Yuqi'nin havaya kalkan bedenine yaşlı gözlerle baktı Lucas. Büyücü sözler mırıldanarak ilerlemeye başladı, Lucas'da peşinden...
Arka tarafa ilerlediler. Çiçeklerle dolu bir yere geldiler. Yuqi' yi zambaklarla kaplı bir çiçek yatağına yatırdı.
-Neyi var?
-Size nasıl söylesem bilemiyorum...
-Lütfen söyleyin! İyice korkutmayın beni... Yalvarırım söyleyin!
-Bakın, ruhunun yarısı emilmiş. Bu yüzden bedeni çabuk yoruluyor ve ruhunun yarısı olmazsa eğer... Eğer uykuya dalabilir. Bu uyku hiç bitmeyen bir uykuya dalabilir.
-Nasıl? Ne diyorsunuz? Hiç bitmeyen bir uykuya dalabilir ne demek? Çözümü yok mu? Onu hep böyle mi göreceğim ben?
-Ruhunun yarısı bir takıya saklanmış olabilir. Bu genelde böyledir. Cadılar ruhları ruh emenlere satmak için bu tür ucuz yollara başvurur.
-Takı mı? Kolye gibi mi?
-Evet. Takıyı bulursak ruhu özgür bırakabiliriz ve kurtulur.
-Yok olduysa?
- O zaman... O zaman başka bir çözüm yolu aramalıyım. Yoksa maalesef... Lütfen umudunuzu kaybetmeyin.
Lucas şaçını çekerek yere çömeldi. Gözlerinden akan yaşları durduramıyordu. Duydukları içinde suçluluk duygusu oluşturmuştu. Ağacın gövdesine kafasını vurmaya başladı. Kendini kaybetmişti.
"Benim aptallığım yüzünden. Herşey benim yüzümden. Ben ne yaptım?! Kendimden nefret ediyorum. "
Hıçkırıklar ile Yuqi'nin başına geçti. Yuqi'nin elini avuçları içine alıp öptü. Saçlarını okşadı. Yüzünü seyre daldı.
Aradan uzun bir zaman geçmişti. Büyücü Olive'in gelmesi ile akan gözyaşlarını sildi ve kendine çeki düzen verdi. Büyücüye umutla baktı.
" Her canlının ruhu vardır. " dedi büyücü. Lucas umutla konuştu.
-Yani?
-Her hangi bir canlının ruhunu ona nakledebiliriz.
-Benim ki! Benim ruhumu alın verin ona. Onsuz yaşayamam ben.
-Olabilir... Çiçek ve hayvanların ruhunuda nakledebiliriz ama iyi düşünün lütfen.
-Ben olmazsam tek kalır. O zaman kendine bakamayabilir ve suçluluk hisseder...
-Hayvan ruhu nakletmek pek iyi bir fikir değil. Akıllını kaybetme olasılığı var. Çiçekler oldukça güvenli olur ama...
-İyi gelecek herşeyi yapın ona lütfen. İyi olacaksa deneyin.
-Daha önce bunu hiç denemedim. Ancak işler ters giderse çözüm yolu bulmak kolay olacaktır.
-Ne bekliyorsunuz o zaman! Lütfen kurtarın acele edin.
Adam başını sallayarak eline bir gül aldı. Asasını güle değdirerek sözler fısıldadı ve gülden çıkan kırmızı sis Yuqi'nin içine girdi. Yuqi'nin saçları sararmaya başladı.
Saçları sapsarı ve kıvırcıklaşmaya başladı. Yanakları daha kırmızı, dudakları daha pembe oldu. Yavaşça gözlerini açtı. Etrafında gözlerini gezdirdi.
Lucas hayranlıkla ona bakıyordu. Bu haliyle çok farklı fakat çok fazla güzel görünüyordu.
"Bu büyüyü ilk defa denedim. Yan etkileri olabilir. Emin değilim. "
"Ne demek bu? " dedi Lucas.
Yuqi yavaşça ayağı kalkıp hapşurdu. Hapşurması ile etrafı hafif bir gül kokusu sardı.
Lucas şaşkınlıkla Yuqi' ye baktı. Yuqi tekrar hapşurdu ve yine aynı koku etrafı yaydı. Büyücü yanlarından ayrıldı.
"Lucas gül kokusu beni hapşurtuyor.
Lucas minnetle gülümseyerek büyücünün arkasından baktı ve olanları Yuqi'ye özetledi. Yuqi biraz tedirgin olmuştu. Yine de kol kola girererek, ata doğru ilerlediler. Tekrar atlarına binip gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
piri
Fanfiction"Eğer korkarsan unutma ki ben her zaman yanındayım. Her korkup kendini yalnız hissettiğinde flütü çal ve arkanı dön tüm ihtişamım ile karşındayım güzellik." [ Lucas × Yuqi ] 28 Aralık 2020 #idle 8 1Haziran 2021 #luqi 5 31 Aralık 2020 #Yuqi 6 8 O...