34.Bölüm

54 6 0
                                    

Ahu geceleri uyumaz hale gelmiş sürekli batını düşünüyordu.  pencerenin önüne oturmuş camdan dışarıya doğru rüzgarın, ağaçtaki yapraklarla olan uyumunu seyrediyordu. "sen nasıl bi. Yersin diye" iç geçirip derin düşüncelere dalarken telefona gelen mesaj sesiyle irkildi. Ayağıya kalkarak telefonu eline almış pencerenin önüne tekrar oturmuştu. Mesajı açan ahu şaşırmamış ufak bir tebessüm etmişti. Batının ona gönderdidiği mesajda"uyumadığını iyi biliyorum şuan pencerenin karşısında oturmuş yolumu gözlüyorsun değilmi" yazıyordu. Bu ahunun "deli bu çocuk" diye söylenmesine sebep olmuştu. Yatağa kendini umutsuz bir şekilde bıraktıktan sonra  gözlerini kapatmış çok kısa süre sonra uykuya dalmıştı.

ERTESİ GÜN :
Ahu dan :

Ansızın çalan telefonumun sesiyle kendimi yataktan atmış kimin aradığını görmeden telefonu açmıştım. Karşıdan gelen sesle doğrularak:

"senmisin yağız"

"evet günaydın ahu nasılsın"

"günaydın aslında onu sana benim sormam gerekirdi özürdilerim"

"önemli değil iyim şimdi teşekkür ediyorum, bugün bir planın yoksa görüşebilirmiyiz"

"evet neden olmasın"

"iyi o zaman seni alması için rızayı gönderiyorum"

"tamam" dedikten sonra telefonu kapatmıştım. "Artık onla konuşsam iyi olacak bir daha görüşmek istemediğimi ona söylemeliyim en azından bunu yapmak zorundayım of batın of" diyerek hızla ayağa kalkmış duş almıştım. Duştan sonra  siyah dizüstü eteğimle üstünden giydiğim beyaz  yarım kazağımla hazırlanmış, saçlarımı salık bir şekilde bırakıp makyajımı tamamlamıştım. Beyaz sporlarımı giydikten sonra elime aldığım deri ceket ve çantamla evden sessiz bir şekilde cıkmış beni bekleyen rızanın arabasına binmiştim.aracı çalıştıran rızaya tebessüm etmiştim. Kızları bugünde görememeştim. Onları çok özlediğimi farkedip bu akşam onlara baskın yapmalıyım iş yerlerine gitsem iyi olacak diye tebessüm ederken rızanın durmasıyla doğrulup  arabadan indiğimde bir elinde paston olan diğer ayağı ise sargılı olan yağıza  tebessüm etmiştim. Yanına varınca ayağına bakıp :

"çok üzgünüm yürüyebilirmisin eşlik edebilirim istersen"

"hayır teşekkür ederim rıza yardımcı olur hem sen kahvaltı etmemişindir. Aç açına yük olmak istemem"

"beni bu kadar düşünme kendini düşünmelisin. "

"önemli değil içeri geçelimmi"
Eliyle verdiği komutla içeri girmiştik. Onun rızadan destek alıp yürüdüğünü görünce üzülüyor hep benim yüzümden diyerek kendimi suçlarken göle karşı bakan bi masada oturup , gölün çevresindeki taşlı olan evlere bakıyor tebessüm ediyordum. Masaya oturunca siparişleri verdikten sonra yağız bana dönerek "burasını çok severim bu göl bana huzur veriyor" başımı onaylar gibi salladıktan sonra ellerimi ovuşturmuştum. yağıza dönerek
"aslında seninle birşey konuşmak için geldim, bu davet iyi oldu" cümleyi duyduktan sonra gerilerek bana doğru bakan yağız" seni dinliyorum ahu rahat olabilirsin"
Derin bir nefes almış:
"ben artık seninle görüşmek istemiyorum yanlış anlama sakın sen iyi insansın ama görüşmemiz doğru olmaz" yağız zorla tebessüm edip başını yana çevirmiş dudaklarını ısırmıştı. Tekrar bana dönerek"batın dimi"diyerek bana cevap vermişti.

"hayır ikimiz içinde doğru olan bu"

"peki nasıl istersen öyle olsun. Ama ne zaman istersen ben burdayım unutma. Ben senınle her zaman görüşmekten yanayım ama yinede karar senin"

"anlayışın için teşekkür ederim ben gitsem artık benim sparişlerimi iptal etsen çok iyi olur kızlarla kahvaltı etmek için yanlarına gideceğimde"

AŞK-I ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin