakıyor ve önüne dönüyordu. "Merhaba ben Lucas." Dediğinde elini uzattı kuzeni. "Merhaba ben de Lalisa." Diyip elini kısaca sıktım. Masa çok sessizdi.
"Canım bugün dernek toplantım var, beraber şirkete geçelim mi?" Dedi yengesi."Olur hayatım." Dedi amcası da. Galiba büyük bir şirkete sahiptiler, şu varlığa bakılırsa, kendi evimle kıyaslamam imkansız olurdu.
Yeterince yedikten sonra suyumdan yudumlarken Jungkook ayağa kalkmıştı. "Amca ben okula geçiyorum, Lalisa'yı da bırakmam lazım."
"Tabi canım Jungkook'çum fakat bu kız ne kadar daha kalacak?"dedi yengesi. Bana dik dik bakarken. "İstediği kadar kalır yenge, odadan bol ne var bizde?" Yengesi bozulmuştu. "Kendi odanı vermemeliydin!" Dedi yengesi. "Neden ki sen mi kalmak istiyordun orada?" Dedi Jungkook hey bu ağırdı!?
"Sözlerine dikkat et Jungkook! Yengen seni düşünüyor, on iki tane misafir odası varken kendi odanı vermene ben de şaşırdım." Dedi amcası.
"Pekala şöyle ki sevgilimi rahatça rahatsız edebilmek için kendi odama aldım, anladınız mı?" Diyip sırıtıyordu, hey ben burda yanıyorum ama!!
Beni de yaktın Jungkook!!
Ne demek şimdi bu? Rahatça rahatsız etmek!!