Yirmi Dört💫

77 11 654
                                    

Medya: Kalpsiz & Çakır✨

Ne yazacağımı bilmeden Bismillah diyerek başlıyorum yazmaya.

(Yeniden geliyorum. Bölümün başları biraz midenizi bulandırabilir. Hazırlıklı olun.)

Yorumlarınızı bekliyoreemm kdkdkciczk

İyi okumalar minik şizofrenlerim.

🔗

Gizem Deniz'den...

*3 yıl önce*

Belimdeki silahları bir kez daha kontrol ederek arabadan çıktım. Karşımdaki büyük ev gözümü korkutmuyordu artık. Hızlıca girdiğim bu cehennemden hızlıca kurtulmaya çalışmıştım. Ama bu olanaksızdı. Buraya bir kere bulaştıktan sonra çıkamıyordunuz. Ve ben bunu artık öğrenmiştim.

Susturucu takılı olan silahı eldivenli ellerimin arasına aldım. Evin girişine girdiğim anda sağ tarafımdan bana doğru yaklaşan adama hiç bakmadan ateş ettikten sonra sakince yürümeye devam ettim. Arkamda iki kişi olduğunu biliyordum.

Aniden arkamı dönerek
Sakince onlara da ateş ettim. Hepsinden nefesinin kesildiğini belirten sesler geldikten sonra yere seriliyorlardı. Bu da benim işime geliyordu elbette. Sessizce ölüyorlardı sonuçta.

Sol elimdeki büyük çöp poşetini sürüyerek evin önüne ulaşmıştım. Yüzüme bir gülümseme yerleştirerek sağ tarafımdan koluma hamle yapan iki adama da sıkmıştım. Onlar ayağımın dibine serilirken istifimi bozmadan tamamiyle evin içine girdim.

Çıktığım merdivenlerde sol elimde taşıdığım büyük, siyah çöp poşetinide kendimle birlikte sürüyordum. Poşetten yanık kokusu geliyordu. Bunu umursamadan evin içinden gelen balta seslerine kulak verdim.

Tanıdık olan kapının önünde durdum ve poşetin içine baktım hafifçe. Çok kötü kokuyordu. Yanık ve ceset kokusu birleşince onun için leziz bir kokuydu orası ayrı.

Yavaşça kapıyı tıklatarak içeri girdim.

"Hoş geldin ortak." Dedi Okyanus bana göz kırparak. Zar zor ona gülümsedikten sonra biraz onu ve odayı inceledim.

Üzerindeki kıyafetler kan ile kaplıydı. Masumların kanıyla. Elindeki balta kan ile kaplıydı. Masumların kanıyla. Büyük kafesin içindeki köpeklerin ağızları kan ile kaplıydı. Masumların kanıyla. Oda ise buram buram kan kokuyordu. Masumların kanı gibi...

Hızlıca sehpanın üzerindeki büyük işçi maskesini taktım. Bu koku katlanılacak gibi değildi.

"Ee ne getirdin bana!"

"Ne getirmemi istersin?" Dedim gülerek.

"Şey.. bir ceset iyi olabilirdi." Dedi gülümseyerek Okyanus.

"Zaten ceset getirdim. Ama bu sefer yanmışlardan."

"Olur olur bana fark etmez. Hadi gel göz bağımı bağla." Kafamı salladım. Yavaşça yanına ulaştım ve mavi saçlarının arkasında bir düğüm atarak göz bağını bağladım.

O cesedin yanık olması işime geliyordu. O cesedin kime ait olduğunu bilmeyecekti. En son öğrenecekti elbette. Koleksiyonuna yeni bir insan kafası eklediğinde haberi olurdu.

Bana elini uzattı ve konuştu.

"Bana elektrikli testereyi uzatır mısın Deniz?"

"Tabi." Büyük dolaba doğru ilerledim ve içerisindeki testereyi vakit kaybetmeden eline tutuşturdum.

YORGUN SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin