4- Neslihan Saygın

78 48 10
                                    


Multi-medya: Neslihan

🍁🍁🍁

Bir yerde okumuştum ; mutluluk zaman alır ,zaman ise sevdiklerimizi diyordu...

Bu cümlede sıkışıp kaldım.

Mutluluk ulaşılması zor ve yasak bir meyve gibi geliyordu. Olur da bir gün ulaşsak bile , o yasak meyvenin bedelini ödüyorduk.

Biz insanlar sevdiklerimizin kalbine yerleşemeyecek kadar aciz varlıklar mıydık? Değildik.

Ben Mert'e aşık olduğumu fark ettiğimde ben onuncu sınıfken Mert on birinci sınıftı. O günden bugüne sevgim biraz olsun azalmamıştı. Mert başına buyruk davrananlardandı. Canı sıkıldıkça yer değiştirip dururdu.

Biz üniversiteyi burada okurken O buradan sıkıldığını söyleyip üniversiteyi Antalya'da dayısının yanında okumuştu. O gidince sevgim eksilir sanmıştım ya da ummuştum. Fakat aksine üniversite yıllarım O'nu özlemekle geçmişti. Geldiği günü anımsamamla gülümsedim. Nasılda sıkıca sarılmıştım O'na. O gün bayram günü gibiydi benim için.

Ben amcamdan dolayı onların evine rahatça gidemezdim. Onlara gidebilmem için amcamın evde olmaması gerekiyordu. Bu yüzden Burak'a onları bize çağırmalarını söylerdim.

Acı. Mert'i sevmem o yasak meyveydi. Mert'in beni görmemesiyse bedel miydi o halde?

Mert ile bir gün olmayacağımızı biliyordum. Amcam oğluna arkadaşının katilini eş yapmazdı. Bunu bilmeme rağmen umut etmekten de geri duramıyorum.

" Nesli , sen ne içersin?" Burak'ın sesiyle daldığım düşünce denizinden ayrıldım.

Bakışlarım bana beklentiyle bakan Burak'a döndüm. Bugün hafta sonu olduğu için birlikte dışarı çıkmıştık. Ve yine bir şeyler içmek için soluğu Mutlu kafede almıştık. Üniversite yılları ne çok gelirdik.

" Kahve."

Mert , " vazgeç bu kahve aşkından artık." Dedi bezmiş gibi. Onlar çay severken ben kahve aşığıydım.

" Kusura bakma Mert, aşkımdan kolay kolay vazgeçecek biri değilim." Alttan laf mı soktum ben?

" Harbi ya yok mu birileri kuzen?" dedi karşımda oturan Demet.

Bakışlarım önce Mert'i sonra Demet'i buldu. Demet , Aras'ı tanıyordu. Tanımakla kalmayıp ilgi duyuyordu. O gün ki konuşmada O'na bir şey anlatmamıştım. Bunun da diğerleri gibi gelip geçici olduğunu düşünüyordum.

Aslında iki kardeş o kadar çok benziyordular ki. Mert'in de hayatında bir kişi dışında uzun bir ilişkisi olmamıştı. O kişi de Antalya'daki hayatında kalmıştı. Konusunu hiç açmazdı. Demet'te abisi gibiydi.

" Yok kimse." Diye mırıldandım boş sesimle, yerimde rahatsızca kıpırdanırken.

" Valla artık ,ilişkin varmış da bize söylemiyorsun gibi geliyor." Dedi Mert.

Ani bakışlarım O'nu buldu.

" Bu da nereden çıktı?" diye çıkıştım.

" Çünkü çok güzelsin. Şimdiye kadar olmaması imkansız." İstemsiz titredim. Bana güzelsin demişti.

Gerçekten beni güzel buluyor muydu? Mert'in kahvelerine tutunan gözlerim cenneti bulmuştu. Bana beklentiyle baktığının farkında bile değildim. Dilim tutuldu , konuşamadım. Bakışlarım yan tarafımda oturan Merve'ye kaydı , yardım istercesine.

" Olmadığını da nereden çıkardınız. İlla bir ilişkisi olması gerekmiyor. Belki de birini bekliyordur." Dedi Merve.

Merve'ye bakan gözlerimi kapattım. Beni kurtar demiştim. Yangınlara at dememiştim!

PARMAKLIK (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin