Gecenin yarısında kim koşmak ister? Yağmur yağarken evine yetişmeye çalışan bir işçi mi sadece? Ay ışığını yansıtan bıçağından, parlak kırmızı kanlar damlayan bir taze katil mi? Yoksa sevdiği erkeğe katil unvanı verilsin istemeyen, tanıdığı herkes tarafından uzak tarihte unutulmuş bir kayıp kadın mı? Koşan bendim, bunlardan hiçbiri değildim henüz. Çünkü ben genel olarak koşuyordum hayatta. Gece yarısı koşmak zorunda kalmak, durağanlığı benimseyenlere göredir. Hayatta yeniliklerin peşinden koşmayıp, mevcut düzenini koruma peşindeki insanlar içindir; koşmak zorunda kalmak. Bense sanki koşarken doğmuştum. Ebe beni yakalayıp popoma vurmasın diye, şimdilik 29 yıl sürmüş bir kaçış tutturmuşum ki o biçim! Dönüp arkama bakmıyorum; daha önce yakalanmadığım bir şeye yakalanırım diye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞ!
SpiritualGecenin yarısında kim koşmak ister? yağmur yağarken evine yetişmeye çalışan bir işçi mi sadece? Ay ışığını yansıtan bıçağından, parlak kırmızı kanlar damlayan bir taze katil mi? Kim? Bu ömür denen şeyin koşmakla ilgisi ne? Hem de gece gece!