Ayağa kaldırmaya bile tenezzül etmedi.
“ Kalk bin arabaya..”
“Binmeyeceğim. Canın cehenneme.. Seninle bir yerede gitmiyorum.”
Açılan kapı geri kapandı. Bana doğru adım attığın da geri adım atıyordum ve kolumdan tutup dişlerinin arasından tısladı.
“ Bineceksin.. Burada yem olmak istemiyorsan bineceksin.”
“ Neden bu kadar zorbasın bırak bileklerimi. Binip binmeyeceğime sen karar veremezsin.”
Kolumdan tutup sürükledi beni arabaya binerken canım o kadar çok yanıyordu ki ellerinin sertliğinden bileklerim incinmişti. Bir damla yaş döktüğüm anda boynumdan tutup
“ Giy şu çarşafı da gidelim.”
İstemeyerek elinde ki çarşafa uzandım. Bu adamdan o kadar çok nefret etmiştim. Nefret ettiğim yetmemiş gibi birde kendisinden korkar olmuştum. Kesinlikle korktuğumu belirtmemem gerekiyor. Yoksa daha çok incineceğimi düşünmeye başladım..
˷
Taş duvarlarla örülü büyük bir evin kapısında durduk. Kocaman tabelada Mahmoud yazıyordu. Arabadan inmeden kapıda ki adamlar şaşkınlıkla hem fısıldıyorlar hemde içeriye girmemiz için sürgülü kapıyı açıyorlardı.
“Bana bak içeriye girdiğin de sakın ters bir şey yapayım deme. Yoksa sana ne yapacağımı bilemezsin.”
Çarşafın peçesini yüzüme götürdü. Birden gülümseyip gözlerime baktı.
“Yeşil gözlerinle bu peçe daha da güzel durdu.”
Kapımı açan adamlar birden uzaklaşıp yüzüme bakmadan arkasını döndüler.
“Neden arkasını dönüyorlar ?”calib kolumu kavramış kulağıma eğilerek.
“çünkü harama bakmak günah” bunu duyduğuma şaşırmıştım. “Günah mı ? İlginç ne taraftan gidiyoruz?”
Kapıdan içeriye girdiğimde hayranlıkla evin içini süzüyordum. İnanılmaz bir şaheser bir salona doğru ilerliyorduk. Mermerle kaplı koridorda bekleyen 4 kadın gördüm.
Dört kadının dördüde renkli giyinmişti. Genç ve güzelerdi.
“Bunlar kim ?”
“Sessiz ol.”
Calib salona yürüdüğünde Arapça bir şeyler fısıldadı. Pembe elbiseli olan kadın ise hayretle gözlerini açmış bana bakıyordu. Hepsi birbirlerine bakıp calibe soru sualine tutuyorlardı.
İlerde beyaz elbiseli tombul ve esmer bir kadın oturuyordu. Calib ona doğru gidip ellerinden öptü.
“Ana ben geldim. Misafirimiz var ona iyi davranmanızı istiyorum .”
Kadın birden gözlerini bana dikip inceledi.
“Calib bu kadın neden beni inceliyor”.
Calib parmağını dudağına götürüp sus işareti yaptığında birden kadının sinirli ve öldürücü bakışları ile gözlerimi yere devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irak'ta Bir Türk Gelin
Fiction générale"Memleketine giden 18 yaşında bir genç kız ve ummadığı anda kendisini Irak'ta gelin buldu.."Hayatın acımasızlığın da aşkı da bulabilecek miyim ? çektiğim acıların yanın da sevdiğim adama ve ülkeme kavuşabilecek miyim..