Daha önce başına böyle bir şey gelmemişti.Adam bildiğin sokak ortasında şehir mafyası gibi davranmıştı.Kendisine ağır gelen ise ,bir insanın başka bir insana kaba kuvvet uygulayarak saldırmasıydı.Çocukluğunda , yetimhanede yaşadığı olaylar ve üstünde uyguladıkları şiddet de ,onun için o zamanlar bir güç gösterisiydi.Bu ve bunun gibi olaylar yüzünden savunmasız kalan insanların haklarını korumak için Avukat olmamış mıydı.Peki şimdi bir insan onun gözünün önünde kısmi de olsa onun yüzünden tartaklanmış ,hırpalanmıştı.Karşısındaki adamın haklı veya haksız olması önemli değildi.Asıl önemli olan ise adamın ezilmesi, hakkını savunamamasıydı .Seyirci kalmakla sergilediği tutum mesleğine de,kişiliğine de yakışmamıştı.
Duru kafasındaki düşünceler ile bir kaç dakika kaldırımın kenarında durdu .Bir çift kara göz de durmuş onu izliyordu.Sabah sabah yaşadıklarından oldukça huzursuz olunca ,kendini toparlamaya bu olanları daha sonra düşünüp analiz etmeye karar verdi.Bir an önce Beyoğlu Adliyesine ulaşması gerektiğinden elindeki çantasına sıkıca sarılıp gözleri ile caddeyi kontrol ederken,bir çift kara gözle bakışları karşılaştı.
Bu adam hala neden gitmemişti.Sabah sabah yaptıkları yetmemiş miydi.Derdi neydi bu adamın ,söyleyeceklerini söylemişti.Duruşunu dikleştirip adımlarını hızlandırıp yürümeye başladı.Bakışlarını kaçırmadan,kaldırımdan ilerleyip duran arabanın önünden geçti .Sağ ve sol tarafa baktı.Bir an önce bir taksiye binip buradan uzaklaşmak istiyordu.
Çakır kızın oldukça kızgın olduğunu bakışlarındaki sertlikten anladı. Karşısında duran başka biri ona böyle bakış atsa sonunun ne olacağı bilirdi .Şimdi onu arabasına davet etse ,gideceği yere yetiştirmeyi teklif etse , bu kız ya çantasını ya da ayakkabısını kafasına fırlatırdı.Aklına gelen görüntü ile yüzünde oluşan tebessüm hayatında onu tanıyanlar için bir ilkti.
Çakır kısa bir an sonra kendisini toparlayıp ,boğazında oluşan kuruluğu yok etmek için yutkundu ve önünde duran kadına sesledi.
_ Gideceğiniz yere daha fazla gecikmek istemiyorsanız,sizi bırakabiliriz.
Hızla arkasını dönen Duru;
_Anlamadım!
_Benim yüzümden geciktiniz.Bende o tarafa gidiyorum.
_O taraf derken!
_Beyoğlu Adliyesi yolumun üstünde,bırakabiliriz.
_Bu bu çok saçma,inanın size söyleyecek kelime dahi bulamıyorum.Utanmadan bir de telefon konuşmamı mı dinlediniz?Bu kadarı benim için çok fazla,bakın size son kez söylüyorum.Bir daha sakın ola, karşıma çıkmayın.İnanın o zaman bu kadar sakin olmam.
Duru sözlerini bitirir bitirmez arkasını döndü.Caddeye bir adım attığı anda yaklaşan taksiye el kaldırıp durdurdu.Taksiye hızlı bir şekilde binip kapıyı kapattı.
Hareket edip giden taksinin arkasından bir iki saniye takılı kalan Çakır'ı ise ,Cengiz'in sesi kendine getirdi.
_Abi şimdi ne yapıyoruz?
Kafasını iki yana sallayan Çakır;
_Gidelim Cengiz!
İki adam da bindikleri arabada sessizliğe bürünmüştü .Cengiz abi dediği can dostunun, dakikalar önce sergilediği davranışı sorguluyor,kendince bir anlam yüklemeye çalışıyordu.Çakır ise onu durduran ve gördüğü manzaraya müdahale etmesine sebep olan davranışını sorguluyordu.Neden yoluma devam edip gitmedim diye soruyor ve cevap arıyordu.İki genç adamda kafalarında ki sorularla birbirlerinden habersizdi.
Duru'nun bindiği taksi Beyoğlu Adliyesi önünde durduğunda ücreti ödeyip indi. Başını dikleştirip ,çantasını sıkıca tutup adımlarını hızlandırdı.Üzerindeki gerginliği bir an önce atmalıydı.Belkıs hanım onu görür görmez bakışlarını dikip analiz yapacaktı.Adliyeden içeri girmiş ilerlerken karşısında daha doğrusu bir iki adım ilerisinde Belkıs Hanım yerine ,Necati Bey'i gördü.Adamın bakışları karısınınkinden daha sert ve soru doluydu.
Duru hafif bir mırıltı ile;
"Allahım bu gün gerçekten de şanssız bir günümdeyim galiba" dedi.
Adımlarının hızını biraz düşürüp yavaşladı.Necati Bey'i nasıl ikna edeceğine ,her şeyin normal seyirde olduğuna dair inandırması gerekiyordu.Yüzüne büyük bir gülümseme takınıp;
_Necati Bey ! Günaydın.
_Günaydın .Umarım geç gelmen için makul bir açıklaman vardır.
Duyduğu sözler ile birden şaşıran Duru ;
_Ta tabiki var .Çok çok özür dilerim.
Necati Bey tek kaşını havaya kaldırıp ,bir bakış attıktan sonra;
_Önce şu davaya bir girelim .Sonra ofiste bir Türk kahvesi eşliğinde özrünü ve açıklamanı dinlerim.Sizin için uygun mudur?
_Uygundur efendim.
Duru ve Necati Bey Beyoğlu Adliyesinde iki saat süren ,iki oturumdan oluşan davaya girmiş ve başarı ile sonuç almışlardı.Şimdi Necati Beyin arabasında yan yana oturmuş ofise doğru yol alıyorlardı.
Çakır ofisin kapısından içeri girdikten sonra ,ayakta kendisini bekleyen sekreterinden ,sade bir Türk kahvesi istedi.Kabanını ve ceketini çıkarıp askıya astı.Gömleğinin ilk iki düğmesini açıp ,daha rahat nefes almaya çalıştı.Sanki her şey onu bu gün boğuyor,nefes almasını zorlaştırıyordu.Ofisine şöyle bir bakış attı.Bu ofis hiç bir zaman kendi kişiliğini yansıtmıyordu.Nermin'nin uzun süre başının etini yemesine dayanamayıp ,ısrarları sonrasında da yeniden düzenlenmesine izin vermişti.Nermin anaçlığını burada da konuşturmuştu.Bir ofiste olanın fazlasını düşünmüş,düzenlemelerini ona göre yaptırmıştı.Deri koltuğuna oturduktan sonra sekreteri kapısını çalıp elinde tepside kahvesini getirmişti.Masasına bırakılan kahveyi eline aldığında sekreteri;
_Başka bir emriniz var mı efendim ?
_Yok.
_Tamam efendim o zaman size dediği anda Çakır kızın sözünü kesip;
_Serpil !Hani şu Muğla'da ki arsaya ait dosyalar vardı ya ,onları alıp bana getir. Tekrar gözden geçirelim.
_Ali Bey ! Siz o dosyaları en az beş kez kontrol etmiştiniz ?
Çakır önünde duran sekreteri Serpil'e ters bir bakış atıp;
_Getir Serpil ! Altıncıyı kontrol edelim .Belki gözümüzden kaçırdığımız neyse bu kez buluruz.
Serpil Çakır Ali'nin sözlerinden sonra biraz utanmıştı.
_Özür dilerim efendim.Hemen getiriyorum.
Serpil odadan çıktıktan sonra sağ elini kalbinin üstüne bırakıp kendi kendine söylenmeye başladı.
"Sana ne kızım,ha sana ne !Adam beş de inceler,onda inceler sana mı kalmış.Adamın karşısında boş boğazlık ediyorsun?"
Serpil söylene söylene patronunun istediği dosyaları alıp götürdü .Çakır masasına bırakılan dosyalara şöyle bir bakıp, sonra en üstteki dosyayı açtı ve sayfaları incelemeye başladı.
Çakır dosyaların arasına öyle bir gömülmüştü ki ,top patlasa duymayacaktı.Kafasını işe vererek sabah ki olanları bir nevi de olsa düşünmek istemiyordu .Aradan ne kadar zaman geçtiğinin farkında değildi.Taki dahili telefonu çalınca , daldığı dosyalardan başını kaldırdı.Telefonun düğmesine basıp
_Efendim dedi.
_Çakır aslanım bu saate kadar bekledim,aramadın.
_Abla ben de ofise geldiğimden beri şu Muğla'da ki arsanın dosyasını inceliyordum.Gözümüzden kaçan nedir ? Hala bulamadım.Bilmiyorum kahrolasıca dosyada kayda değer hiç bir şey yok gibi!
_Sıkma canını aslanım.Senin çözemediğin hiç bir olay oldu mu? Bunu da çözersin ?Sadece aramayınca beni korkuttun . Bende kötü bir şey mi oldu,diye düşündüm.Cengiz ,sabah biraz dalgın olduğunu anlatınca da bir arayayım dedim.
_Cengiz karı gibi dedikodu yapmak için seni mi aradı?
_Celallen me hemen! Ben arayıp sıkıştırdım.Çocuk biraz merak etmiş ,sadece kafası karışmış.
_Senin çocuk dediğin,kazık kadar adam abla! Neyse onun hesabını ayrı dürerim.Sen merak etme .Var mı bir isteğin?
_Yok aslanım .Akşama gelir misin? Sana güzel bir çilingir sofrası kurayım.
_Borcun olsun.Bu akşam olmaz.Geç çıkacam .Yarın bir ara uğrarım.
_Tamam o zaman .
_Ha abla unutmadan.Tam yerleşemedin.Bir şeye ihtiyacın olursa bizim çocuklara haber ver.Kendini zorlama ,yorulma olur mu!
_Beni düşünme,sen işlerine bak.Bir şeye de ihtiyacım olursa ararım.Ha çilingir sofrası için fikrini değiştirirsen,haber vermen yeterli.
Necati Bey ,ofisinden içeri girince karşısında eşi ve meslektaşı olan Nermini görünce ,bakışları ile arkasından gelen Duru'yu işaret etti.Sonra masasının arkasına geçip koltuğuna oturdu.
_Nermin Hanım bakıyorum da yokluğuma dayanamayıp beni kapılarda karşılıyorsunuz ?
Nermin ayakta durduğu yerden ,eşinin başlattığı oyuna eşlik ederek;
_Öyle oldu galiba !Gideli iki ,üç saat oldu.Bir de ,bir kaç gün görmesem ? Acaba o zaman nasıl karşılarım dedi ve eşinin masasının önündeki berjer koltuğa oturup ayak ayak üstüne attı.Sonra Duru'ya dönüp ;
_Ayakta durma canım ,otur şöyle karşıma sende dedi.
Duru karı kocanın karşılıklı konuşmalarını dinliyordu.İlk defa böylesi bir konuşmaya tanık oluyordu.
İkiside oldukça otoriter insanlardı.Ofis genelinde olsun,çalışanların yanında olsun biri birlerine şaka yapmayı bırak,karşılıklı laf atışmaları görülmemişti.Bu durum oldukça şaşkına çevirmişti.Ne yapacağını,ne söyleyeceğini kestiremediği içinde hala ayakta dikilmiş duruyordu.
Oysa karı kocanın asıl amacı Duru'nun hayatında anlatmadığı, yada anlatmaya çekindiği sıkıntısını artık anlatmasını bekliyorlardı.
Bugün bekleyen sorular vardı.Gün sonunda eskiye dair sırların,acıların kapıları açılacak mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER KURŞUNU
RomanceDURU KOZAN;Cesur, gözü kara,asla kimseye boyun eğmeyen. Kaderin ona oynayacağı oyunlara,eyvallahı olmayan. Her yönden kendisini geliştiren. Türkiye'nin en iyi Üniversitesini tam burslu kazanmış, geleceğin hukukçusu. Kader ona Kurşun sıktığında...