24.Bölüm

94 6 0
                                    

Saatler önce:

Çağan kapıda duran korumaları görünce bir nebze sinirlenmiş  sinsi gülüşüyle  tebessüm ederek,  elindeki kutuyu arabaya bırakıp korumalara doğru yönelmişti. Çağanı gören korumalar,elini göğsüne koyarak çağanın kapıya yaklaşmasını önlemişti. Dahada öfkelenen çağan elini göğsüne koyan korumaya kafa atarak yere düşmesini sağlamış, diğer korumalarında üstüne yürümesiyle onları halt etmişti. Ortada delil bırakmayan çağan korumaları arka kapıya sürükledikten sonra hafif kanayan burnunu eliyle temizlemiş, daha sonra telefona sarılarak kullağına dayamasıyla birlikte:

"alo buğra sana konum atıyorum, paketlenecek gereksizler var bu iş sende" diyerek komut verdikten sonra telefonu kapatmış.cebinden çıkardığı mendille kendini temizlemiş, aracına giderek, hediye kutusunu alıp tekrar alanurun kapısında belirerek kapıyı çalmıştı.

Sonrası:

Asilla ile aras alışverişten bitkin halde  dönerken arabaya binmiş evin yolunu almışlardı. Arabada süren sessizlik uzun sürmemişti. Arasın telefonu çalınca aras yorgun olduğu için telefonu açmış karşıdan gelen sesle doğrulmuştu:

"alo abi"

"efendim abisi fazla şarjım yok kısa kes"

"tamam abi acil eve gelmelisin annem iyi değil"

"nasıl iyi değil ne oldu"

"bilmiyorum abi hemen gelmelisin"

"tamam hemen geliyorum" dedikten  sonra hızlı dönüş yapmasıyla asillanın başı cama çarpmış ne olduğunu idrak etmeye çalışırken
"ne oluyor aras, neden döndün"

"acil eve gitmem gerekiyor"

"ne evmi  beni bırak şu köşede ben kendim giderim"

"sana fikrini sormadım, ayrıca başka seçeneğinde yok" diyen arasa sinirle bakmış ve bir anda yola bakarak "ne ev mi hayır olamaz bu halde mi bu şekildemi şimdi mahvoldum heralde şu halle arasın annesinin görmek istediği son kişi olabilirim" diyerek içten içe kasılmış ve utanmıştı. Eve vardıklarında nasıl geldiklerini bile anlamamışlardı. Arasla asilla hemen arabadan inmiş, aras kapıya doğru yol almışken asilanın sesiyle arkasına dönmüş "ben burda seni beklerim" diyen asillaya oflayarak hızla yaklaşmış, bileğinden kavrayıp, zorla içeri sokmaya çalışırken "bu saatte burdamı, burası balıkesir değil güzelim" diye söyleniyordu. İçeri girdiklerinde kardeşiyle karşılaşan aras "annem nerde ne oldu" diyerek soru sormuş , kardeşinin onlara bakarak gülmesiyle aras olayı dank etmiş, hala asillanın bileğini tuttuğunu farketmişti. Aniden asillanın bileğini bırakarak kendine çeki düzen vermiş: "annem nerde dalganı sonra geçersin"

"içerde abi mutfakta" diyen kardeşinin sözünü bile tamamlamasına izin vermeden, mutfağa doğru ilerlemişti. Asilla ise arasın kardeşiyle yalnız kalmış birazda olsa çekinmişti. Ecrin asillanın elinden tutarak:

"merak etme annem iyi sadece işten kendini alıp biraz bizimle zaman geçirsin diye böyle bi oyun oynadım'

" keşke bunu abine güzel bir dille anlatsaydın, abin çok korktu annene bişi olacak diye sana kızabilir"

"merak etme abla geçer onun hırsı  bana kıyamaz o, ama fenamı oldu işkolik oldu çıktı başımıza"

"haklısın o konuda bişi diyemem"

"bir taşta iki kuş hem sende geldin fenamı oldu"

"daha çok süpriz oldu diyelim"

Diyen hoş bir sohpetin ardından mutfağa yönelmişlerdi. İçeriye girdiklerinde bütün mutfak çalışanları işi gücü bırakmış  asillayı süzmeleri bir olmuştu. Bunu farkeden aras "işiniz yokmu sizin ayşe abla" diyerek dikkatlerini dağıtmıştı. O esnada asillayı karşılamak için ayağa kalkan annesine gözleri kaymış, ecrinin bi oyunu olduğunu anlamasıyla derin bir nefes almıştı. Sinirli bir bakışla ecrini süzen aras  anasının lafa girmesiyle annesine dönmüştü.

AŞK-I ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin