10.BÖLÜM

219 25 7
                                    

O gece kafasını yastığa koymuş yorgun bedenler ,uykuya teslim olmak için çabalarken ,o bedenlerin arasına sıkışmış kalplerin içinde de ufak kıvılcımlar oluşmaya başlamıştı.Nermin kardeşi gibi benimsediği Çakırın iyiliğini ölene kadar unutmazdı.Onun yüreğinin güzelliğini sadece tanıyanlar ve yanında olanlar bilirdi.Geride kalanlar için ise Çakır yeraltı dünyasında adıyla nam salmış gözü kara acımasız biriydi.Çakırın her yönünü çok iyi bilirdi.Bilmediği tek yönü ise bir kadını nasıl seveceğiydi.Nermin adı kadar iyi biliyordu ki ,Çakır severse ölümüne severdi.
Nermin Çakır'ın iki gündür dalgın düşünceler içinde olduğunu farkedince bu gece evine göndermeyip salondaki kanepede yatması için bir yer açtı.
Çakır ise bu akşam Nermini kırmayıp kalmayı kabul etmişti.
Uzanmış olduğu kanepeye bir türlü sığmayı başaramadı.Uzandı,döndü durdu,kalktı oturdu ama görünen o ki bu gece bir gram uyku haramdı .Sağ kolunu kaldırıp başının altına koydu.Derin bir iç çekti içine aldığı nefes uzunca ciğerlerinde misafir kaldıktan sonra nefesini bıraktı.Yok anlamadığı daha öncelerde Nerminin evinde kalmıştı.Hatta huzurlu bir şekilde uyur ve dinç şekilde de uyanır üstüne Nermin ile neşeli muhabbetler eşliğinde kahvaltısını yapar sonrada işine giderdi.Onu bu gece uyutmayan neydi.Kafasındaki düşünceleri sıralamaya başladı.Her düşüncesine bir cevabı vardı .Üstündeki battaniyeyi bir çırpıda çekip yan tarafına attı.Ayaklarını yere doğru çevirip bir süre kanepede oturdu.Gözlerini kapatıp ellerini saçlarının arasından geçirdi.Sol elini yavaşça yüzüne indirip kirli sakalını sıvazladı.Oturduğu yerden ses etmemeye çalışarak ayağıya kalktı.Altına geçirmiş olduğu eşofman altı belinden kasıklarına doğru kaymıştı.Çıplak ayaklarını sürterek pencerenin önüne doğru ilerledi .Kafasını soğuk cama dayadı.Gecenin ayazı camı öyle soğutmuştu ki sanki Çakır'ın içinde oluşan ateşi hissetmiş de ben o ateşi söndürürüm der gibiydi.Çakır gözlerini açıp karanlığa dikti.Orada aradığı neydi bilmiyordu ama bir şey görmek ister gibi uzun uzun baktı.Sonra kafasını camdan çekip bir adım geriledi ellerini beline dayadı,kafasını dikleştirdi .Karşısındaki karanlığa bir kez daha bakıp beni yenemezsin ben senden daha güçlüyüm bakışı attı.Yaptığı davranışı fark edince dudakları hafifçe yana doğru çekildi,başını sağa sola hafifçe sallayarak "Sen kafayı mı yedin oğlum." diye kendi kendine söylendi.Kalktığı kanepeye geri döndü.Kanepenin önüne gelince gözleri dış kapıya doğru kaydı.Sanki bir suç işlemiş de birisi tarafından yakalanmış gibi kafasını önüne çevirip yatağın içine girdi.

Karşı dairenin bu tarafında ise değişen bir şey yoktu.Kızlar havadan sudan konuşup erken yatma kararı almışlardı.Özge Durunun
bir kaç gündür işten uzakta kaldığını bildiği için ,yarına arkadaşının ne kadar panik yapacağını düşünerek bu akşam ki sohbetlerini kısa tutmalarının iyi olacağını düşündü.Duruyu bir çocuk gibi karşısına alıp iyi bir uyku çekmesini ve alarmını kurup erkenden uyanmasını sağlıklı bir kahvaltıyla güne başlamasını arkadaşına tembihleyip odasına çekilmişti.
Duru odasına girdiğinde can dostum kardeşim dediği Özge'nin aslında kendisinden daha çok panik olacağını bildiği için,sabahın görüntüleri şimdiden gözünün önüne geldi. Ayakta olduğu yerde durmuş kafasından geçen düşüncelerine hafif kıkırdayınca iki eliyle ağzını kapatıp ,bir iki adım atıp hoplayarak kendini sırt üstü yatağına bıraktı.Saçları yastığına dağılmıştı.Bir güzel gerindi.İncelemesi gereken dava dosyaları düşündü.Masasının üstünü şimdiden görür gibi oldu.Yarın Belkıs Hanım ve Necati Bey onu soru yağmuruna tutacaklardı.Kendisini bu iki muhterem insan karşısında ifade etmekte bazen zorlanıyordu.Belkıs Hanım bazen bir anne koruyuculuğuna girsede,Necati Bey onun yumuşak bakışlarına da cevap verir karşısındakini sorgulamaya devam ederdi.Yanlarında işe başlayalı ilk defa böyle hastalanmıştı.Durumu hakkında yaşadıkları hakkında hiç bir bilgileri yoktu.Tek bildikleri kimsesiz olduğu yetimhanede büyüdüğü vakti zamanı geldiğinde oradan Özge denilen arkadaşı ile ayrıldığı.Bir çok işte çalışıp sefil bir hayat mücadelesine bir de dışardan üniversite okumayı ve mezun olmayıda ekleyince onlara sunduğu dosyadaki bilgiler ve hakkında bilinmesi gerekenler bu kadardı.ilk tanışmada Duru'nun hayat mücadelesini duydukları zaman hissettikleri üzüntü gözlerinden okunuyordu.Zamanla bu üzüntülü bakışların yerini övgü dolu sözler ve takdir edilmeler almıştı.
Yarını düşünmek ve uykusunu kaçırmak istemiyordu.Yattığı yerden sağa kayıp yorganın içine girdi.Gözlerini kapattı ama uykusu yoktu.Yattığı yerden ters tarafa döndü.Yorganın içinden ayaklarını sallamaya başladı.Vücudunu bir sıcaklık basmıştı üstünden yorganı biraz aşağıya doğru kaydırdı.Kalbi garip bir şekilde hızlı hızlı atıyordu.Sağ elini kaldırıp kalbinin üstüne bıraktı.İçinden iş stresi diye geçirdi.Tekrar yorganını üstüne çekti kafasını pencereye doğru çevirdi.Birden yattığı yerden yavaşça kalkıp pencerenin önüne gitti.Dışarıdaki soğuk havayı hissetmiş gibi vücudu titredi.İki elini kaldırıp vücudunu sardı Sonra karanlık caddeye baktığı anda apartmanın önündeki duran arabayı fark etti.Arabanın Nermin Hanımın patronunun arabası olduğunu fark etti.Demek ki adamla araları o kadar iyi diye düşündü.Belkide aralarında bir şey vardır.Sonra kendi kendine kafasında geçen düşüncelere sesli bir şekilde kızdı.
"Aman kızım manyak mısın ?gecenin bir vakti cama dikilmiş elalemin evindeki insanları ,aralarındaki ilişkileri düşünüyorsun.Sana ne ha sana ne ,yat uyu tövbe tövbe "
Duru yatağına girip yorganı üstüne çekti .Yorganın altında Nerminin bu kadar samimi olduğu patronunu aralarındaki ilişkinin düzeyini düşünerek uyumaya çalıştı.
Sabah gün ışımış gecenin karanlığı aydınlığa dönüşürken iki dairede de çalan saat alarmları duyulmamıştı.Özge uyku mahmuru şeklinde kulağına gelen alarm sesini duyunca hızlı şekilde yatağından fırladı.
"Aman tanrım geç kaldık.Nasılda duymadık alarmı ya!"
Odasının kapısını açıp Durunun odasının önüne gelince kapı kolunu açıp kafasını içeri doğru uzatınca Durunun yatağında deli danalar dibi yayılarak hala uyuduğunu görünce içeri doğru ilerleyip Duruyu dürterek uyandırmaya çalıştı.
"Duru canım uyan geç kaldın işe, hadi seni uykucu kalk çabuk "
Başında duran Özgeyi fark eden Duru zorla şişmiş gözlerini açmaya çalışarak
"Özge saat kaç?"
"Saat 7:45 canım kalk çabuk bu ne uyku canım benim alarmın çalmış ama duymadın galiba "
"Gece biraz zor uyudum ondan uyanamadım "derken bir yandan da yatağından hızlıca kalkıp lavaboya ilerledi.Özge ise mutfağa doğru geçip arkadaşına küçük de olsa atıştırmalık bir şeyler hazırladı.
Duru lavabodaki işlerini hallettikten sonra odasına geçip akşamdan hazırladığı ceket ve pantolondan oluşan kıyafetlerini giyindi.Hafif tonda makyajını da yaptıktan sonra ,aynada saçını dağınık bir topuz yaparak en sevdiği parfümünüde sıkınca ,kapı arkadındaki askıdan siyah kabanını ve dosya dolu olan evrak çantasınıda eline alarak son kez bir şey unutup unutmadığına bakarak odasından çıktı.
Özge elinde bir tabak içinde çeyrek ekmek arası sandviçler hazırlamıştı.Eline bir tanesini alarak arkadaşına uzattı.
"Al şunu hemen yolda giderken atıştır aç kalma öğlene kadar az buçuk seni tok tutar.Yedikten sonra ilaçlarını almayı da unutma."
"Teşekkür ederim Özge sen benim canımsın ya seni çok seviyorum "
"""Tamam tamam anladım beni çok seviyorsun ,hadi geç kalma konuşuruz sonra, çık şimdi otobüsü kaçırma yada taksiye bin garanti olsun.Hem fazla gecikmemiş olursun.
Duru topuklu ayakkabısını ayağına geçirip dış kapıyı açınca karşısındaki dairenin önünde arkası dönük dev gibi adam kısık sesle konuşuyordu.Ufak çaplı yaşadığı şoku hemen atlatım önüne döndü.Özgeye uzanıp yanağından öperken "kendine dikkat et canım benim akşama görüşürüz "
O arkadaşı ile vedalaşırken bir çift kara gözün kendisini arkadan incelediğini fark etmedi.Tam önünü döndüğünde Nermin seslendi."Günaydın kızlar "
Özge hafif bir ses tonu ile günaydın derken Duru hafif bir baş selamı ile cevap vermiş.Bakışlarını mümkün olduğunca kaçırarak Özgeye hoşçakal dedikten sonra asansöre doğru bir iki adım attı ve asansörün çağrı düğmesine basıp beklemeye başkadı.Özge sessizce kapıya yaslanmış karşısında duran ikiliye bakarken Nermin ise havadaki garip atmosferi dağıtmak için sesinin tonuna biraz daha neşe katarak "İşe mi gidiyorsun?"diye Duruya sorduğunda,Duru sorunun muhatabının kendisi olduğunu anlamadığı için sessizce önüne bakarken Özge dayanamayıp araya girdi."Evet işe gidiyor Nermin Hanım,bugün biraz geciktik."
Çakır ise asansörün önünde arkası dönük kızın sessiz bir şekilde bekleyişini fark etti.İçinden biraz kaba yada kendini beğenmiş biri olduğunu düşündü.Neticede onu odasına kadar taşımış arkadaşına yardım etmişti.Kuru bir teşekkür edebilirdi.Çatık kaşları biraz daha çatıldı ve yanında duran Nermine "abla teşekkür ederim,bir şey olursa ararsın."
Nermin elini kaldırıp Çakır'ın kolunu sıvazlayarak "tamam koçum sen işine bak, merak etme öğlen sonrası uğrarım."Çakır tamam der gibi başı ile onay verdi.O sırada asansör geldiğine dair çağrı sinyali verince Duru eli ile asansörün kapısını açıp Özgeye bakarak ufak bir öpücük atıp asansörün içine girdi ve uç kısma geçerek başını öne eğip beklemeye başladı.Bir saniye sonra iri cüsseli diye tarif ettiği adam asansörün içine girdi.Onun girmesi ile dört kişilik asansör sanki bir kişilikmiş gibi oldu.Kafasını kaldırmadan neden titrediğini anlamadığı elini düğme uzattığında elininin üstünde bir sıcaklık hissetti....

NOT:
Arkadaşlar hikayemizi uzun bir süredir askıya almıştık.Bugün 10. Bölümü yayınlayarak kaldığımız yerden tekrar devam ediyoruz.Yeni hikayemizde yeni arkadaşlar,yeni dostlarla yolumuza devam edeceğiz.Ayrıca yeni yılın sağlık huzur mutluluk getirmesini diliyorum....

KADER KURŞUNU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin