Multimedya; Karakterlerimiz
Canım okurlarım, yorumlarınız ve desteğiniz benim için çok kıymetli. Hikaye ve hikayenin gidişatı ile ilgili yorumlarınız esirgemeyin, lütfen.
Eleştirilerinize açığım. Hikayede eğer kafanıza yatmayan bir nokta olursa, yazım yanlışı görürseniz uyarmakta çekinmeyin.
Bölüm sınırımız; 30 oy, 60 yorum
Keyifli okumalar ❤
---
Üzerime bir şeylerin örtüldüğünü hissettiğimde rahatsızca kımıldandım ve gözlerimi araladım. O sırada üzerime eğilmiş Güntaç ile göz göze geldim, Güntaç gülümseyerek doğrulduğunda etrafımı göz gezdirdim. Kitap okurken oturduğum koltuklarda uyuyakalmıştım. O da üzerime kahverengi bir battaniye örtmüştü. Camdan dışarıya baktım, hava kararmıştı.
Bakışlarımı tekrar Güntaç'a çevirdim. Onu gördüğüme şaşırmıştım. Ne zaman gelmişti? "Sen ne zaman geldin?" diye sorduğumda karşımdaki koltuğa oturdu. Kazağının kollarını yukarı doğru çekip kollarını koltuğun kenarına yerleştirdi.
"Sizden sonra hemen yola çıktım. Ama merkezde biraz işim vardı, biraz da sizi yalnız bırakmak istedim. Konuşacak şeyleriniz vardır diye." dediğinde güldüm. Ateş bana laf sokmaya çalışmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu ki. Oturup sohbet mi edecektik bir de? "Neden güldün?"
Oturduğum koltukta doğruldum ve üzerimdeki battaniyeye sıkıca sarıldım. "Ateş'in sohbet etme özelliği var mıydı? Özelliklerini kurcalama fırsatı bulamadım henüz." Ateş'e robot yakıştırması yapmama güldü ve eliyle gülüşünü gizledi.
"Bana güven, Ateş sandığın kadar ketum biri değildir." dediğinde kaşlarım havaya kalktı. Ona güvenmeli miydim? Bana barınağın anahtarlarını verirken oyun oynamamış mıydı? Şimdi ona güvenmemi istiyordu.
"Sana güveneyim mi?" dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. Başını salladı ve parmaklarını koltuğun kenarında gezdirdi. "Nasıl güvenmemi bekliyorsun Güntaç? Daha ilk tanışmamızda oyun oynamadın mı bana?"
Kaşları çatıldı ve ellerini birbirine kenetleyip kucağına yerleştirdi. "Bunu Ateş istedi Derin." dedi kılını bile kıpırdatmadan. "Ateş istediyse bir nedeni vardır."
Battaniyeye daha sıkı sarılarak "Ne yani Ateş senden ne istese sorgusuz sualsiz yaparsın, öyle mi?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak.
"Aynen öyle." diye yanıtladı kuru bir sesle. Ateş'e göre duygularını daha çok dışarı vurabilen biriydi. Gözlerindeki samimiyeti görebiliyordum. Dudaklarımı dilimle ıslattım ve oturduğum yerde doğrulup sırtımı koltuğa yaslandım. Bacaklarımı üst üste attım.
"Misal Ateş belindeki silahı çıkarıp beni vurmanı istese, o silahı bana doğrultur musun?" diye sordum gözlerimle belindeki silahı işaret ederken. Sertçe yutkunup gözlerini gözlerime diktiğinde kaşları kaldırdım. Cevap vermediğinde güldüm ve üzerimdeki battaniyeyi bir kenara bırakıp ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerlemeye başladım.
"Nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda kapı kulpundaki elimi çektim ve ona doğru döndüm.
"Ben cevabımı aldığımı düşünüyorum." Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
O da ayağa kalktı ve karşıma dikildi. Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. "Bak saçma gelebilir ama ben Ateş ne isterse istesin isteğini yerine getiririm. Bu Ateş için de geçerli. Benim istediğim bir şeyi sorgusuz sualsiz yapar o da."
"Ne hoş." dedim yapmacık sırıtışım genişlerken. Arkamı dönüp odadan çıkmak için adımımı attığım sırada Güntaç kolumu tuttuğunda duraksadım ve kolumu bırakmasını bekledim. Elini kolumdan çektiğinde derin bir iç çekerek ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARINAK MESELESİ
General FictionDaha ne kadar susacaksın? Ne zamana kadar takacaksın maskeni? Ne kadar daha saklayabileceksin gerçeği? Susma! Konuş, Parçala at maskeni, Açıkla tüm gerçeği. --- 2019 Hayvanlardan nefret edeyerek büyüyen , intikam aşkıyla kavrulan bir adam yürüyor so...