Erzurum'un küçük kırsalına sürgün edilen kıdemli polis, bir sabah karşılarına çıkan bir davayla yeniden işine sarılır. Yeni tayin olan yardımcısıyla birlikte esrarengiz cinayetlerin peşine düşer. Bu davada karşılarına çıkan zorluk ve engellere rağmen inatla davayı kimseye kaptırmazken hiç beklemediği bir durumla işler tepetaklak olur. Bir tarafında kurbanlarınız kalplerini söküp ortadan kaybolan bir katil, diğer yandan battığı bataklığa daha fazla saplanmasına neden olan rakibi... İşi bir hayli zor olurken girdiği bu çıkmazdan sağ salim çıkabilecek midir? *** "Nevra," Parmakları kolumu tutmak için dokunduğunda koluma bir elektrik akımı verilmiş gibi titreyerek geri çekildim. O anlık gerginlikle adımımı yanlış tarafa atmak gibi bir hata yaptım. Sırtım sert göğsüne çarptığında kaçmamam için kolunu hızla belime doladı. "Bedenin kaçarken bile bana sığınıyor." Nefesini boynumda hissettiğimde nefesimi tuttum. Dudaklarını bilerek kulağıma sürttüğünde titrek bir nefes verdim. Belimi canımı yakmayacak kadar hafif, kaçamayacağım kadar sert tutuyordu. "Titreme!" Titrememden hoşlanmamış gibi öfkeyle soludu. Titrememin sebebini korkudan sanmış olmalıydı. Oysaki ben öfke doluydum ve tenime değen nefesinden bile iğrenti duyduğum için titriyordum. "Sana zarar vermek istemiyorum, titremeyi kes!" *** Kapak tasarımını benim lavanta kokusu yapmıştır. @lavanta-chan 🌺
9 parts