Barney Styles'ın evi kesinlikle bir huzur yuvasıydı. Harry Louis'yi yine oraya getirmişti. Hava diğer geldiklerine göre daha iyiydi. Louis Harry sayesinde tamamen iyileşmişti. Evin salonunda otururlarken temizlik yapan kızı inceledi. Buraya ilk geldiklerinde odalarına hoşgeldin demeye gelen kızdı.
Harry Louis'ye meyve yedirirken kız pek umurunda gibi görünmüyordu. Louis içinde büyüyen kıskançlığı bastıramadan ayaklarını Harry'nin bacağının üzerine koyup gözlerine bakarak dudaklarını yaladı. Harry hemen yutkunup boğazını temizleyerek kolunu Louis'nin bacağına sardı.
"Yine atlara binecek miyiz?" diyerek dudaklarını büzdü. Kızın kendilerini izlediğinin farkındalığıyla Harry'ye daha çok yaklaştı. O bu sırada Louis'nin kırmızı dudaklarına odaklanmıştı.
"İstersen neden olmasın." Louis gülümseyip Harry'nin dudaklarına yöneldi. Dudaklarını birleştirmeden önce "Bu defa tersten bineceğim, neden biliyor musun? O zaman seni istediğim zaman öpebileceğim." dedi. Daha fazla beklemeden dudaklarını birleştirip göz ucuyla kendilerine bakan kadına baktı.
Kızın aralanan dudakları onu mutlu etmişti. Harry dudaklarına son bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Yarında buradayız değil mi?" Harry başını salladı. "O zaman ata yarın binsek, amcan gelmeden önce biraz odamızda zaman geçirebiliriz. Duş almak istiyorum."
"Daha iyi bir fikrim var, gel benimle. Daha sonra duşa girmek zorunda kalacağız zaten. Yorgun olmazsanda-" deyip sustu. Çevrelerinde dolaşan kadınlar olmasa devam edebilirdi. Louis tek kaşını kaldırdı.
"Hadi bakalım." birlikte arka bahçeyi geçip biraz daha ilerledikten sonra Louis gördüğü şeyle gözlerini irileştirdi. "Amcanın evinde basketbol sahası da mı vardı? Tanrım, burada ne yok?" Harry gülüp onu çekiştirerek sahaya soktu. Kendisi şort ve sweatshirt giymişken, Louis'nin üzerinde Harry'nin -Louis'ye bayağı büyük olan- sweatshirtlerinden biri ve eşofman vardı.
"Bahse girerim boyun uzun olmasına rağmen kötü bir basketçisin."
"Bu kadar emin olma bence." Louis parmak uçlarından yükselip kollarını onun boynuna sardı.
"Beni yenebileceğini mi düşünüyorsun Harry?" Harry onu belinden yakalayıp dengede durmasını sağladı.
"Düşünmüyorum, biliyorum zaten." Louis ona meydan okurcasına baktı.
"Tamam basketbol oynamayı çok bilmiyorum ama ne kadar zor olabilir ki? Seni yenebilirim." deyip göz kırptı. Harry'yi gafil avlamaya çalışıyordu.
"O zaman başlayalım." kenardaki kutunun içinden topu çıkarıp Louis'ye attı. "Başla bakalım." Louis ağır topu son anda tutup sektirdi. Harry ona yaklaştığında panikleyip topu zorlukla potaya doğru fırlattı. Top potanın yakından bile geçmemişti.
Harry kahkaha atıp topu kendi eline aldı. Hızlıca potaya yaklaşıp topu attı. Çemberin etrafında dönen top fileden geçince Louis'ye göz kırptı. Bir süre daha böyle devam ettiler. Louis'nin kolları ağrımaya başlamıştı. Neyseki birkaç sayı atabilmişti ama Harry çok iyiydi bu işte.
Top tekrar Louis'nin eline geçtiğinde Harry'yi geride bırakıp potaya yaklaştı. Harry ona sayı alabilmesi için çok kez fırsat vermişti. Bir anda bacaklarında hissettiği ellerle afallamıştı. Harry onu omzuna alıp potaya yaklaştırdığında Louis topu potaya gönderdi.
Top fileden geçer geçmez eğilerek Harry'yi öptü. Geri çekilip yanaklarını sıkarak "Aww sen bana kıyamadın mı?" dedi. Harry gülümseyip yanağındaki eli tutarak avuç için öptü.
"Artık duş almaya gidebiliriz." deyip Louis'yi omzundan indirdi. "Eğlendin mi?" Louis başını sallayıp gülümsedi.
"Üzülme diye bilerek yenildim sana." Harry tekrar güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostage | Larry
Fanfiction"Arkadaşıma ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" dedi aniden. Babasına bakıp onu bırakmaları için talimat vermesini bekledi. Babası önce Harry'ye sonra Louis'ye baktı. Harry tekrar genç oğlana baktığında onun ürkek bakışlarının kendisine döndüğünü fark...