Lütfen yorumlarınızı ve eleştirilerinizi yazmayı unutmayın. Ayrıca bölümü oylamayı da unutmayın.
Bu bölüm ne fotoğraf ne de video var. Çünkü bu bölüm müziğin önemi yok. Hiçbir şeyin önemi yok. Tek önemli olan hayatta kalmak.
19 Haziran
Andrew Hines
" Seninle bir şey konuşmam lazım."
Daha önce dediğin gibi kapıya dayandım. Çünkü James Merle'yi intaar etmemek için tutmaya çalışırken aklıma bir tek bu geldi.
Dün geceki anlaşma vampirlerin ait oldukları yere geri göndermemizi sağlamıştı. Kurtadam sürüsünden bazıları sürüde daha güvende olacağımızı söylese de pek almadım. Fakat Katerina bu konuda nedense bana katılmadı. Hatta bir şey demedi. Neyse konuşuruz.
Sonunda kapı açıldı ve hevesle "Sandy'i nasıl geri getireceğiz?" diye sordum.
Suratındaki ifadeden bu yolun can sıkıcı olduğunu anlamıştım.
" Başka bir yolunu bulmaya çalıştım. Fırsat bulduğum her an düşündüm ama başka bir yolu yok gibi görünüyor."
Merakla " Yolu ne?" diye sordum.
" Yolda açıklarım. Ama olabildiğince fazla yardıma ihtiyacımız olacak."
Kasabada gezerken kasabanın hala çok değişmediğini fark ettim. A bana bakıp " Buralardaki insanlar nostaljiyi seviyor. " dedi.
Biraz daha gidince laboratuvara doğru gittiğimizi fark ettim. A ciddiyetle " Eğer portal hala çalışır durumdaysa onun frekansını cehenneme gidecek şekilde ayarlabilirim ama garanti veremem. Cennet ve cehennem gidilmesi ölüm dışında pek garantisi olmayan boyutlardır. Boyutlararasında duyduğum hikayelerde çoğu insan geri dönemiyor. " dedi.
" Belki oradaki varlıklar engel oluyordur. "
" Olabilir. Dini kitaplarda oraya gizlice girenler konusunda bir şey yazdığını sanmam. Oradaki varlıklar orada olanların orada kalmasını sağlıyorlar muhtemelen. "
" Biz onlar gibi değiliz. "
" Bak orada normal halde ancak vampirler ve şeytanlar hayatta kalabilir. Kurtadamlar kurt özellikleri nedeniyle orada öleceklerdir. "
" Sen... Oraya gittin mi?
" Şey... Şöyle ki. Aslında gittim. Endişeyle Suzie'nin cehennemde olduğundan korktum ve göz atmak istedim. Ama orada değildi. Çok sevinmiştim ama oradan zorla kurtuldum. Üstelik oraya sadece içindeki malzemeler arasında nane olduğunu bildiğim yeşil bir karışımla gidebildim."
Laboratuvara girdik ve bodruma indik. A ciddiyetle " Diğer eski Gizem Avcıların arasan iyi olur. " dedi. Telefonumu çıkardım ve her birini aradım. Çok bir şey söylemedim. Sadece buraya gelmeleri gerektiğini söyledim. Tabii ki çocukları aramadım. Onlar daha çocuk.
James'le konuşurken Merle'ye gelmemesini sağlamasını istedim. Kendisi de aynı fikirdeydi. Lucifer'ın numarası ise bende yoktu.
O sırada A makinedeki tozları elleriyle sildi ve çalıştırdı. Açılınca şaşırdı ve " Seni yok etmediğime neredeyse memnun oldum." dedi. İlginç bir şekilde ilk Lucifer geldi. Şaşkınlıkla " Sana haber vermediğimi hatırlıyorum." dedim.
" Eninde sonunda buraya geri döneceğini biliyordum A."
A sinirle "Gelmemen gerekiyordu." dedi.
" Alius adındaki şu arkadaşın bu portalın o kızı kurtarmanın tek yolu olduğunu söyledi ve dediğine göre senin o portalın açmama ihtimalin varmış. Anlaşılan bu konuda bana daha çok güveniyor."
A ona bakmadan "Çünkü bu boyuta gelmemesi için elinden gelenden fazlasını yapacağımı düşündüğünü biliyorum. Sandy'i kurtarmanın bir yolu olduğunu düşündüm ama bulamadım. Belki de gözümden kaçmıştır diye düşünürken Alius bir gece rüyamda göründü ve bunun tek yolu olduğunu ama karşılığında bu boyutu riske atmam gerekeceğini söyledi.
O zaman emin oldum. Çünkü ne yazık ki yanıldığı zaman hiç olmadı. "
Portalın frekansını ayarladı. Portal çalışmaya, etraf sıcaklamaya başladı. Portal kıpkırmızı bir ışık yayıyordu. O sırada Katerina, James ve Merle de geldi. Sinirle " Merle'nin ne işi var? "diye sordum.
James oflayarak " Bazen fazla inatçı olduğunu biliyorsun değil mi? " dedi.
Merle az önce ağladığı belli olan gözleriyle bana bakıp ciddiyetle " Düşünceni anlıyorum Andrew. Ama sen nasıl beni kardeşin gibi görüyorsan bende kızımı kurtarmalıyım." dedi.
Şaşkınlıkla " Ne? Hayır, benim kardeşim yok. " dedi.
James gülümseyerek " Hiç uğraşma. 5 yıldır insanların düşüncelerini okuyabiliyor. Güçleri zamanla gelişiyor veya değişiyor. Gerçi bu durumun işe yaradığı zamanlar oldu." dedi.
Katerina'ya döndüm ve "Çocuklara kim bakıyor? "diye sordum.
Katerina bana bakıp hızlıca " Onları kurt sürüsüne bıraktım. Merak etme, oradaki dostlarıma. " dedi.
Sinirle " Bunu yapmaman gerektiğini daha önce söylemiştim. "dedi.
" Cidden mi? Bunu artık onların lideri olmuş kişi mi söylüyor? Çok mantıklı."
Lucifer sinirle " Kesin sesinizi. Bu iş bir an önce bitsin artık. " dedi.
A ciddiyetle " Üçe kadar sayıyorum. 1! 2! 3!" dedi ve portaldan geçtik.
Devam Edecek...
Sizce bu bölüm nasıldı?
Ve acaba bir sonraki bölümde neler olacak?
Ek Sahne
Kıpkırmızı gökyüzü olan alevler içinde bir alandaydı. Yakınında bir kız orada sinirle oturuyordu. Onun yaptıklarına rağmen kaçmıyordu çünkü kaçabileceğinden umudu kesmişti.
O ise simsiyah kanatları olan bir takım varlıklara saldırıyor. Ölümsüz olduklarını bilmesine rağmen. Bir anda durdu ve onları çok uzaklara fırlattı.
Kadın nefes aldı, gülümsedi ve "Tam tahmin ettiğim gibi. Seni kurtarmaya geldiler küçük S." dedi.
Kız korkuyla "Sakın onlara zarar verme." dedi.
" Ahhhh... Yalnız burası cehennem. Burada ölen ölmez ama kendi dünyasına geldiği şekilde bile geri dönemez ve biliyorsun. Ben asla ölmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URBS İNTERFECİT: ÖLÜM YERİ(Farklılar Serisi 3-Askıda)
Mystery / ThrillerSıradan bir genç. Ailesiyle birlikte yeni bir yere taşınırlar. Her şey normaldir. Ta ki o geceye kadar. Andrew'in o gece hayatı değişir. 6 kişiyle hayatları kesişir, güçlü bir kıza aşık olur ve kayıp bir adamı ararlar. Ama bu yaşadıkları tesadüf değ...