🕊ten🕊

475 48 6
                                    

Hey hey heyyyyy
Beğen çabuk yoksa bölüm gelmez haaa


"Prenses hanım önden buyur lütfen-"
"Vayy Jungkook Bey?" Dedi tanıdığım bir ses tonu.
Tahmin etmek o kadar da zor değildi.
Jungkook kaşları çatık bir şekilde Sehun'a döndüğünde yumruklarını sıktığını görmüştüm, arkamdaki bedene döndüğümde Sehun'un da şaşkın bakışlarının üzerimde olduğunu gördüm.
"Lalisa burda ne işin var?" Dedi bir anda, belimde hissettiğim kemikli eller ile belime sarılan bedene döndüm. Belime sarılan kişi Jungkook'tu Sehun olsaydı bu sefer duracağımı zannetmiyorum.

"Neden sevgilimle yarışa katılamaz mıyım?" Diyen Jungkook'un gevşeyen yüz hatları tüm olayı ortaya koymuştu çünkü bu sefer de Sehun'un yüz hatları sıkılaşmıştı.
Bakışları bana dönen Sehun ciddi bir şekilde sinirlenmeye başlıyordu.
"Demek sevgilin, katil biriyle sevgili olmak güzel mi bari Jungkook?"
Diyen Sehun'a bir yumruk atmak istedim.

"Katil olsa bile dünyanın sonuna kadar sevilmeye layık biriyle sevgili olmak çok daha güzel Sehun, iyi yarışlar!"

Diyip belimdeki eliyle beraber arabının yanına kadar yürümüştük.
"Bunlar gerçek düşüncelerin mi?" Dedim arabaya binmeden önce.
"Sevgili olduğumuza inanmasını istiyorum, herkesin inanmasını istiyorum, hatta bu yalana ben de inanmak isterdim." Diyip gülümsedi ardından sürücü koltuğuna oturdu.
Arabası o kadar lüks duruyordu ki gözlerimi hiç bir yerinden alamıyordum neden şaşırıyorum ki?
Jeon Jungkook'un arabasıydı, kendisi gibi canavar bir araba almıştı, gülümsemesiyle kandırabilirken, kahkahası ile tuzağa düşürebilirdi.

Bağlanmamalıydım ona, bu yaptığı nazik hareketler beni benden almamalıydı.

Üzgünüm Lalisa, Jeon Jungkook'un tuzağında canavara aşık olmak üzeresin.

Biraz sessiz olabilirsin!
Benim tabirimle yarı çıplak olan bir kız arabların önüne geçti ve bayrağı havaya kaldırdı, galiba bayrağı indirdiği an yarış başlayacaktı ve ben hala buna hazır değildim! Ah tanrım gerçekten hayatım saçma olmaya devam ediyor!
"Senden tek istediğim şey rahat olman çünkü benleyken asla kaybetmezsin!" Dediğinde bakışlarımı kemerime çevirdim, sıkı bir şekilde ayarlamıştım hala korkuyordum ama bu sözleri sarf etmesi daha iyi olmamı sağlıyordu.
"Ne yapmam gerekiyor?" Sesimi stabil tutup burada yapmam gereken şeyleri sordum.
"Yarışın sonunda bayrak alınması gerekiyor normal yarışlarda olmaz ama bu bayrak yarışı, sana haber vereceğim tek yapman gereken kenardaki bayrağı çekip almak, merak etme kenara yeterince yaklaşacağım." Dediğinde başımla onayladım, umarım herhangi bir sorunla karşı karşıya olmayız.
"Peki ya kaza yaparsak, mesela Sehun? O hızlı araba kullanır ya bize çarparsa?"
"Sehun'la yarışa mı katıldın?" Dediğinde başımı iki yana salladım.
"Hayır katılmadım ama biliyorum ve böyle bir yer olduğunu bilseydim onu sevgiliyken göndermezdim bile her neyse sen benim soruma cevap ver?"
"Sehun'la yarışa katılmadığın için bilmiyorsun! Sehun asla bana yetişemez, kaza yapmak mı? Eğer kaza yaparsa burdan atılır! O yüzden korkma! Ne Sehun'dan ne de kaza yapmaktan, asıl korkacağın tek şey onlardan korkmak olsun!" Dediğinde gözlerini ezberlediğimi fark ettim, bu gözler beni benden alıyordu, ne çok büyüktü ne de küçük, renginde kayboluyordum, bakışlarını benden çektikten sonra karşısına baktı, tam bu sırada yarı çıplak kız bayrağı aşağı indirmişti ve yaklaşık olarak sekiz araba tekerlekleriyle yola imzalarını çizmeye başlamışlardı, çıkan sesle beraber ürkmüştüm, resmen arabalarını ağlatmışlardı.

Dirty Life を lalisggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin