Ara sokaklarda eski harabe evlerin oradan geçtik.. kocaman bir ahşap kapının önünde durakladık..
Ve ben burayı anımsamaya çalıştım. Küçük bir harabe evden başka bir şeye benzemiyordu.. Nerdeyse yıkıldı yıkılacak diye geçirdim içimden.
Kapı aralandı beyaz tülbentli bir kadın belirdi.. Yaşlı oldukça da sevimli bir yüz ifadesi vardı. Kırış kırış olmuş yüz hatları.. Çenesinde siyah bir dövme..
Babama doğru bir adım attı.. Sıkıca sarıldı. Evlat özleminden kavrulmuş babaannemden gözyaşları sel olup aktı.
Birden gözlerimin pınarından yaş damladığını fark ettim.
“içeri girin yavrum.. Hadi ne bekleyisiz girin girin..”
Dedemi gördüm.. Sert bakışları vardı hiç selam vermedi bile. Sadece babama doğru gelip omuzundan çekip sarıldı. Annem ile bana yüz çevirdi.
“Bu kadar mısınız ?”
Ne demek istediğini anlamadım arkama baktım dedeme ilerleyip “ başka kim gelecekti ki ?”
“ Bu kadar mı çocuk yaptın ?”
Babam başını eğdi.
“Erkek adamın erkek evladı olur. Kızın olsa ne olur olmasa ne olur..”
Dedem sert üslubundan vazgeçmedi. Köşe de sedire oturdum.
Garip garip bana baktı.
“ Önce büyükler oturur kızlar oturmaz kalk ayağa..”
Babam kulağıma fısıldadı “ kızım bizim buralarda böyledir. Birkaç günlüğüne sabret olur mu ?”
Dedem denilenleri duymadı bile..
Odaya çömelip kitap okumaya koyuldum..
Esmer adam bilgisayarının başına oturmuş. Bütçeleri hesaplıyordu. İçeriye iki adamı girip köşeye oturdu.
“ Getirdik..”
Sehpaya bırakılan hafıza kartına baktı.. Bilgisayarına takıp resimlere baktı… Çok güzel resimler vardı.. Kızın resimlerine denk geldiğinde bir iki dakika duraklayıp kızı inceledi.. güzeldi gençti törpeydi..
Güzel bir kızdı. Birden gözlerini çevirdi “ kırın kartı”
∞
Babaannem tutturdu seni kına gecesine götüreceğim.” Hazırlan Fatma yengenin kızı evleniyor”. Aslında gitmekte istemiyordum çünkü ben bu tür şeyleri seven bir kız değildim. Kitap okuyup müzik dinlemeyi tercih ederdim.
“ Gızz… Çabuk hazırlan da gidelim. Ananda hazır seni bekliyoruz.”
Kapıyı açıp babaanneme döndüm.
“Babaanne hadi siz gidin ben gelirim birazdan..”
Aslında biraz zaman geçiştirip gitmemekti amacım.. Annem göz kırpıp babaannemi alıp çıktı..
Bir on dakika sonra telefonum çalıyor arayan annem “ kızım niye gelmedin? Seni bekliyoruz. Çok değişik bir kına gecesi çıkta gel insan yüzü gör biraz..”
“ Anne sen de babaannem gibi başladın yaaa… “
“Tuğçe getirtme beni oraya saçını başını yolarım şimdi..”
Hayıflanarak “ tamam anne geliyorum nerede demiştiniz ?”
Annem biraz tarif etti ama “en iyisi sen oradan geçerken köylülerden birine sor Fatma bademlinin evi nerede de gösterirler.”
“ tamam, anne birazdan oradayım.”
Aynaya baktım ne giysem acaba diye. Çokta süslenmeme gerek yoktu nede olsa tanımıyorum kimseyi.. Hem sevmediğim bir etkinlik değil mi bu. Kırmızı elbisemi giydim burada babamın götüreceği toplantıda giymek için almıştım yanıma.
Kırmızı rujumu da sürdüm. Kendimi süzüp topuklu ayakkabımı giyip yola koyuldum.
Karanlık basmıştı lamba bile yoktu ilerde lamba var ama nahoş bir aydınlatmayı sağlıyordu.
Köylülerden biri kapıda oturuyordu.
“ teyze Fatma bademlinin evi nerede ?”
Teyze belini doğrultup bana işaret parmağıyla” şu yokuşu in biraz sağa dön oradan yokuşun başına çık orada.”
Yokuştan aşağı indiğimde garip bir ses duydum.. kendi kendiyle konuşan bir adam siyah siluet..
Sağa sola çarpılarak dengesiz yürüyordu.. Sanırım sarhoş tam yanından geçiyordum ki birden bileğimi kavradı çekti ışıkta yüzümü görmeye çalıştı.
“ Bırak beni hayvan herif”. Elime topuklu ayakkabımı alıp sırtına sırtına vurdum..
İki bileğim hapis olmuştu..
“ Lütfen bırak beni...”
Bileğim kırıldı kırılacak.. iyice sarstı beni korkuyordum bir yandan da ağlıyordum.. İlerde ki sekiye doğru sürükledi beni..
“ayaklarım burkuldu bırak beni… imdattt!!”
Suratıma şiddetli bir tokat indi savrulup yere düştüm.. Kalkamıyordum .. İlerde ki sekiye iyice sokuldu.. sekinin oradan yarı açık olan üzüm bağına sürükleye sürükleye götürdü..
Kapkaranlıktı.. Lanet adamın yüzünü göremiyordum. Tırnaklarımı toprağa geçiştirmiş onu tekmeleyip kaçmayı planlıyorum ama başaramıyordum..
Birden itti beni.. Üzerime çullandı. Ağırlığını hissettim.. sonra kenara çekildi.. nefesimi kesip tekrar tokat attı..
Alnımdan kan akıyordu..
“imdatt.. Lütfen yardım edin bana.. Lütfen imdatt.”
“ sus dedim sana be kadın.. Zırlama sadece şurada seninle oynaşıp bırakacağım..”
Tam bayıldı derken sessizce kaçmaya çalıştım.. Adamın telefonu çalmış ve yokuşun orada siyah BMW belirdi..
“imdatt..” Lütfen bu tarafa bakın lütfen..”
Adam ayak bileğimi kavradı.. Korkudan titriyordum.. Birilerinin oraya geldiğini seziyordum..
Uzun boylu bir adam koca cüsseyi üzerimden çekip beni kenara koydu.. Adama tekme atıp sürükleyip Sekiden aşağı attığını hatırlıyorum…
“ Öldürdün onu katil..”
Adamın yüzünü görmeden içimden sıkıca boynuna sarıldım “bırakma”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irak'ta Bir Türk Gelin
Ficción General"Memleketine giden 18 yaşında bir genç kız ve ummadığı anda kendisini Irak'ta gelin buldu.."Hayatın acımasızlığın da aşkı da bulabilecek miyim ? çektiğim acıların yanın da sevdiğim adama ve ülkeme kavuşabilecek miyim..