Harry dudaklarını Louis'nin şakağında dinlendirirken Louis tamamen ona yaslanmış kalabalık insan topluluğunu izliyordu. Arada birkaç kişiyle çoktan göz göze gelmişti bile. Hala böyle kalabalık yerlerde geriliyordu.
Daha önce bir çok defa böyle bir şeye gerek olmadığını söylemesine rağmen yine de buradaydı işte. Styles ailesi her şeyi böyle abartmayı seviyordu galiba.
Drew Styles sahnede yerini alıp mikrofona iki defa vurarak herkesin dikkatini çekti. Harry'nin "İşte başlıyoruz." dediğini duydu Louis.
"Bu akşam bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederek başlamak istiyorum konuşmama. Burada toplanma amacımız oğlum Harry ve Louis'nin nişanlandığını duyurmak ve bunu kutlamak. Onlar adına çok mutluyuz ve mutluluğumuzu sizlerle de paylaşmak istedik. Kadehimi onların nişanlanmaları içine ve mutlulukları için kaldırıyorum." dediğinde salondaki herkes ona eşlik etti.
Louis bu sırada kendilerine dönen gözlerden kaçmamak için zor duruyordu. Nişanlanmak bu kadar da abartılmamalıydı. Sanki dünyadaki en önemli şeymiş gibi bu davete, kutlamaya falan gerek yoktu.
"Biraz sonra yüz kişi gelip bizi aynı cümlelerle tebrik edecek, sinirlerin ne kadar dayanabilir?"
"Çok fazla dayanmayacağını ikimizde biliyoruz." Harry gülerek baktı ona. Birinin kafasına içki falan boşaltmasa bari diye düşündü. Louis'nin gergin olduğu başkaları anlamasa da kendisi anlayabiliyordu. Şampanyasını yudumlarken etrafta gezinen gözleri bile belli ediyordu gerginliğini.
"Sence de biraz fazla abartı değil mi bu?"
"Benimde pek memnun olduğum bir şey değil. Biraz buralarda görünelim sonra kaçırırım seni." ikisi birbirine gülümserken yanlarına yaklaşan kadın onların dikkatini çekmek için boğazını temizledi.
"Harry, senin adına çok sevindim hayatım."
"Teşekkür ederim." deyip kadının kendisine birkaç saniye sarılmasına izin verdi. "Nişanlım Louis, bu hoş hanımefendi de Flair. Kendisi bir türlü yüzünü göremediğim üvey teyzem olur."
"Üvey teyze deme, yaşlı hissediyorum." deyip Louis'ye elini uzattı. "Memnun oldum tatlım. Tebrik ederim, sonunda evde kalmaktan kurtardın bu yaramaz çocuğu." Louis gülümseyerek karşılık verip onların atışmalarını izledi. Kadın oldukça genç ve güzeldi.
Yanlarına gelen başka biriyle kadın yüzünü buruşturup Louis'ye yaklaşarak "Sana kolay gelsin, arkada bir ordu kadar insan var." dedi ve yanlarından uzaklaştı. Louis Harry'nin gülümseyerek karşısındaki adamla konuşmasını izledi.
Yanlarına gelip giden sayısız insandan sonra Harry'nin kuzenleri herkesi onlardan uzaklaştırmıştı. Finn kollarını iki yana açıp sırıtarak onlara yaklaştı. "Açın kollarınızı ben geldim." deyip ikisine aynı anda sarıldı. Harry'den uzaklaşıp kolunu Louis'nin omzuna atarak ona yaslandı.
"N'aber damat?"
"İyi, sen?"
"Harika. Gittiğim yerlerde o kadar güzel kızlar vardı ki. Eskiden olsa Harry'ye birini ayarlardım ama neyse bekarlığa veda partisinde hallederiz o işi." Louis'nin ters bakışlarını görünce daha çok sırıttı.
"Seni gebertirim Finn. Böyle bir şeyi aklından bile geçirme."
"Niye ki? Adam son defa senden başkalarıyla eğlenmesin mi?" Harry yüzünü kapatıp biraz sonra Louis'den gelecek hamleyi bekledi.
"Siktirip gider misin? Yoksa sen son defa birileriyle eğlenemeden elimde kalacaksın." omzunu hareket ettirip onun kolundan kurtulmaya çalıştı. "Çek kolunu yoksa bir taraflarına sokacağım." dedi huysuzca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostage | Larry
Fanfiction"Arkadaşıma ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" dedi aniden. Babasına bakıp onu bırakmaları için talimat vermesini bekledi. Babası önce Harry'ye sonra Louis'ye baktı. Harry tekrar genç oğlana baktığında onun ürkek bakışlarının kendisine döndüğünü fark...