1.5

74 36 506
                                    

"Sizi dinliyorum? Neden benim yardımıma ihtiyacınız var? " dedi güzelliği kadar kibirli ses tonu ile.

"Efendim kötü bir cadı... " elinin kaldırarak Yuqi'nin lafını kesti.

"Lucinda değil mi? Gözlerinizden içinizi okuyabiliyorum. Kayıp prenses? Yerinde olsam bir prense kaçardım." asasını bir iki kere sallayarak sözler fısıldadı.

Uçarak eline bir iksir şişesi geldi. İksir şişesini Lucas ve Yuqi'ye uzattı. Yuqi sinirle bakıyordu kadına. Cam gibi parlak gözlerinden siniri hemen belli oluyordu. Şişeyi alırken JiU hızla elini çekti. Eli kanıyordu.

"Sinirleticek birşey söylemedim. Gül gibi dikenin battı canım yanıyor. " kaşlarını çatarak Yuqi'ye baktığında Yuqi'nin sırıttığını farkedip daha da sinirlendi.

Lucas Yuqi'nin koluna hafifçe vurarak ona sakin olmasını işaret etti ve JiU'nun uzattığı şişeleri aldılar. Minik şişeleri ceplerine koyup JiU'nun ne diyeceğini beklemeye başladılar.

"Bir yudum giderken bir yudum gelirken alın. Böylelikle sizden bir tane olacak. Ne dediğimi ne kadar anladınız bilmem. Geçmişteki siz ile orada bulunduğunuz sürece karşılaşmayacaksınız. Bu sizin için oldukça tehlikeli olabilir. " dedi.

Asasını havaya kaldırarak sallamaya başladı. Derin mavi gözleri beyazına kadar masmavi oldu ve etrafında mavi ışık dalgası oluştu.

"Olim mittere voluerint." demesi ile Lucas ve Yuqi kayboldu ve cadının ilk zamanlarda ki haline gitti. Daha planı yeni yaptığı sıralara gittiler.

Cadının ininin karşısındaydılar. Eşyalarını almış sevinçle koşuşturuyordu. Her zaman olduğu gibi Yuqi, Lucas'ın elini sıkıca tuttu. Cadı süpürgesine binip uçmaya başladığında, içerideki süpürgelerden birini alıp gizlice peşinden gittiler.

Gülleri ile meşur olan Rosa ülkesine geldiler. Cadı Lucinda bahçede ağaçları ve çiçekleri sırası ile kontrol eden Prenses Miyeon'ı gözüne kestirmişdi. Açık kahverengi, dalgalı saçları güzel beyaz yüzüne geliyordu. Pembe dudaklarından bir şarkı yükseliyordu.

Prenses onu izleyen birilerinin olduğunu hissedip ürkmüştü. Saraya koştuğu sırada Lucinda saklandığı yerden çıkıp Prenses Miyeon'ı takip etmeye başladı. O an Yuqi ve Lucas Lucinda adlı cadının prensese zarar vereceğini anladılar.

Yuqi hızlıca cadının üstüne atladı ve cadıyı yere düşürdü. Asası elinden fırlayınca Lucas havadayken asayı yakaladı. Lucinda çırpınıyordu kurtulmak için ancak Yuqi'nin kurduğu baskıdan kurtulmak kolay değildi.

Cadının saçlarını tutup çekiyor ve yüzüne tokatlar atıyordu. Yaptığı herşeyi cadının şuanda aklında planladığını biliyordu Yuqi. Bu yüzden fazlasıyla sinirliydi ve tüm sinirini cadıdan çıkarmak istiyordu.

Prenses Miyeon şaşkınca etrafa bakıyordu. Ne yapacağını şaşırması üzerine bağırarak askerleri çağırdı. Yuqi saçından tuttuğu cadıyı askerlerin ayağına fırlatırken, Lucas asayı kırdı ve kenara fırlattı. Asadan çıkan beyaz ışınlar dünyanın her yerine yayıldı.

Cadının o asa ile yaptığı tüm büyüler cadıya geri döndü. Cadı Lucinda bayılarak orada can verdi. Yuqi ve Lucas ise ellerindeki şişeden bir yudum aldılar.

Onların aldığı bir yudum iksir ile askerler ve Miyeon az önce ne gördüklerini unutup düşünmeye başladılar. Şaşkınca birbirlerine baktılar ve hatırlamayacaklarını anlayıp pes ettiler.

Arkalarını dönüp saraya giden yola yöneldiler. Yolu adımlayarak saraya geri döndüler. Yuqi ve Lucas kendi zamanlarına gitti. Yuqi bir anda kendisini beyazın her tonunun olduğu odasında buldu. Tüm büyüler geri tepince o kolyeyi hiç takmamamış oldu.

O kolyeyi hiç takmamıştı. Buradan kaçmasının nedeniydi o kolye. Üzerinde hiç özlemediği elbiselerinden biri vardı. Uzun pamuk gibi yumuşak pembe elbisesi ile aynanın karşısına geçti.

Uzun süre kendini süzdü. Sarımtrak, kıvırcık saçları, omuzlarından aşağı düşüyordu. Aklına Lucas'ın gelmesi ile tedirgin oldu birden. Eli ayağı titremeye başladı. Telaşla kapıya yöneldi.

Gelen flüdün sesi ile içi huzur ile doldu ve arkasını dönüp koşarak balkona çıktı. Lucas yine balkonunun altındaydı. Flüt sesi onu rahatlatmıştı. Gülümsediler birbirlerine iki aşık.

Yuqi'de eline pencere kenarında duran flütünü aldı. Hava kararana kadar birbirlerine flütlerden çıkan notalarla şiirler anlattılar. Her şey çok çabuk yaşanmıştı. Çok mutlu sonlamıştı ama...

piri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin