Lütfen yorumlarınızı ve eleştirilerinizi yazmayı unutmayın. Ayrıca bölümü oylamayı da unutmayın.
Devam ediyor...
Sac Hines
Korkuyla kalktım. Boynuzlarını onlara doğrultmuşlardı. Sopamı çıkardım ve onları korumak için önlerine geçtim ve " Öldürecekseniz önce beni öldürün! Onlara cesedimi çiğnemeden ulaşamazsınız! " dedim.
Atlar bana baktılar. Sinirlilerdi. Bir süre gözlerimin içine baktılar. Bense sinirle karşılık verdim. Baktıktan sonra sakinleştiler.
Gökkuşağı renginde kuyruğu olanı bana yaklaşıp " Sen iyi birisin Sac. Sizi bırakacağız ama kimseye buradan söz etmeyeceksiniz." dedi.
" Tamamdır."
Yamadan baktım ve başım döndü. Ama zorla da olsa aşağı indik. Eve dönerken Sandy korkuyla " Bir daha buraya dönmem. " dedi.
Misy ise " Yakın zamanda geri dönmeyi düşünmüyorum. " dedi.
Bense sessizdim. Jessica da sessizdi. İyi birisi olup olmadığımı pek bilmeyen ve ilgilenmeyen bir insanım zaten.
Yata bindik ve Jessica sürerek bizi götürmeye başladı. Jessica'nın yanına gittim ve " İyi bir ekip olduk. " dedim.
" Aslında eğlenceliydi. Az daha boynuzlanacak olmamız dışında."
" Normal hayvanlar bile gerektiğinde savunmaya geçerler."
" Anlaşılan bu kitap bizi maceralara çıkarmaya devam edecek."
" Bu kasabanın doğası bu bence."
Gittim ve kardeşimle birlikte manzarayı seyrettik.
15 Haziran
Dick Anderson
Gözlerimi açtığımda tuhaf bir yerdeydim. Simsiyah yer ve kömür rengi ve kokusunda yer vardı. Bir anda o karanlığın içinde bir siyah şekil çıktı ve O'ya dönüştü.
" Naber D? Beni görmeyeli hayat nasıl?"
" O senin benim rüyamda ne işin var? Sen liderlerin rüyalarına girersin."
" Ama şuanda A ekibinin en yaşlısı sensin ve senden vücudunu bir süreliğine kullanmak istiyorum."
" Hayır, olmaz."
" O zaman zorla."
Acıyla çığlık attım.
Andrew Hines
Kahvaltı için hazırlanıyorduk. Kapı tıktıklandı. Katerina mutfakta olduğu için gülümseyerek " Ben açarım. " dedim.
Kapıyı açtığımda gördüğüm şey o kadar korkunçtu ki! Gelen Dick'ti ama kanlı, gözleri kıpkırmızıydı ve bir şeyi tekrarlıyordu. O kadar sert gülümsüyordu ki ve ayrıca vücudunun içinden dışarı açılan her delikten kan akıyordu.
" Dick'in Ölüm Günü Kutlu Olsun!"
6 defa tekrarladı. Söylerken Andrew geldi ve korkuyla " Hayır Dick diren ona. O git başımızdan! Bıktık senden!" dedi.
Ardından Dick yere yığıldı. Üstüne eğildim. Doktor olduğum için bunun halisünasyon olmadığını dokunarak anladığımız anda Dick'in öldüğünü anladım. Korkuyla And'e sarıldım ve " Hayır, hayır, hayır! Yeniden başlamış olamaz. Lütfen yeniden başlamamış olsun!" dedi.
" Üzgünüm aşkım, başladı!"
Andrew Hines
Yeniden başladıysa bunu bir şey başlatmış olmalı ve biz bunu anlamadıysak bu yeni Gizem Avcıları geldi demektir. 3.Gizem Avcıları.
Ama onlar kim?
Toparlanınca Katerina korkuyla " Ne yapacağız Andrew? " diye sordu.
" Dick'i gömmeliyiz. "
Cesedi aldık ve onu bir halıya sarıp bagaja koyduk. Katerina'nın elleri titriyordu. Arabanın sürücü koltuğuna bindim ve Kate'in elini tutarak " Her şey yoluna girecek. Söz veriyorum." dedi.
Ölü Topraklar'a gittik. Araba durunca bir yer seçtik ve toprağı kazdık. Sonra Kate James'leri ve bense abimleri aradım.
Abime olanları anlatınca korkuyla " Ne? Yani O iyi birisi değil miydi? Offf... Niye başladı? Bitsin artık..." ve devamında küfretti.
En son O'yu mezuniyetten bir hafta önce görmüştük. Scott'la evlenmişlerdi. O'ya Poppy ismini vermiştik. Yani şu illuminati kız. Tuhaf kız. Adının o olmasını istedi.
Sorgulamadık. Bu durumda Scott'un başı çok büyük beladaydı. James Merle geldiğinde korkuyla çukura attığımız cesede baktılar. Merle yere diz çöktü ve ağlayarak " Hayır, bu günün geldiğine inanamıyorum. Bu sefer çok daha büyük bir tehlikedeyiz." dedi.
Korkuyla " Nasıl yani?" diye sorduk.
" Annem A kitabındaki şifreleri anlattı. Bildiğim kadarıyla O'nun en güçlü olduğu zaman dilimi ve en büyük olacağı zaman 3 dönem Gizem Avcılarının hayatta kaldığı zamanmış. O bize çok pis saldıracak. "
James şaşkınlıkla " O niye bize çok pis saldıracak? " dedi.
" Bakın, bu biraz karmaşık. Önce Dick'i gömmeliyiz. "
Sac Hines
Sahilde ayrıldık ve Misy ve ben eve döndük. Evde kimse yoktu. Bu tuhaf. Üstelik yemek yememiş ve toplamamışlardı.
İşin korkunç yanı, kapı tarafında yerde kan olmasıydı. Dehşetle baktık. Boş bir su şişesi aldım ve kanı alıp koydum. Kapağı kapattım. Misy korkuyla " Bu kimin kanı Sac?" diye sordu.
Cevap vermedim. Bunu O yapmış olmalıydı. Anlaşılan bir insanı tam olarak kontrol edebilecek kadar güçlenmiş.
Ve bu sefer A kitabında olduğundan çok daha tehlikeliydi. Ama neden biz evdeyken bunu yapmadı?
Sonuçta biz Gizem Avcısıyız. Neden anne babamızla uğraşsın?
Yoksa...
Yok artık. Bu imkansız. Ama onlar nerede? Boşver. Acil işleri çıkmıştır. Yine de içimden bir ses büyük şeyler başlıyor diyor.
İştahımız kaçmıştı. Anne babam eve girince koltuktan kalkıp karşılarına geçtik ve kanı gösteren Misy " Anne, baba burada ne oldu?" diye sordu.
Stresliydiler. Aynı anda babam " Kızsal durumlar." dedi ve annemse " Ördek kanı." dedi.
Yalan söylüyorlar. Annem sinirle babama döndü ve bana dönüp " Ördek kestik ke kanı bulaşmış." dedi ve poşette hazırlanmış ördek etini gösterdi.
Büyük bir sır saklıyorlar.
Üstleri toprak olmuştu. Odalarına çıktılar. Üzerlerini değiştirdiler.
Ardından annem ve babam kanı temizlemeye başladılar.
Bizde ekibi aradık ve parkta buluşma kararı aldık.
***
Olanları anlattığımızda Sandy ve Jessica'nın çok şaşkın olduklarını fark ettik.
Sandy düşünerek " Bir balıktan dediğiniz kadar kan çıkmaz. Ancak bir vahşi hayvan ya da bir insandan çıkar." dedi.
Jessica endişeyle " Ama kim öldü?" diye sordu. O sırada bir anons yapıldı.
" Dikkat, dikkat! Bugün sabah saatlerinde rahmetli Bill Anderson oğlu Dick Anderson vefat etmiştir. Yarın öğle namazına mükabil cenaze namazı kılınacaktır. Herkese duyrulur."
Şok olduk. Dick ölmüştü. Ama neden yalan söylediler? İçimden bir ses bu işin içinde bir şey olduğunu söylüyor.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URBS İNTERFECİT: ÖLÜM YERİ(Farklılar Serisi 3-Askıda)
Mystery / ThrillerSıradan bir genç. Ailesiyle birlikte yeni bir yere taşınırlar. Her şey normaldir. Ta ki o geceye kadar. Andrew'in o gece hayatı değişir. 6 kişiyle hayatları kesişir, güçlü bir kıza aşık olur ve kayıp bir adamı ararlar. Ama bu yaşadıkları tesadüf değ...