🕊twenty four🕊

295 29 2
                                    

Tanrısal bakış açısı.

"Jungkook ortadan kaybolman lazım. Bu gerekli kardeşim, inan bana bundan kurtulmak için başka çaren yok." Namjoon'un endişeli sesi bir metre ileriden de belli oluyordu.
Jungkook usulca reddetti. "Olmaz Lalisa'ya daha yeni kavuştum, onu şimdi yalnız bırakamam."dedi Jungkook.
"O zaman her şeyi anlat ona! Her şeyi, lanet olsun! Polisler peşinde diyorum neresini anlamıyorsun? Oğlum seni hapise atacaklar hem sırf şu it herif olan Sehun'u öldürdün diye!"diyerek sitem eden Namjoon duvara yumruk attı.
"Bak Jungkook biteceksin! Sana samimi söylüyorum hayatın bitecek! Gel beni dinle."dedi Namjoon

"Lalisa'yı kaybedemem!"dedi Jungkook.
"Tamam o zaman ona göre plan kurarız, sen yeter ki benim sözümü dinle iki gün sonra okula baskın olacak, sadece yarın gidebilirsin şu işi hallet."dedi Namjoon

Ve ardından Jungkook onun yanından ayrılıp evine gider gizlice odasına gidip, yarın uygulayacağı planı düşünür. Fakat hesaba Lalisa'nın odasına gelip ona aşkını itiraf edeceği yoktur.

Aynı sabah
Okulun bahçesinden giren Jungkook ve Lalisa el ele tutuşarak sınıflarına kadar ilerlediler, yine her zamanki gibi tüm bakışlar onların üzerindeydi.
Usulca sınıflarına girdiler ve sıralarına oturdular onlara bakan öğrencilere aldırmadan kendi arkadaşlarıyla konuşmaya başladılar.
Lalisa Chaeyoung ile sohbet etmeye başladığı sırada sürekli gülümsediğini fark etti. Sürekli gülümsemesini sebebi ise , sabah yaşanan güzel itirafı almak olabileceğini düşündü.
Bunu arkadaşına itiraf edemezdi ama yaşayabilmek bile güzel diye düşündü. Jungkook'a bakıp gülümsedi onu gören Jungkook ise göz kırptı.
Ders başlamıştı ve her şey normaldi, dersler birbirini kovalarken Lalisa hala büyük günün ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Jungkook ve Lalisa dersler biter bitmez okuldan çıktılar ve Jungkook ona sürpriz yapacağım bahanesiyle bir yere götürmeye başladı.
Lalisa çok heyecanlıydı hatta yol boyunca sevincinden bahsedip duruyordu. Jungkook'a yaklaşıp onun boynuna öpücük kondurdu.
"Belki de ilk defa hayatım bu kadar düzenli ilerliyor."dedi Lalisa. Jungkook "Benim de."dedi.

Gidecekleri yere vardıklarında aşağı indiler ve karşılarında duran depo gibi yere doğru ilerlemeye başladılar. Lalisa biraz şaşırmıştı buraya geleceklerini zannetmiyordu. Hatta aklından buraya gelmek gibi bir düşünce asla geçmemişti.
Jungkook ondan beş dakika istedi ve ortadan kayboldu. Lalisa biraz ürkmüştü, ceketinin ceplerine ellerini koyarak beklemeye başladı.
Daha sonra depo olan yerin hoparlör sisteminden ses gelmeye başladı.
Lalisa şaşkınca hoparlöre baktı.
"Hayatınız sizin ellerinizde, yaşamak, ölmek, öldürülmek."sesi duyduğunda tüyleri diken diken olmuştu Lalisa'nın, korkuyla "Jungkook neredesin?" Diye bağırdı ama hiç ses gelmedi.

Kapılar ardına kadar açıldı ve kapıların ardından gelen gölge beden ile Lalisa geri çekildi. "Kimsin sen?"dedi ama o cevap alamamıştı.
Beden yaklaşarak Lalisa'nın dibine kadar geldi.

"Kimsin sen dedim? Yoksa, yoksa sen katil misin?"dediğinde ona yaklaşmaya başladı, Lalisa onun katil olduğunu anladığında içindeki huzur garip bir şekilde artmıştı çünkü katilin ona bir şey yapamayacağını düşünüyordu.
"Sen kazandın güzelim, ben gerçekten de sana dokunamıyorum."dediğinde şapkasını ve maskesini sırayla çıkarttı.

Karşısında suratsız bir Jungkook görmesiyle derin derin nefes almaya çalışan Lalisa'nın elleri titremeye başlamıştı.
"J-jungkook? Sen ne yapıyorsun bu kıyafetlerle, sen neden böyle giyindin? Sen, sen. S-sen katil miydin?"dedi Lalisa, öyle korkuyordu ki şimdi. Ne hareket edebiliyordu ne de doğru düzgün konuşabiliyordu.
Jungkook derin nefes alıp ona yaklaşmaya çalıştı.
Lalisa onu eliyle durdurdu. "Bu kadarı fazla! Bu çok fazla!"dedi Lalisa.
Lalisa kriz geçiriyor gibiydi, adeta şoka girmişti.

Dirty Life を lalisggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin