10. BÖLÜM

221 11 0
                                    

Yazardan devam

Çağan Alanur*umutfağa gireceğini gördüğü zaman hemen kolundan tutup kendisine doğru çekti. Alanur ise bu durum karşısında onu kendine çeken çağana karşı geriye doğru bir adım atarak uzaklaştı.  Çağan Durumu anlamaya çalışırken kaşları çatılsı. Alanur bu duruma karşı o tatlı gülümsemesiyle  bir şeyler  söylemişti. Çağan konuşma esnasında alanurun baska bir yere  baktığını görünce başını o tarafa çevirdi. Ceyda*nın geldiğini  gören Çağan başını salladı. Bir bu eksikti siye dğşünürken çağana yaklaşan ceyda bir anda çağanın boynuna sarıldı. Alanur  bu durum karşısında şoktaydı. Çağan Ceydayı hemen kendinden uzaklaştırarak toparlanmaya çalıştı. Çağan Alanurun bakışları altında esir kalan ceydaya karşı  hemen alanurla tanıştırdı. Yanlış anlaşılsın istemiyordu. Alanurun şaşkın bakıslarıyla ceydayı süzerken ceyda her zamanki gibi densizleşmiş, çağanla kendisi hakkında saçma sapan şeylerden bahsetmeye başlamıştı. O an alanura odaklanan Çağan ceydanın ne konustugunu umursamamıştı bile. Alanur ise hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Alanur  Bir anda ceydanın sözünü keserek çağan ile ceydanın yanından ayrılmıştı. Çağan peşinden o kadar seslenmesine rağmen alanur çağanı duymamazlıktan gelerek mutfağa girmişti. Çağan Alanurun yanından ayırlmasına sevep olan ceydaya öfkeyle döndü. ceyda bunu umursamazken "birşey mi oldu çağan?" dedi. Çağan Öfkesini kontrol etmeye calışmadan "daha ne olsun ceyda."dedi.  Dahada öfkelenerek. Çağan ceydanın üstüne yürümeye başlarken"  anlamadığım birçok şey var ceyda. biz ne ara bu kadar yakın olduk? Daha dogrusu sen kendini ne zannediyorsun da beni sahiplenmeye cesaret ediyosun?" Diyerek öfke dolu sesiyle ona bağırmıştı. Ceydanın ürkek dolu bakışları korktugunu belli etsede Çağan ona zerre kadar umursamamıştı. Çağan ile ceyda tartışırken çağan müdürün mutfağa girdiğini gördü. Çağan bunu görmesiyle tam mutfağa girmek üzereyken koluna  yapışan ceydaya döndü. Ceyda pes etmeden konuşmaya devam ediyordu. "çağan bak sen beni çok yanlış anladın. Beni bi dinlermisin lütfen?" çağan
hala kolunu tutan ceydayı kendinden uzaklaştırırken " madem seni yanlış anladım ceyda söylermisin bana. neden hala birşeyleri açıklama çabasındasın?" dedi. Ceyda kendıne cekı düzen vererek hemen lafa atladı
" sen kendi seviyenden  düşük olan alt sınıf çalışanlarınla  işin olmaz diye biliyordum ama belliki o kız seni baştan çıkaracak her yolu denemiş ve başarmış. eh nede olsa sen zengin bir patronsun. Her kızın hayali.." Çağan
Sinirle kaşlarını çatarken "heralde sen zengin patronları  baştan çıkararak elde ediyorsun. herkesi kendine benzettiğine göre." çağan gidecekken vaz geçip tekrar ceydaya döndü ve "o benım hayatımda kımseyle kıyaslanamayacak kadar  mükemmel biri." diyerek son sözünü tamamlamış ve ceydanın konuşmasına fırsat vermeden güvenliği çağırarak ceyda hanıma  kapıya kadar eşlik etmeleri komutunu vermişti. Daha sonra mutfağa girdi. Çağan Mutfağa girdiği esnada  müdürün kovuldun lafını duymuştu. Kaşları merakla kalkarken müdüre baktı. "kimi kovuyorsunuz?" diyerek söze atladı. müdürün bakışları alanura dogru yonelirken  alanuru işaret edince çağanın bütün öfkesi tavan yapmış iyice deliye dönmüştü. Çağan öfkesini bastırarak müdüre dogru yöneldi"bende tam size bunu soyleyecektım müdür bey. kovuldunuz. kapının yerını gostermemi istermisiniz farklı yöntemlerle? istemezsiniz dimi!" diyerek bağırdı. Müdür çağanın bağırmasından korkmus bır sekılde mutfaktan cıktı. mudurun arkasından bakan calısanlara dogru donen çağan"
herkes işinin başına." Diyerek alanura doğru döndü. Alanur çağanın orda olusunu umursamamış tencereyi karıştırmaya başlamıştı. Çağan Yanına gidip kulağına  doğru "sen sadece benim değilsin bensşn bendensin. Seni hiç bir kıza değişmem" diyerek fısıldadı. Ve  yanından ayrıldı. Çağan Alanuru iyi tanıyordu. Kessinlikle ona trip atacaktı. şimdiden belliydi. Çağan Asansöre binip kendi katına bastı....

O sırada ahuyla ayrıldığı günleri sayan batın aşk acısı çekiyordu. Bugün itibariyle batının ahuyu son görüşünün üzerinden 13 gün geçmişti. Batın dalgın bir şekilde çalışma masasında  düşüncelere dalmış gidiyorken çalan kapısının  sesiyle irkilerek kapıya yöneldi. Batın Gir komutunu vermeden içeri giren küçük cadısına baktı. soluk almadan konusmaya başlayan kardeşini dinledi. "beni affetmen için sana fırsat veriyorum. Çok şanslısın kahvaltılar benden" diyerek tebessüm eden burcuya karşı gözlerini devirdi batın.  alaycı bir gülümsemeyle ona dogru dönerek "hem suçlu olup hem güçlü  olmayı nasıl beceriyorsunuz küçük hanım" diyerek birden ciddileşmişti. Bu küçük cadı ne ara büyüdüde abisinin arkasından iş çevirir oldu anlayamıyordu. Batın Ona ne kadar öfkelensede kardesi olduğu gerçeğini değiştiremezdi. Bu hayatta üç şey fazlasıyla canını sıkardı batının. Biri yalan, diğeri arkasından çevrilen iş ve  sonuncusu birşeyi ikinci kez ikaz etmesiydi. Burcu "biliyorsun abiciğim benim işim bu." dedi. Batın kardesıne
Bakıp "duş alıp geliyorum. sen benı kahvaltı yapacağımız mekanda  bekle" diyerek kardesini odadan kovar gibi dısarı yönlendirdi.  Batın Duş alıp  üzerine beyaz gömleğini ve  dar kısa paça siyah pantolonu giyip ayağına da spor görünümlü siyah süet ayakkablarımı giyerek komidinine yöneldi. En sevdiği paris ten aldığı altın kaplama gümüş saatini takarak evden çıktı. Batın Arabaya yöneldi. Arabasına biner binmez muzık actı. çalan muzık eşliğinde düşündüğü tek şey vardı. Oda ahuydu. acaba nasıldı!? Veya ne yapıyordu!? Yada neredeydi? O aptal kısa elbiseleri giymeye devam ediyormuydu? Bu düşünce batını sinirlendirdi. Neden böyle saçma sapan kıyafetleri satarlarki anlayamıyordu. Anlaşıldı. giyim sektörüne el atma zamanı gelmişti. bi o eksikti zaten diye düşündü. ah ahu ah. Batın kafasını sallayıp düşüncelerinden ayrılırken Kahvaltı yerine vardığını fark etti. arabadan inerek burcunun oturduğu masaya yöneldi. Ah bu kız dedi batın. her zaman ki gibi onu beklemeden yemeye başlamıştı. Batın başını olumsuz anlamda salladı.  sonra bu kilolar nerden geliyor diye abisine kızıyordu. az ye be kızım az diye söylenirken burcuya dönerek "yakındır." Diye söylendi. Burcu aval aval abisine bakarken "anlamadım abi" dedi. Batın burcunun haline güldü. Patates kızartmasından çenesine akan ketçap burcunun çenesine bulaşmış bir bütün halinde birbirlerini tamamlamışlardı. Tebessüm ederek "böyle tıkınmaya devam edersen sana göre kıyafet üreten bi yer satın almak  için zorlanabilirim. Biraz sakin ye. Yiyeceklere eziyet etmeden" diyerek alay etti. Burcu gözlerini devirirken
"ahahha güleyim bari. sende bu egolu halinle  kız beğenmiyor san evde kalacaksın. kız kurusu gibi"dedi. Batın karşısına otururken" ben evlenmiyorum"diyerem cevapladı ve ekledi "Çünkü erkeklerin hayalindeki kızla evlenerek erkeklerin ahını alamam. Bu bünyeme çok ters. Yeterince düşmanım var. Bence yeterli" diyerek tebessüm etti. Batın Yan masaya istemsizce yönelen gözlerine karşı gözüne çarpan kıza baktı. kısa elbiseli kızıl saçlı bir bayan vardı. Batın başını salladı. Genemi o elbise ey allah"ım neden bu elbiseleri eksik dikiyolarki anlamıyorum diye söylenirken aklına gelen  tek sey ahunun elbiselerini ateşemi versem  yanlışıkla oldu der geçerim diye düşüncesiydi. Bu düşünceye tebessüm ettiğinin farkında bile değildi. Batına bakan burcuyla batın kendini toparladı."evet ne ısmarlıyosun!" Diyerek konuyu degıstırdi ve menüye yöneldi. Batın geken çayını yudumlarken yanında kırmızı topuklu ayakkabı giyen bir çift ayak gördü. başını kaldırdığında tamda tahmin ettiği  şey olmuştu . Batın genemi der gibi sinirli bakışlarını burcuya yöneltirken o sırada sandelyeyi çekip oturan buseye "
sana oturman için kim müsade verdi" diyerek sinirli ses tonuyla buseye döndü. Burcu öfkeli abisine karşı "sakin ol abi. onun senin burda olacağından haberi yoktu. Ben çağırdım." batın  konuşan bucuya yönelerek sinirli ses tonuyla "gerek varmıydı?" Dedi. Buse batını  süzerken batın rahatsız bir şekilde ayağa kalktı.  O sorada bileğinde hissettiği el ile bileğine baktı. Batıın iyice sinirlenirken buseye dönerek"sen hangi cesaretle bana dokunuyorsun. Bir kadınsın diye bana dokunma cesaretini bulabileceğinimi sandın. Kalbini daha fazla kırmadan çek şu elini" diyerek bileğini hızla buseden kurtardı. Buse bu duruma karşı "batın neden bana karsı bu kadar kötüsün? Ben sana naptım" dedi. Batın buseye sert bir bakısla dönerken "fazla cıvık, ukala ve yapışkansın. bu üç temel özelliğin bana ulaşman için  engel." Diyerek gözlerini burcuya yönlendirdi ve devam etti. "bundan sonra senınle yaptığım son kahvaltım." diyerek sinirle oradan ayrıldı. Batın  Arabasına binerek son süratla inşaat alanına geldi. öfkesini dindirecek tek yer orasıydı. Ahuyu sık gördüğü tek yerdi. Arabadan inip derin bir nefes alarak arabaya yaslandı. Derin düşencelere dalarken çalan telefonunun sesine yöneldi. Arayan arastı. Aras batının çocukluğuk arkadaşıydı diğer adı: dakik ustası manevi kardeşiydi. Batın  Kısa süren telefon görüşmesinden sonra telefonu kapatıp yola koyuldu. İçinde arasla dalga geçen düşüncelerle biraz oyalandı. "vay be aras aydıner sende mi benim ekibime katıldın hadi geçmiş olsun" der gibi tebessüm etti. En azından siniri biraz geçmişti. Eve varıp üzerini değiştirip kendini yatağa attı. Hadi batın nışancı biraz ara zamanı derken kendimi uykuya yönlendirdiğimde telefonun bildirim sesiyle irkildi. Batın  Bildirimi okumak için telefonun ekranın actıgında beynıme kan sıcramıs gibiye döndü. Onun hakkında çıkan makaleye yöneldi. Hemen haberi yayınlayan firmayı arayarak "benım hakkımda yazılan makaleyı kaldırmanız ıcın 15 dk  veriyorum. aksi taktirde bütün firmanızdan eser kalmayacaktır. bu makaleyi yazanla beraber!" öfkeyle sıraladığı sözlerden sonra telefonu kapatırken" Allah kahretsin" diye dank eden beynimi zorlayan düşünceyle koltuğa çöktü."HADİ BAKALIM BATIN NIŞANCI DAHA HENÜZ KONUŞMAYI BİLE BECEREMEYİP İÇTEN İÇE YANDIĞIN KIZA BUNU NASIL AÇIKLAYACAKSIN!........

AŞK-I ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin