"Onlar kim?!" Dediğinde sinirleniyordum.
"Soru sormak yok, yoksa seni atarım arabadan!" Dediğimde başıyla hızlıca onayladı.
Lanet olsun ki adamlar dibime kadar gelmişti.
Ara sokakları aklımda tararken başka yol olmadığını fark ettim, geriye doğru manevra yaparken arkamı kesmesiyle durmak zorunda kaldım.
Ahh lanet olsun, hızla sürmeye devam ettim, çıkış yoktu ve bunun sonunda uçurum vardı.
Gidebileceğim yere kadar gidecektim.
"Lalisa şimdi sana anlatacağımı harfi harfine uygulayacaksın yoksa bunlardan kurtulamayız anladın mı?" Dediğimde başıyla onayladı."J-jungkook bunun sonunda uçurum mu var?" Dediğinde o sırada ölmek istedim onu kendimle sürüklediğime inanamıyorum.
"Evet Lalisa uçurum var, ben oradan atlayacağım sen de arabadan atlayacaksın." Dediğimde başını iki yana salladı. "Hayır Jungkook hayır olmaz!!" Nasıl olmaz diyebiliyordu?
"Hayır böyle olacak, şimdi şurdan dönüp uçuruma doğru gideceğim, sen de önceden ineceksin." Dediğimde ağlamaya başladı. Ellerimi tutmaya çalışırken başını iki yana sallıyordu.
"Buna izin veremem!! Beraber atlayalım." Bunu diyecek kadar biz ne yaşamıştık?Lalisa'dan...
"Hayır olmaz Jungkook sadece saçmalıyorsun ikimiz atlayalım arabadan inip kaçalım olmaz mı?" Dediğimde başını iki yana salladı. "Olmaz dediğimi dinle!"
"O zaman şöyle bir plan yapalım sen ve ben arabadan inmeden önce el frenini çekme araba kendi kendine gitsin ve bizi atladı sansınlar olur mu?"
Dediğimde bana bakıp şaşkınca gülümsedi.
"O-olur olur evet bak bu olur!!" Diyip gülmeye başladı.
Gaza iyice bastı ve uçuruma yaklaşırken adamlar arkamızda kalmıştı, onları göremiyorduk bile arabadan ikimiz de aynı anda atladık, dirseğim ve dizlerim zedelenirken onun yanına gitmeye çalıştım görünmemeliydik.Onun yanına geldiğimde o ayaktaydı beni kucağına alıp koşmaya başladı. Adamları gördüğümde kalbim ağzımda atıyordu resmen. Bir bina bulduğunda koşarak oraya gittik.
Elleri belimde duvarla arasında nefes nefeseydim.
"Gittiler." Dediğinde ben onu unutmuştum bile çünkü bu mesafede onun dudaklarına uzansam öpmüş olacaktım.Bakışları beni bulduğunda nefesini tuttu. Bakışlarımı dudaklarından alamıyordum. Yutkunduğumda "Tamam gidelim o zaman." Dedim zorla da olsa. Başıyla onayladı.
Geri çekildiğinde hala sarhoş gibiydim. Elimden tuttuğu gibi koşmaya başladık. Bu yakınlık beni benden almıştı.
"O adamlar kimlerdi?" Dediğimde sesini çıkarmadı. Ben çok aptaldım bilmeden onun peşine takılmıştım.
"Jungkook bir şey diyorum!" Dediğimde elini tuttum ve onu durdurdum.
"Sorgulamadan yürü ölmek istemiyorsan!" Dediğinde kaşlarımı çattım.
Ne? Ölmek mi?
"Jungkook onlar tehlikeli mi? Bak bana doğruları söyle korkuyorum!"
"Korkuyorsan niye geldin?! Niye her işime burnunu sokuyorsun?!"
"Ne bileyim ben belki yardımcı olurum-"
"Olamazsın! Yardım falan edemezsin sen bana! O adamların silahı var! Şimdi seni düşünmek zorundayım! Ölmemen için ayrıca uğraşmam lazım senin yüzünden!!"Sustuğumda çatık kaşlarıyla bakmaya devam etti elimden tuttuğu gibi çekiştirdi. Bir yarım saat daha koştuktan sonra okula gelmiştik.
Elimden tutuyordu ve bırakmamıştı.
"Kimdi onlar?" Dedim tekrar.
"Boşver, sınıfa gir ben de geleceğim birazdan."dediğinde kaşımı çattım.
"Sevgili oyunu oynuyoruz! Beraber girmemiz lazım." Dedim.
"Başlatma şimdi oyunu falan! Uğraşamayacağım! Gir dedim içeri!"
Dediğinde küfür edip sınıfa girdim. Şerefsiz herif bana neler demişti?
Sanki keyfimden takip ettim onu? Bir şey yaparım diye takip etmiştim.
Bir şey yapamadım da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dirty Life を lalisgguk
FanficLİSKOOK LİZKOOK Bir katil Bir katil yüzünden en yakın arkadaşımı kaybettim Ölümü gözlerimin önünde oldu Ve kimse bana inanmıyor #esrarengiz 18 #Nancy 1