KSİ-10

838 66 94
                                    

Palmiyeler- aslında alkol hala damarımda.

Yorum yapanları stalklıyorum ehe

-

Kapıyı açıp anahtarı yerine astım. Savcı hanım çoktan gelmiş olmalıydı. Mutfağa gittiğimde Güneyle karşılıklı oturmuş kötü kötü birbirlerine bakıyorlardı.

"Hoş geldin, gel otur." Dedi Güney.

"Geç kaldım kusura bakmayın."

"Nereye gittin? Söyleseydin seninle gelirdim." Dedi savcı hanım oturmam için sandalyeyi çekerken.

"Sıla'nın yanına gittim."

"Onu sıkıştırmanın faydası yok. Teyzenle ilgilenmeliyiz üstel-"

"O gün katili görmüş." Dememle ikisi de kıpırdamadan sessizce yüzüme baktı.

"Kim? Neden söylememiş şimdiye kadar." Dedi Güney bağırarak.

"Cinsiyetini bile bilmiyor. Sadece 1.75 ya da 1.80 boyların da olduğunu seçebilmiş. Söylememiş çünkü... onu da tehdit etmiş. Konuşursa öldüreceğini söylemiş."

"Sesinden anlamamış mı kim olduğunu?" Dedi Güney. Savcı hâlâ şokla beni izliyordu.

"Konuşmamış, yazmış."

Sılanın katilin parmağında gördüğü yüzükten ve üstündeki 'E' harfinden bahsetmedim. Bu bilgi şimdilik bende daha güvende olur diye düşündüm.

Kimse parmağında kendi baş harfini taşımazdı, bu saçma olurdu.  O zaman neyin nesiydi bu 'E'?

"Alçında kan var, bir yerin mi kesildi? Sıla mı yaptı? Acıyor mu? Neresi göster." Dedi savcı sağıma soluma bakarken.

"Benim kanım değil. Sıla imza atacaktı da kalem bulamadık." Dedim gülerek.

'Çok komik (!)' der gibi bir ifadeyle bakıp yerlerine oturdular.

Savcı biraz tereddütle (muhtemelen Güneyden ötürü.) Söze başladı, "Aşçıyla konuştum. Bir kadın yüklü para vermiş o gün evde olmaması için. Yüksek ihtimal temizlik görevlilerine de aynısını yaptı."

Güney şaşkınlıkla izlerken ben başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım.

1.80 boyunda, 'E' harfli yüzüğü olan ya da 'E' harfli bir şeyle/kişiyle bağlantısı olan, annemden nefret eden bir kadın arıyordum.

"Teyzem ne dedi?"

"Bir daha peşine düşersek gerçekten cinayet işleyebileceğini, bizi öldüreceğini söyledi." Dedi gülerek.

Teyzem hep böyleydi. Sert bir mizacı vardı ama annemi öldürecek kadar ne olmuş olabilirdi? Bir insan, bir insandan neden bu kadar nefret ederdi ki?

"Babamın yanına gitmem gerek."

"Yemeğini ye birlikte gidelim. İlaçlarını içmen lazım." Dedi savcı hanım elimi tutup.

Evet, elimi tutup.

Güney hâlâ sessizce oturuyordu ve bizi izliyordu.

"Siz oturun, gelirim birazdan." Dedim ama tabii ki beni dinlemeyip peşimden geldi.

Katili bulduğumuzda yalnız yemek yiyecektim. Yalnız araba kullanacak, yalnız oturacak ve film izleyecektim. O artık olmayacaktı.

Arabaya bindiğimiz sırada, "Katili bulduğumuzda ne olacak? Yani biz ne olacağız?"

KÜÇÜK SAYDAM İNSANLAR (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin