KSİ-7

842 68 39
                                    

Yorum yapmayınca ben üzüyosunuz keltoşlar..

Dktt- 24.

-

"Şikayetçi olmadıkları için şanslıyız, yoksa bu iş uzar giderdi. Konuşmaya gittiğini sanıyordum, polisler haneye teşebbüs, darp ve tehdit dedi. Evlerini taşlamışsın, Dila!" Dedi direksiyonu yumruklayıp.

"Bizi ne kadar zor duruma soktuğunun farkında mısın? Eğer katil Sıla ve ailesiyse ispatlamak iki kat zor olacak. 'Zaten canımıza kastı vardı,iftira atıyor.' Diyecekler. Ellerine bu kozu verdin Dila, inanamıyorum."

"Haklısın, üzgünüm kendime hakim olamadım ama kimseyi darp falan etmedim. Asıl o kadın elimin üstüne kapıyı kapattı kasıtlı olarak." Dedim moraran elime bakıp.

"Ne?" Dedi ve arabayı aniden durdurdu. "Acımıyor ama merak etme, eve gidince buz koyarım." Dedim fakat baya acıyordu, sadece buna ayıracak vaktim yoktu.

Elimi yavaşça avucuna aldı, "Dila ne demek acımıyor, mosmor olmuş. Şurada çukur var gibi, kırık olabilir. Elini oynatma hastaneye gidiyoruz." Dedi ve arabadan indi, bagajı açıp içinden yastık çıkardı. Yastığı dizlerime koyup elimi yerleştirdi.

"Abartıyorsun, önemli bir şey değil. Ezik falan vardır. Eve gidelim, günün değerlendirmesini yapmalıyız." Dedim ama beni dinlediğini hiç sanmıyordum.

Hastaneye gittik. Mısra haklıydı, kırık vardı ve alçıya alınmıştı.

"Kırık olduğunu nasıl anladın?" Dedim eve dönüş yolunda.

"Ortaokul da benim de kolum kırılmıştı."

"Kapının arasına kolunu mu koydun?

"Bir çocukla kavga etmiştim, ailesi de dövmüştü."

"Ne? Bu saçmalık. Ne hakla sana dokunurlar! Ailen ne yaptı peki?"

"Dövdüğüm çocuğun ailesinin evinde yaşıyordum." Dedi. İlk kez kendi hakkında bir şey söylemişti. Bu beni çok mutlu etse de, daha iyi bir anı anlatmasını, bunu hiç yaşamamasını yeğlerdim.

"Koruyucu ailen miydi?"

"Sayılır. Amcam, karısı ve oğlu."

Nefes alış-verişi hızlandı, daha önce onu hiç böyle görmemiştim. Kontrolü kaybetmiş gibiydi.

"İyi misin?" Dedim telaşla.

Önüne bakıyor fakat görmüyor gibiydi, kaza yapmamıza ramak kalmışken arabayı durdurdu. İnip taksi çevirdi.

"Savcı hanım, eğer seni üzecek bir şey dediysem ya da hatırlattıysam gerçekten özür dilerim. Lütfen sormadım varsay." Dedim. Dediklerimi duymamış gibi, "Eve taksiyle dönebilir misin? Benim işe gitmem gerek. Beni bekleme,uyu." Dedi ve yüzüme bakmadan araca kadar eşlik etti.

Kapıyı kapatıp arabaya doğru yürürken arkasından onu izledim. Ne söylemiş olabileceğimi yedi kez gözden geçirdim. Ailesini sormak hataydı, anlatmak istemediğini söylemişti ama bu kadar etkilenmesinin nedenini anlayamamıştım. Onu üzmüş olmak beni daha çok üzüyordu çünkü bu dünyada bunu hak eden son insan bile değildi.

Siz: gerçekten çok özür dilerim.

Siz: sormak hataydı.

Siz: eğer konuşmak istersen, hazır hissedersen eve dön.

Siz: senden başka kimsem yok, kaybetmek de istemiyorum .

Savcı hanım: sorun yok, sadece bir davayla ilgili doldurmam gereken rapor olduğu aklıma geldi.

Siz: benimle konuşabilirsin ya da istersen annemin psikiyatrist arkadaşlarıyla görüşebilirsin. Uzun zamandır anneme geliyordum, bu değişimin seni de etkilediğini biliyorum.

Savcı hanım: bir daha ailemden bahsetmesek olur mu? Olmadığını varsaysak. En azıdan şimdilik.

Siz: pekâlâ ama yanında olduğumu bilmeni isterim. Her ne olursa olsun.

Savcı hanım: bundan emin misin?

Siz: yani, burnunu üstünle silmediğin müddetçe seni her şeyinle kabullenebilirim :)

Savcı hanım: umarım.

"Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı deniz'in, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi... Evet işte sevgim seni böyle kaplıyor! Ve Tanrı izin verirse senin yanında bu kez ben çakıl taşı olacağım..."

Merkür.

KÜÇÜK SAYDAM İNSANLAR (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin