KSİ-12

798 65 36
                                    

Barış kocatürk- benim ol dedin.

-

"Sence de önce konuşmamız gerekmez mi?" Dedim savcıya.
Duvarın arkasına yaklanmış Teyzem Serap'ın evini izliyorduk.

"Neden? Habersiz yakalarsak ayıp mı olur?" Dedi alayla.

"Bilemiyorum. Polislerin gelmesine ne kadar kaldı?"

"Birazdan gelirler."

Evi görebilmek için birbirimize fazla yaklaşmıştık. Kafamı çevirip yüzüne bakınca burnunlarımız değdi. Gülümseyip dudaklarıma baktı.

Bu ufacık dokunuş büyüleyiciydi. O anın sekiz milyar yıl sürmesini istedim. Fakat annemin katili olduğunu düşündüğüm teyzemin evini dikizlerken değil.

Savcıyı daha önceden farklı nedenlerden ötürü tanımış olsaydım, annemi bıktırana kadar ondan bahsederdim ve muhtemelen günün sonunu görmeden öperdim.

Düşünürken çok vaki kaybetmiş olacağım ki, "Yirmi iki saniyedir öpmeni bekliyorum." Dedi. Suratını itip güldüm.

İki polis arabası gelip evin öndünde durdu. Saklandığımız yerden çıktık.

"Girelim mi efendim?" Dedi genç bir polis.

Az önceki küçük kız çocuğunun yerini kaşları çatık ciddi bir savcı almıştı. Mesleğini hep ustalıkla ve ciddiyetle yapıyordu.

Savcı hanım kafasını olumlu anlamda salladı. Dört polisle birlikte evin önüne gidip kapıyı çaldık.

Ne düşündüğümü size aktaramadığım içim üzgünüm, dostlarım. Teyzemi ihbar etmiştim, her şey çok karmaşıktı.

"Kimsiniz?" Dedi kapının ardından.

"Polis. Kapıyı açın."

"Ben bir şey yapmadım, deli kardeşimin deli kızına inanıp buraya kadar boşuna geldiniz." Dedi kapıyı açıp.

"Eviniz aranırken polis arabasında beklemenizi rica ediyorum." Dedi savcı hanım düz bir sesle.

"Bir yere gitmiyorum. Evimi arayamazsınız."

"Suç işlemediyseniz bırakalım da polis arkadaşlar işlerini yapsınlar." Dedi savcı hanım. Hemen arkasından, "korktuğun bir şey mi var?"  Dedim.

Kapıyı sonuna kadar açıp geri çekildi. İçeri girdik. Polisler incelemeye başladı.

"Annemle düşman olmanızın nedeni neydi? Her zaman böyle değilmiş, babam kasabaya geldiğinde ne değişti?"

"Sana anlatacak hiçbir şeyim yok manyak kadın! Senden şikâyetçi olacağım!" Diyip üstüme doğru hızlı adımlarla yürüdü. Savcı hanım ikimizin arasına girip, "Sakın." Dedi, "Ona dokunmayı aklından bile geçirme."

Dediği şey yan yana dizili birkaç kelimeydi, dostlarım ama bir yandan da bundan fazlasıydı. Beni korumuştu ve bu... çok garipti. İyi anlamda.

"Efendim! Gelin, buradalar." Dedi içeride polislerden biri.

Teyzem ve savcı da olmak üzere hepsi oraya gitti. Olduğum yer de kalakalmıştım.

Yavaş adımlarla odaya ilerledim. Savcının gözleri dolmuştu. Eliyle yüzünü sıvazlayıp geri çekildi.

Daha çok yaklaştım. Yerdeki zeminde gizli bir bölme vardı. Polisler içindekileri çıkardı.

Onlarca fotoğraf, hepsi gizlice çekilmiş. Bir sürü not vardı ve birkaçında eve giriş çıkış saatlerimiz yazıyordu. Bir de Sıla'nın bahsettiği gibi siyah kıyafetler vardı.

KÜÇÜK SAYDAM İNSANLAR (G×G)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin