6- Oluruna Bıraktım

62 34 2
                                    

Multi: Aras-Nesli

Bölüm Şarkısı: Sıla- Oluruna Bırak

Bir Hafta Sonra

'Bitmiş yoğurt kaplarına çiçek ekilen bir çağda yaşamak isterdim. Her şeyin mükemmel olmak zorunda olmadığı bir çağda...' demiş bilir kişi.

Sahi, eskiden huzur kokan insanlar şimdi art niyet kokuyor. Kötü olansa bunun farkında olmalarına rağmen buna bir son vermemeleri. İnsanların artık kaç yüzü olduğunu hesaplayamıyorum. Anı denizimden bir karenin gözlerimde canlanmasıyla burukça gülümsedim.

" İnsanlar kaça ayrılır bilir misin?" dedi annem karşısına oturttuğu Onur abime.

Onur abim başını usulca iki yana salladı. Bilmediğini destekler nitelikte.

Annem Onur abimin bacağındaki elini sıkıp gülümsedi. " İnsanlar, insanlara ayrılır. Etraflarındaki insanlar kadar yüzleri vardır."

O zaman abim ilk defa aşkı tatmıştı. Küçük yaşına rağmen, oldukça kararlı olması, beni Ona daha fazla hayran bırakmıştı. Hatta çoğu kişinin yapamadığını yapıp , kıza açılmıştı. Fakat ne yazık ki reddedilmişti. Günlerce odasından çıkmadığını anımsıyorum. Bunun üzerine annem, babamın üstlenmediği görevini üstlenip, abimi karşısına alıp konuşmuştu. Annemin o zaman ne demek istediği anlamamıştım. Şimdi çok iyi anlıyorum.

Hatırladığım anılar, içimi özlemle doldurdu. Ben annemin ölümünden tıpkı amcam gibi, kendimi suçlarken, Onu hatırlamamak için elimden geleni yapmıştım. Ve bunu yaparken kendimden nefret etmiştim. Ben annemi unutmak istemiyordum ki!

Onu çok özlemiştim. Bana sarılmasını, kokusunu, adımı Onun sesinden duymayı, deli gibi özlemiştim, ben anne demeyi özlemiştim! Mahrum kaldığım her şeyi özlemiştim.

Belki de o gün ben pamuk şekeri istemeseydim şimdi yanımda olacaktın! O zaman kimseye imrenerek bakmazdım. Özür dilerim anne.

Kelime haznemin çok geniş olmadığını biliyorsun. Çünkü ben senin kızınım. Senin deniz kızın. Öyle her şeyi de bilmiyorum. Ama sana sarılmamın kokusunu...onu da bilmiyorum. Sanırım bilmediğim ve yenik düştüğüm tek şey.

Farkında olmadan, herkeste seni aramak çok yorucu! Şimdi çıkıp gelsen, bunların hiçbirine gerek kalmayacak biliyorum. İşte bunu biliyorum.

Gözümden akan yaşı hızla sildim. Yağmur gözyaşlarını gizler, derlerdi. Benimkini niye gizlemiyor!

Hoyratça yağan yağmura gözlerimi devirdim. Günlerdir yağmayan yağmurun bugün yağası gelmişti. Ve ben bulunduğum yerden milim kımıldayamıyordum. Bugün Perşembe olduğu için okuldan sonra cesaretimi toplayıp mezarlığa gelmiştim. Fakat ben içine girmek bir yana dursun, karşısındaki duvarın dibinde elimde şemsiyeyle durmaktan geri gidememiştim. Tek yaptığım gözlerimi içine dikmekti. İçinde tek tük insanlar vardı. Bense dakika başı sokaktan geçen insanları umursamadım gözlerimi oraya dikmiştim. Annemin hangi tarafta olduğunu bile bilmiyorum.

Bizimkilerin her Perşembe buraya gelmelerinin aksine ben bir gün bile gelmemiştim. Gelememiştim. Boş olan bir mezarı ziyaret etmek aptallık olurdu!

Ve annem beni buradan duyacakmış gibi Ona bir şeyler anlatmaya çalışmam, yoldan geçenlerin beni deli sanmasını sağlıyordu. Fakat bunu pek umursadığım söylenemezdi.

Gözlerimden akan yaşları tekrar kabaca sildim. Kesinlikle sulu gözün önde gideniydim.

Şimdi annem burada olsa , bana sıkıca sarılır ve ağlamama engel olurdu. Yüzümü ekşittim. Ama değildi ki.

PARMAKLIK (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin