0.6

108 63 14
                                    

Kolyenin görüntüsünü aklına kazımıştı Lucas. Kitapları indirdi. O kolyede normal olmayan birşeyler vardı. Emindi. Kitapların hepsini aradı. Birşey bulamayınca kitapları sinirle yere fırlattı.

O sırada raftan başına düşen kitap dikkatini çekti. Kitabın içinde tılsım resimleri vardı. En sonunda Yuqi'nin kolyesine benzer bir tılsım gördü. Tılsım hakkında olan tüm bilgileri okudu.

Aklındaki tüm sorular cevaplanmıştı. Tek bir soru hariç. Yuqi git gide hâlsizleşiyor, yüzünün rengi soluyordu. Buna anlam veremiyordu. Yine Yuqi'nin penceresinden siyah sis çıkıyordu koşarak odaya girdi ve Yuqi'nin beyaza dönen gözlerini gördü. Olduğu yerde dona kaldı.

Ne yapacağını bilemiyordu. Siyah sis bulutu Yuqi'nin kolyesinin içine girip kayboldu. Kolye sanki sis bulutunu içine çekiyordu. Saçını sinirden çekmeye başladı Yuqi o kolyeyi çıkarmalıydı.

"Kalk Yuqi! Yuqi kalk ve o kolyeyi hemen çıkar. Yuqi beni duyuyor musun? Kalk dedim sana! "

Yuqi şaşkın ve bir o kadar masum bakışlar ile karşısındaki telaşlı Lucas'a baktı. Ne oluyor anlamında başını salladı.

"Yuqi o kolyeyi hemen çıkar diyorum sana! O kolye sana zarar veriyor. "

Yuqi'nin gözlerinden yaş geldi. Denemişti daha önce ama yapamamıştı. Korkudan titriyordu. Babasının emri ile konuşmaya başladı.

"Bu saatte bir kızın odasına girilir mi? Terbiyesiz! Babam sana güvenmişti. Babamın güvenini boşa çıkardın! "

"Bunları sana baban söyletiyor! Herşeyi biliyorum. Kolyeyi çıkar Yuqi!"

Yuqi ağlayarak Lucas'a bakıyordu. Olumsuzca başını sallıyordu. Lucas güven veren bakışlar ile ona bakıyordu. Yuqi yavaşça elini kolyeye götürdü ama sızlıyordu eli... Korkuyla geri çekti elini. Titriyor, ağlıyordu.

Lucas buna dayanamıyordu. Aklına dilek yoncasının gelmesiyle yüzünde umut veren bir gülümseme oluştu. Yaprağı kopardı.

"Yuqi' nin boynundaki kolye yok olsun ve Yuqi iyileşsin. "

Toz haline gelen yaprağa üfledi ve parıltılar Yuqi'nin yaralarını iyileştirdi. Kolye yok oldu. Yuqi koşarak Lucas'ın boynuna atladı. Sıkıca kollarını Lucas'ın boynuna doladı. Ağlamaktan kızarmıştı narin yüzü. Lucas sıkıca Yuqi'nin sarılmasına karşılık verdi.

Uzun süre öylece kaldılar. Sonra Lucas hızla Yuqi'den ayrıldı.

"Yuqi hemen buradan gitmeliyiz.Baban buraya geliyordur. Herşeyi duydu. Kaçmalıyız."

"Ama nereye kaçıcaz Lucas! O bi-bizi her yerde bulur."

"Bir şekilde kaçıcaz Yuqi. Orman senin için tehlikeli ama başka şansımız yok ortada. "

Yuqi'nin halsiz bedeni Lucas'ın kollarına düştü.

"Yuqi neyin var? İyi misin? "

"Lucas halsizim ve kendimi eksik hissediyorum. Sanki bir parçam yok gibi. Çok tuhaf bir his var içimde. "

"İyi olacaksın Yuqi! Hemen buradan şimdi gidiyoruz. Sonra seni tedavi ettireceğiz. Kurtulacağız buradan. "

Dolaptan bir pelerin aldı ve Yuqi'ye verdi. Yuqi pelerini giydi ve kapşonu örterek yüzünü gizledi. Lucas onu kucağına aldı ve saraydan çıkdılar. Saray kapısında duran gardiyanlar onları durdurdu.

"Nereye böyle? Bu hanım kimdir? "

"Gardiyan bu hastalanmış bir hizmetçiden fazlası değildir. Aç kapıyı da ailesine götürüp bir hekim çağırtayım. "

Gardiyanlar Lucas'ın sözlerine inanıp yol verdiler. Lucas Yuqi ile bir ata binip oradan hızlıca uzaklaştı. Kurtulmak istiyorlardı...

piri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin