ETKİ

137 9 0
                                    


     Yüzyıllardır aynı yerde, hiç gelişmeden ve yenilenmeden, sanki denizden yüzyıllar öncesinde çıkarılmış balıkların satıldığı bir balıkçı tezgahına takıldı gözlerim. Dökük boyasından kalanları maviydi; soğuktu, yaşlıydı, bir şeylerin sınırındaydı, ama ayaktaydı bu tezgah. Gecenin karanlığında bile gözüme iliştirebildiği, birkaç saat öncesinde dolu olduğu belli olan boş ve kirli kasalarla ayakta olduğunu hissettiren bir ağırlığı vardı, bir de sokağın başından beri benzer ağırlıkta hissedilen kokusu. Sordum: "senin sonun ne olacak? kaç asır daha?.." Herkesin duyacağı bir cevap vermedi. Tezgahlar konuşmazdı, daha doğrusu gündüz balıkçı çığırtılarından duyulmazdı sesleri. Ben onlarla geceleri konuşurdum. Sadece benim duyacağım biçimde "koş!" dedi bana. "Ben yoruldum, sen koş!" diye ekledi. "Tamam" demek gelmedi içimden. Ben zaten koşuyordum, ama kimseye ve hiçbir şeye söz vermediğim gibi ona da söz vermedim. Yavaşladığımda üzerime bulaşan çamuru hatırlatıp yüzüme vurmasın diye hızlandım. Yaydığı koku hafiflemeye başladı...

KOŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin