0.7

100 61 6
                                    

Atla uzun süre ilerlediler. Öğlen olmuş, güneş en tepede duruyordu. Sıcaktan bayılcak hâle gelmişti Lucas. Yuqi uyuyordu. Bir şelalenin yanıbaşında atı durdurdu. Yuqi yavaşça uyandı. Lucas ile birlikte yüzünü yıkadı.

"Açım. Çok acıktım Lucas. Ne yapıcağız? Yiyecek bulmalıyız. "

"Haklısın Yuqi. Sen gerçekten çok kötü gözüküyorsun. Git gide daha halsiz oluyorsun. Endişeleniyorum."

"Neden benim için endişeleniyorsun? Neden beni önemsiyorsun? Neden beni kaçırarak hayatını mahvettin?"

"Seni gördüğümden belli aklımda dönen, aklımdan çıkmayan en tatlı melodisin. Bir bebekten bile daha saf ve masumsun. Sanki başından aşağı yıldız tozu dökmüşler.

Işıldıyor, parıldıyor ve mutluluk yayıyorsun. Yürüyüp adım attığın her yer senin güzel kokunla doluyor. Çiçekleri kıskandıracak kadar güzel kokuyorsun.

Kalbin de senin gibi çok güzel. Ben... Ben senden çok hoşlanıyorum. Hem de çok. Yer, gök tüm canlılar ve bu dünya şahidim olsun sen benim yaşama sebebimsin. "

Yuqi sessizce ona bakıyordu. Ne diyeceğini bilememişti. Uzun süre bunu birinin ağzından duymayı beklemişti. Kalbi hızla atıyordu. Gülümsedi.

Lucas harika biriydi. Her konuda bilgili, yetenekli ve eğlenceliydi. Anlayışlıydı. Çok mükemmeldi. Onu ne kadar çok sevdiğinin farkına yeni varıyordu.

"Yer, gök veya dünya şahidin veya şahidim olmasın. Yer ve gök yanıltıcıdır. Haindir. Yer bir gün sana güzel görünür, ertesi gün bir depremle sevdiklerini alır.

Bu güzel sevgine yalan dünyayı şahit etme. Varoluşuma yemin ederim, bende seni seviyorum. Seni seviyorum ve bunu ezbere değil. Kalbimin emriyle söylüyorum Lucas. "

Gülümsediler birbirlerine. El ele tutuşarak ayağa kalktılar ve etrafa bakınmaya başladılar. Yiyecek bulmalılardı. Ata bindiler.

Lucas Yuqi'yi önüne oturttu ve atın arkasına vurdu. Vurmasıyla at hızla koşmaya başladı. Arayışa geçtiler.

piri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin