7. Bölüm

281 17 0
                                    

Yazardan devam

Alanur çağanın son sözlerinden sonra mutlu bir şekilde işinde başarısını sürdürürken o sırada asilla hızla sanayiye girerek aracını gösteriyordu. adam arabadaki hasara bakıp yarım saate olur dedi. şimdi asillaya çarpan densiz yüzünden yarım saat beklemek zorunda kalacaktı. ama randevusu olduğu aklına geldiğinden   gitmek zorundaydı. adama bakıp akşam alsam olur mu? diye sordu. adam kafasını olumlu anlamda sallayınca ondan taxi çağırmasını rica edip dışarı çıkan asilla  inşAllah geç kalmam diyerek gelen taxiye bindi. kliniğinin adresini verip beklemeye başladıyan asilla  yaklaşık 10dk sonra kliniğe vardı. taxiye ücretini ödeyip koşar adımlarla kliniğin içine girdi. sekreteri aysun ayağa kalkıp asillaya bilgi vermeye başladı "hastanız geldi asilla hanım"diyerek yüzünü asillaya döndürdü "odanıza aldım" diyince asilla hızla odasının kapısına gelip derin bir nefes alarak içeri girdi. Arkası dönük bir adam koltukta oturuyordu. ikide bir saate bakıp homurdanıyordu üstelik. sesli bir şekilde selam vererek ona yönelen asillaya karşı adam ayağa kalkıp azarlamaya başlayacakken asillayı görmesiyle gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Asillanında  ondan altta kalır bir  yanı yoktu. onu inceleyen asilla  siyah gözlüklerinin gitmiş ve bu yüzden ela gözleri ön plana çıkmış adama baktı.  üstündeki siyah ceketi çıkartmış olduğunu gördü. Böylelikle giydikleri gözüküyordu. giydiği lacivert kısa kollu t-shirt'ü kol kaslarının olduğunu belli ederken onunla aynı anda "SEN" diye çıkışan asillaya karşı "sen mi benim psikoloğumsun "diye alay etti adam  ve buda yetmezmiş gibi asillanın kendini savunmaya kalkmasına engel olarak ekledi "daha araba kullanmayı bile bilmeyen ve randevusuna geç kalan birisisin. sen benim psikoloğum olamazsın." dedi. burada bir yanlışlık var diyip etrafı incelemeye başlayan adama sanki biri ona 'süpriz! nasıl şaka ama 'demelerini bekler gibi inceliyordu. Asilla Sinirle soluyup konuştu "pardon beyfendi ama benim işimi sorgulama hakkınız yok ve arabayı da çok güzel kullanırım. en azından birine çarpmıyorum dedi" adam tam konuşacakken onun asillaya yaptığı gibi  lafını keserek devam etti. "geç kalmamın sebebi de sizin arabamı çarpmanız" diye ekledi. ve tekrar lafını kesip sakin bir şekilde kendini tanıttı. "ben Asilla Uysal senin psikoloğunum  isterseniz yardım eder,  istemezseniz de başka birini size öneririm. tercih sizin" dedi. Adam   istifini bozmadan asillaya yanıt verdi. "bende Aras Aydıner senin kısa sürellik hastanım " dedi. Asilla da istifimi bozmadan olgun bir şekilde "buyurun Aras bey oturabilirsiniz " diyerek üstündeki siyah ceketi ve şapkasını çıkarıp askıya astı. Daha sonra masasının çekmecesinden ajandasını çıkarıp tüylü kalemimide eline alan asilla karşısındaki koltuğa oturdu. Adam asillayı o kadar çok süzüyordu ki sanki makarnaydı. Asilla kendi espirisine karşı tiksinç bir ifadeyle gülerken hemen ciddiyetini yeniden ele alarak arasa baktı. Ve hemen aklındaki soruyu ona yöneltti. "evet Aras bey nasıl hissediyorsunuz" dedi. Aras asillaya  bakıp yamuk bir şekilde gülümsedi ve asillayı deliye çeviren bir yanıt verdi "sabahleyin aracımın önündeki asalak kızdan sonra iyiyim sağolun " asilla kendini sakinleştirmeye çalışarak derin bir nefes alıp yanıt verdi. "Pekala Aras bey. buraya gelme amacınız nedir? " diye tekrar soru yöneltti. Arasın kaşları hafif çatılmıştı. az kalsın ciddiyetinden ödün verecek olan asilla kendini tutarak cevap vermesini beklemeye başladı. sakin ve bir o kadar otoriter bir sesle sorusuna gelen yanıta odaklandı. " insanlar çok dakik olduğumu, saat takıntım olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden buraya geldim" diyerek konuşmasını bitirdi. Asilla Sakince yanıt verdi "peki nasıl bir dakiklikten bahsediyorsunuz?." dediğinde kaşları gittikçe çatılan arasın yanıt vermesini bekledi asilla. biraz düşündükten sonra sinirli bir ses tonuyla " az önce siz tam tamına 5 dk. 25 sn. geç kaldınız. oysaki ben tam zamanımda buradaydım" diye yanıt verdi. Kaşları havalanan asilla kendini toparlayarak "peki biri sizi bekletince nasıl hissediyorsunuz?." aras gözlerinden öfke fışkırıyordu. "siz geç kalınca çok öfkelendim,size çok ağır hakaret edip sizi küçük düşürmek istedim. Dakik olmayanları sevmem ." dediğinde asilla  afalladı. ne yani ona hakaret etmediği için sevinmesi mi gerekiyordu. kafasını anladım der gibi sallayıp ajandasına not aldı. Asilla kafasını ajandandadan kaldırdığında gözlerinde anlamlandırılamayan bir ifade olan arasa baktı. Asilla ifadeyi anlamadığımdan umursamamaya çalıştı ve ona yeniden soru yöneltti. "peki bu takıntınız ne zamandan beri var?" aras sorduğu soruyla afalladı. Aras düşüncelerine dalarken yaklaşık 5 dk. sonra "hatırlamıyorum ama babamın vefatından sonra olduğunu düşünüyorum" diyince asillanın aklına gelen soruyu hemen sordu " babanız vefat etmeden hemen önce oraya mı gidiyordunuz?" kafasını kararsızlıkla sallayan aras "sanırım evet "dedi ve devam etti "bunu nereden anladınız?" diye sorunca asilla samimi ve en içten gülümsemesiyle ona baktı. "ilk önce şu sorumu yanıtlar mısınız? babanızın vefatından kendinizi mi sorunlu tutuyorsunuz ?" diye sordu. kafasını yere eğen aras derin bir sessizliğe büründü. Asilla bu durum karşısında derin bir nefes alarak "bunu sizin için zor olduğunu biliyorum ancak bana anlatmazsanız size yardımcı olamam " dedi. Aras bir müddet sonra kafasını yerden kaldırarak konuşmaya başladı. gözlerini asilladan kaçırması asillanın dikkatinden kaçmamıştı. "annem beni arayıp babamın durumunun kötüleştiğini söyledi. hızla dışarı çıksam da trafikten dolayı yetişemedim. zamanında orada olsaydım babam ölmeden onunla vedalaşabilecektim." aras iç çekerek cümlesini bitirdi "sizin acınızı anlayabiliyo..." cümlesini bitiremeyen asilla arasın sesiyle durakladı"siz bunu anlayamazsınız zaten "diyen aras öfkeyle ayağa fırladı. Asillada onunla beraber  kalkıp arası sakinleştirmeye çalışıyordu. ama hiç bir işe yaramamış ve aras bir hışımla odayı terk etmişti. arkasından asilla seslense de aras asillayı umursamamıştı bile.  Asilla sakince kanepeye oturup ajandasına babasına zaafı olduğunu not aldı. Aras babasının ölümünü atlatamadığı için kendisini sorumlu tutuyordu ve bu yüzünden dışarıya karşı soğuk ve öfkeliydi. Asillanın not alması bittiğinde tüylü kalemini ve ajandasını eski yerlerine koyarken kapı çaldı. kapıya doğru dönen asilla gir diyerek seslendi.   Aysun elinde kahveyle odaya girdi. Asilla sıcacık gülümsemesiyle ona teşekkür etti. nasılda kahveye ihtiyacı vardı. kahvesinden iştahla büyük bir  yudum alıp düşüncelerinden kurtulmak amacıyla Ahu ve Alanuru toplu bir şekilde aramıştı. ikisininde aynı anda telefonu açmasına karşı asilla üzgün bir sesle arabasıyla yaptığı kazayı kısa bir özetle anlatıp ona çarpan kişininde hastası olduğunu söyledi. ikiside asillanın durumuna başta endişelenmiş, iyi olup olmadığımı sormuş daha sonra hastasının kim olduğunu sormaya başlayan kızlara karşı hasta doktor ilişkisinden bahseden asilla  hiç bir şey anlatmayarak kızları merakta bıraktı.  Ahu bu duruma homurdanırken arkasından erkek sesi geldi ve özür dileyerek telefonu kapattı. Alanurla Ahunun arkasından dedikodu yapıp telefonu kapattı

ERTESİ GÜN

Asilla Ahunun geleceğinin haberini aldı ve alanurla birlikte onu hava alanından almışlardı. Daha sonra eve geldiklerinde ahunun aşık olduğu erkek hakkında dedikodu yapmışlar ve çalan kapı eşliğinde asilla odasına çıkmıştı. Aklında aras vardı. Acaba bir sonraki randevusuna gelecek miydi? Asilla bunu oldukça merak ediyordu.

AŞK-I ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin