O akşam Özge ile bir çok şeyi konuşmuş tartışmış nihayetinde de anlaşarak odalarımıza geçmiştik. O akşam iş yerimi arayarak hasta olduğumu ,ağır bir grip geçirdiğimi söyleyerek iki günlük izin almıştım.Beyoğlu'n da büyük bir plazada içerisinde ki Kalender Hukuk firmasında yardımcı Avukat olarak çalışıyordum.Bana tam anlamı ile gözü kapalı güvenmiyorlardı.Belkıs Hanım ve Necati Beyin davalarında yardımcı oluyordum.İkisi de bu meslekte kırklı yıllarına merdiven dayamışlardı. Bu meslekte özellikle Ceza Hukuku Avukatları denildiğinde Belkıs Hanım ve Necati Bey'in ,isimleri ön plana çıkardı.Oldukça sert görünen,küçük bir hatayı bile kabul etmeyen ,disiplinli kişiler olarak bilinirlerdi.Onların yanında başladığım zaman Hukuk Firmasın da ki herkes ,benim en kısa sürede pes edip kaçacağımı düşünmüşlerdi.Saygın kişilikleri yanında aslında benim için en önemli unsur onların engin tecrübeleriydi.Bir yıl içerisinde kendimi onlara sevdirmiştim ama iş konusunda hala tecrübeye ihtiyacım olduğunu söylerlerdi.
Sabah uyandığım zaman Özge'nin bana hazırlamış olduğu mükellef sofrayı görünce duygulanmıştım.Salondaki masanın üzerindeki kahvaltıların yanında bir de benim için bırakmış olduğu küçük bir not vardı.
"Canıııım kardeşim kendi ellerim ile sana kahvaltı hazırladım.Hepsini bitirip hiçbir şey düşünmeden güzelce yatıp dinlen.Akşam için bir şey yapma gelirken ben bir şeyler alırım.Kocaman öpüldünüz...."
Elimi yüzümü yıkayıp,lavaboda ki işlerimi hallettikten sonra benim için hazırlanmış kahvaltımı yapmaya başladım.Kahvaltı bana iyi gelmişti.Üzerimde hala biraz kırgınlık vardı ,onun içinde bir ilaç alıp yatağımda birkaç saat daha dinlenmeyi düşünüyordum.Kahvaltılıkları topladıktan sonra,bulaşıkları da makineye dizdim.Bir an önce kendimi toparlayıp üzerimdeki kırgınlığı yok etmem gerekiyordu.Bunun içinde dolaptan bir ilaç alıp içtim. Ocak' ta ki çaydan kendime bir bardak doldurup salondaki kanepeye doğru yürüyüp oturdum.Caddelerin ıslak ve çamurlu hali yağmurun şiddetini gösteriyordu.Bir süre öylesine caddeyi izlemeye başladım.İnsanların hareketleri,sağa sola koşuşturmalarını izlemeye dalmıştım.Derken sokağın başından siyah lüks bir araba göründü.Bir anlığına arabanın lüksü dikkatimi çekmişti.Genelde bu sokakta böyle arabası olan yoktu.Hatta bildiğim kadarı ile bu mahallede bile böyle arabaya sahip olan birileri yoktu.Araba yavaş bir şekilde bizim apartmanın önünde durmuştu.İster istemez içimde oluşan merakla oturduğum yerden daha bir dikleşerek neredeyse tabir cama yapışmış şekilde aşağıdaki arabaya bakıyordum.Araba olduğu yerde park halinde duruyordu ama henüz içinden inen olmamıştı.On dakika sonra şoför tarafının kapısı açılarak ,siyah takım elbiseli iri bir adam inerek , arka tarafı dolanıp sağ taraftaki kapıyı açıp elleri önünde beklemeye başladı.
Giderek bu garip durum bende manasız bir merak oluşturmuştu.Kapı açılmıştı ama henüz inen olmamıştı.Toplam altı yedi dakika sonra yüksek topuklu kırmızı renginde bir ayak göründü.Gözlerim haddinden fazla açılmış şekilde ayakkabıya merakla bakarken devamın da oldukça şık giyimli kırklı yaşlarında bir kadın göründü.Bir anda dün akşam laf arasında Özge'nin bana anlatmış olduğu karşıya taşınanlar aklıma geldi.Evet oda kadının kırklı yaşlarda olduğunu söylemişti.Acaba bu kadın o kadın mı diye düşünürken,duran arabanın hareket ederek gittiğini fark ettim.Oturduğum yerden hızlıca kalkıp dış kapıya doğru yöneldim.İçimde oluşan bu sebepsiz merak eni kapıya kadar getirmişti.Kapının merceğine doğru eğilip bakmaya çalışırken bir anda kendimi geriye çektim.
"Ne yapıyorsun sen Duru , Allah aşkına insanları gözetlemekte ne oluyor? " diye kendi kendime söylenmeye başladım.Bir anda kulaklarıma anahtar sesi geldi.Kapının arkasında öylece ayakta salak gibi durmuş,içimdeki merak ile kavga ediyordum .Bir anda kapının çalması ile olduğum yerde ufak bir çığlık attım.Attığım çığlık kapının arkasında duran kişi tarafından duyulmuş olmalı ki ,kapının çalması yanı sıra bir de bana seslenmesi yaşadığım utancın yanında içimde korku oluşturmuştu.Kendimi hızlıca toparlayıp dış kapının koluna doğru uzandım.Kapıyı daha açmadan kulağıma gelen sesi duyunca;
_Bakar mısınız ? Lütfen kapıyı açar mısınız?
Tuttuğum kapı kolunu yavaş şekilde aşağıya doğru indirip ,kapı aralağından karşımda duran kadına ;
_Buyurun kime bakmıştınız ?
_Şey pardon ben karşınızdaki daire'ye yeni taşındım. Dün ev arkadaşınız olan bayanla da tanışmış olduk ,sizi yani öyle görünce bizden yardım istedi.Of ya yine çenem düştü ,şey çok pardon ben Nermin diyerek bana elini uzatınca bende kapı arasından elimi uzatarak;
_Memnun oldum Duru
_Ben de memnun oldum.Tam kapıyı açacaktım ama çantamda anahtarı bulamadım.Galiba patronumun arabasında düşürdüm .Aradım ama açmadı.Acil bir toplantısı vardı beni bırakır bırakmaz oraya yetişecekti.Telefonunu sessize almış galiba , onu aradığımı görünce zaten geri dönüş yapacaktır .Acaba eğer müsait iseniz ,şey siz de beklemem mümkün mü?
Karşımda ki kadın o kadar hızlı konuşuyordu ki,nerden baksan aralıksız beş dakika konuştu .Onun ne dediğini takip etmekte bir ara zorlandım.Aptal bir surat ifadesi ile yüzüne bakarken ,kadın tekrar konuşmaya başladı.
_Şey özür dilerim. Ben rahatsız ettim galiba ! dediği anda ağzımdan yaşadığım şaşkınlıktan dolayı sadece bir "hı " çıktı.Arkasını bana dönmüş kendi dairesinin önüne yürüyen kadın ağzımdan çıkan "hı "sesini duymasıyla bana doğru tekrar dönmüştü.Karşılıklı şekilde durmuş bir birimize bakıyorduk.Sabahın bu saatlerinde beklemediğim bu durum karşısında, kendimi hızlıca toparlayıp adının Nermin olduğunu öğrendiğim kadını evime girmesi için davet ettim.
_Pardon buyurun lütfen
_Teşekkür ederim.Müsait değilseniz ben kapıda da beklerim.
_Hayır müsait'im kaba davranışım için özür dilerim .Biraz üşütmüş olduğum için aldığım ilaçlar bünyeme ağır geldi.Yani daha tam kendimi toparlayamadım.
Nermin hanımı içeriye davet etmiş,hızlıca odama geçip üzerime çeki düzen vermiştim.Şimdi kendi salonumda ilk defa gördüğüm bir kadınla karşılıklı oturuyordum.
Kendimize yeni sayfalar açacaktık. Galiba ben şimdiden ilk adımı atmıştım.
NERMİN DENİLEN KADINI EVİME KABUL ETMİŞTİM....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER KURŞUNU
RomanceDURU KOZAN;Cesur, gözü kara,asla kimseye boyun eğmeyen. Kaderin ona oynayacağı oyunlara,eyvallahı olmayan. Her yönden kendisini geliştiren. Türkiye'nin en iyi Üniversitesini tam burslu kazanmış, geleceğin hukukçusu. Kader ona Kurşun sıktığında...