YORGUN SAVAŞÇI

Yirmi Bir💫

Medya: Egemen

Size tam 3600 kelimelik bölüm fırlatıyorum bu yüzden bol bol yorum yazın yoksa alırım kellenizi.

Evet bolca yorum yapın aşklarım

YARDIRIN!

EKJDJDKFJDOSOSJSHC

Her neyse

Hepinize çok çok iyi okumalar✨

🔗

Gözlerimi yavaşça aralayarak yatakta diğer tarafıma döndüm.Çoktan akşam olmuş hepimiz uyumaya gitmiştik. Komodinin üzerindeki telefonumu alarak saate baktım.

04:08

Telefonumun kilidini açtıktan sonra mesajlarıma girmiştim en son mesajlarda Su'yun bana Emir'i ayartmak ile ilgili attığı mesajlar duruyordu.Bu ne kadar sinirlerimi bozsa da sakin kalmaya çalışıyordum. Su benim hakkımda bunları düşünecek kadar nefret etmiş miydi benden? Yapmazdı. Su ne olursa olsun böyle şeyleri konuşmazdı daha çok her şeyi kendi içerisinde yaşayan bir kızdı.

Telefonum birden bire kapandığında göz devirdim uzun süredir şarj etmiyordum ve kapanması da gayet normaldi. Bunu umursamayarak yataktan kalktım ve komodinin üzerindeki bardağı kafama diktim. Ne yazık ki içinde tek bir damla bile su yoktu.

Yavaş hareketlerle odadan çıkarak merdivenlerden aşağı mutfağa indim. Masanın üzerindeki sürahiden kendime bir bardak su doldururken kulağıma sesler gelmişti.

"Efendim hayatım.." Kaşlarım çatılı bu seslerin nerden geldiğini çözmeye çalışıyordum. Ev karanlıktı.

"Yarın gelirim sana tamam mı.." Sesin babama ait olduğunu fark ettiğimde doldurduğum bardağı orada bırakarak salona doğru yavaş adımlarla ilerledim.

"Gelirken ne getireyim sana. Gül mü, papatya mı, menekşe mi.." Babamın boğuk ve mayışmış sesini dişlerimi sıkarak dinliyordum.

"Peki beyaz zambaklar da olur.." Büyük bir gürültü ile mutfak kapısını duvara çarparak salona girdim. Bu sırada babam telefonu kapatmıştı.

"Kimle konuşuyorsun sen!" diye bağırdığımda şaşkın bakışları beni buldu.

"Deniz-"

"Yine aldatıyordun dimi! Yine annemi o iğrenç kadınlarla aldatıyordun!" Elindeki milyarlık telefonu sertçe yere fırlattığımda o da sinirlenmişti.

"Ne diyorsun sen?!"

"Ben ne dediğimi gayet iyi biliyorum baba! Bu annemi kaçıncı aldatışın peki?! Ha annem yaşarken ki aldatmalarını saymıyorum bile!" Dedim sinirden gülerek.Babam bana yaklaştığında kıpırdamamıştım.

"Anla artık şunu Gizem. Annen çoktan öldü! Zümrüt öleli 5 yıl olacak o kafana sokamadın hala şunu değil mi!" Bu dedikleriyle birlikte nefret bütün bedenimi sarmıştı. Annem hayattayken de babamın onu çok kez aldattığını biliyordu ama sesini çıkarmıyordu! Babamı seviyordu ve aynı zamanda onu kaybetmek istemediği için gıkını çıkartmamıştı bu duruma. Şimdi ise ölüydü. O soğuk toprağın altındaydı..

"Baba, gerçekten bu kadar vicdansız mısın! Hala yapıyorsun bunu, hala başka kadınlara gidiyorsun. Tabi yatağında tek kalmak koydu sana değil mi!" Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla kafam sağ tarafıma düşmüştü. Bakışlarım babama kaydığında oda bir bana birde bana vuran eline bakıyordu. Bakışlarım bu seferde koltuğun üzerindeki silaha kaydı. Hızlı bir şekilde eğilerek silahı aldığımda babam öylece kalakalmıştı tekrar.