Bölüm :7

270 21 6
                                    







Nergis , Duru ile vedalaşıp kendi dairesine girdikten sonra, yüzüne yerleştirmiş olduğu sahte gülümseme kaybolmuştu. Dizleri  kendisini taşıyamayacak kadar titrediği için ,ayakta durmakta bile zorlanıyordu .Destek almak amaçlı sırtını sert şekilde  arkasındaki kapıya dayadı. Aldığı nefes bile   ciğerlerini yakıyordu .Tam aradan 24 yıl geçmişti.Her gözlerini kapatışında geçmiş mazisi  ,aklına geliyordu.O acı günleri unutmak istiyordu.Tanrı biliyor ya karşısına Çakır çıkana kadar da unutmamıştı.Kendi unutmak istese de,bu alemin içinde olanlar unutmasına izin vermezlerdi.

On dokuz yaşında olmasına rağmen   babasından başka erkek ile   pek fazla konuşmamıştı. Köyün dışında oturuyorlardı. Tarlalar'ı köyün dışında olduğu için babası oraya ev yapmayı uygun görmüştü.  Nergis'in ve ailesinin  konuştukları samimi oldukları birkaç aile vardı. Onlara ise  gerek görmedikçe gidip gelmezlerdi. O yıl köy halkının ve babasının tarlalarına bir böcek dadanmış  ve herkes zarara uğramıştı.Köy halkı  ortak bir karar ile  tarlalarındaki mahsulün kötü olmasından dolayı ,kasabadan  Ziraat Mühendisi çağırmıştı. Babası  da o gün kendi tarlalarını göstermek için mühendisi evlerine davet etmişti. Nergis ahır'dan çıkmış  eve doğru ilerlerken , babasının kapı önünde durmuş  bir adam ile konuştuğunu  gördü. Ağır ve ürkek adımlar ile  onlara doğru ilerlerken babası Nergisi gördü ;

_Nergis Mühendis Beyime soğuk bir ayran getir.

Nergis babasının sözünü anladım der gibi başıyla onaylayarak ,hemen evin içine girdi.Yanından geçtiği adamın yüzünü göremese de ,burnundan soluduğu kokusundan  oldukça etkilemişti.Hayatında ilk defa bir insanın bu kadar güzel koktuğunu düşündü.Oyalanmadan babasının istediği soğuk ayranları bardaklara doldurup ,ikram etmek için tepsiye dizdi.Kapının önüne varana kadar ellerinin titrediğini fark etti .Titreyen ellerine hakim olmaya çalışarak,başı önünde ayranları ikram etti.Hamza kendisine ikram edilen soğuk ayrana uzanırken ,gözleri ise karşısında duran kıza  takılı kalmıştı.Kız köy kızı olmasına rağmen çok güzeldi.Bakışları ile kızı izlerken yanında oturan adamın sorusunu duyunca kendisini hızlıca toparlaması bir oldu.Bu tür yerlerde namus çok önemli bir konuydu.Böyle adamlar namus için gözü kapalı cinayet işlerlerdi.Ama Hamza da yılların çapkını olması yanı sıra ,bu yolun kurduydu.Bu kızı gözüne kestirmişti.

Hamza o gün bilerek bu köylü adama yardımcı olmamış , adamı oyalamıştı.Aradan geçen birkaç gün  içerisinde ikinci bir ziyarette bulunarak , değişik ilaçlar getirdiğini  bunları tarlaların üzerinde  kullanacağını ancak bir şekilde gözlemleme yapması gerektiğini adama  söylemiş ,daha sonraki planı için adamı ikna etmişti.

Hamza o hafta  bir şekilde de  olsa değişik mazeretler sunarak farklı günlerde köye gidip gelmiş ve Nergisin babasının misafiri olmuştu. Yaptığı ziyaretlerde hem yaşlı adamın hem de Nergisin ilgisini çekmeyi başarmıştı . Bir ay içerisinde yaşlı adamdan kızını istemiş ve dini nikah kıymıştı.Daha sonra İstanbul'a acil olarak tayininin çıktığını ve orada da resmi nikah kıyacağını söyleyerek Nergisi alıp apar topar köyden ayrılmıştı.Nergis hayatında ilk defa anasından ve babasından ayrıldığı için ne kadar üzgün olsa da,o köy yerinden kurtulduğu ve böylesi bir adamla evlendiği için çok şanslı olduğunu düşünüp Allah'a şükrediyordu.Evlendiği adamın hakkında hiçbir şey bilmiyordu.Köyün imamı tarafından dini nikahları kıyılmış,bir gün sonra da kasabaya gelmişlerdi.Kocası dediği kişiden çok utanıyor ona hiçbir şey soramıyordu.Hamza ise Nergisin bu saflığından oldukça memnundu.İstanbul'a  geldikleri gün Hamza'nın dayalı döşeli bir evi olduğunu ve artık burada oturacaklarını öğrenmişti.

Nergis kendi evim diye düşündüğü yerin aslında daha sonra cehennemi olacağını bilmiyordu. Buraya geleli nerdeyse  üç ay olmuştu.Kapıdan dışarıya çıkmıyor tüm vaktini sadece kocası ve evi ile ilgilenerek geçiriyordu .Çok fazla bir şey konuşmuyorlardı.Gündüzleri kocası işe gider ,işten geldikten sonrada yemeklerini yer,biraz televizyon izler sonrada yatarlardı.Kocası evin içinde başka insan olur ,yatakta ise başka birine dönüşürdü. Her gece kocasının farklı bir isteğini  sırf  onu memnun  etmek için gerçekleştirirdi. Evlilik böyle bir şey diye düşünürdü. Ne kadar canı yansada  asla kocasına belli etmezdi. Kocası dışarıdan her gelişinde bir paket içerisinde gece giymesi için farklı bir gecelik getirir , sonrada makyaj yaptırır  o şekilde sevişirdi.Kendisini televizyonda izlediği açık kadınlar gibi görürdü.Kocasının böyle kadınlardan hoşlandığını düşünür ve onu mutlu etmek için  onun istediği gibi davranarak hiç sesini çıkarmazdı.

Evde kaldığı boş kaldığı süreler boyunca mutluluğun ne olduğunu düşünürdü.Annesi, babası ,köyü ,mutluluk onlardı.Büyük şehir ,bu ev ,bu eşyalar,bu kıyafetler Nergise göre değildi.Orada özgürdü.Kocası dediği kişi sadece yatak odasından başka bir şey için onunla ilgilenmiyordu.Derdini,özlemini ,hasretini sormuyordu.Bu akşam kocasına köyünü özlediğini,anasını ,babasını özlediğini söylemeye karar verdi. O gün kocası için  çeşit çeşit yemekler yaparak yemek masasının güzel görünmesi için daha çok özendi.Neşe içerisinde evini dip bucak silip temizledi.Kocası gelmiş yemeklerini yemişlerdi.Nergis  Televizyon izlerken  kocasına içindekileri söylemeyi zor da olsa başarmıştı.

Hamza ise beklemediği bir an da Nergisin  isteklerini duyunca sesini yükseltmiş  ,sinirlerine hakim olamadığı içinde karşısındakini tartaklamaya başlamıştı.Nergis o an kocasının ani öfkesi sonucu  ,korkudan kendini kötü hissedip bayılınca gittikleri hastanede  hamile olduğunun haberini aldılar. Hastane dönüşü Nergis üzgün bir şekilde eve girmiş,Hamza ise dışarıya çıkmıştı.

Hamza üç ay  boyu Nergis ile karı koca gibi yaşamış ona hiçbir şey belli etmemişti. Evlilik denilen şey ona göre değildi. En kısa sürede de  hem evlilikten hem de Nergisten kurtulması gerekiyordu.Aklına asker arkadaşı olan Oğuz geldi onu arayıp onunla acil olarak konuşmak istediğini söyledi.Kız güzeldi her istediğini de yaptırıyordu.Cahil olduğu  kadar  saf olması hiç bir şeyi sorup sorgulamaması ,işine geliyordu.Başına bir de çocuk çıkmıştı.Bunu da en kısa sürede halletmesi gerekiyordu.

Hamza arkadaşı Oğuz ile konuşmuş ve yanındaki kadın hakkında bütün her şeyi anlatmıştı.Oğuz   İstanbul'un ara sokaklarında  bir pavyonda çalışıyordu. Pavyona düşen sahipsiz kızlarıda ,onları oraya getirip satanların ne kadar para kazandıklarını  da çok iyi biliyordu.Kafasında hızlıca bir plan yapmış  ve bu plan göre de  kadının karnındaki  çocuktan kurtulmasının  gerektiğine karar vermişti.Oğuz ve Hamza o gece bir insanın hayatını ,bir kadının yaşayacağı acı kaderin en kötü antlaşmasını yaptılar.Hamza eve gitmeden bir eczaneye uğrayarak Nergisin düşük yapmasına sebep olan   ilaçları aldı.

Hamile olduğunu öğrendikleri günden sonra Hamza daha farklı davranmaya başlamıştı.Nergis bu  bebek olayına kocasının sevinmediğini düşünüyor ama hala kocasından çekindiği içinde hiçbir şey soramıyordu.Kocası bebek haberinden birkaç gün sonra eve geç gelmeye ve kavga çıkartmaya başlamıştı.Kendisine bir torba içerisinde vitamin eksikliği için olan ilaçlar almıştı. Aklına bu geldiğinde çok sevdiği kocasının bir derdi olduğunu  ve bundan dolayı böyle davrandığını düşünüyordu.Son günlerde karnında hissettiği ağrılarda giderek artmaya başlamıştı.Korkusundan kocasına bir şey söyleyemiyordu.Bugünde eve gelmemişti.Karnında ki ağrıya da artık dayanamıyordu.Salonda ki koltuğa tutunmuş ondan destek almaya çalışıyordu. Acı dayanılmaz şekilde fazlaydı.Tırnaklarını kanepeye geçirdiği gibi dişlerini  de damağına geçirmiş güç almaya çalışıyordu.Sayısız defa Allah'a seslendi. Yanın da olmayan anasına ,babasına seslendi.Sesini de ,acısını da kimse duymuyordu.Bacaklarında hissettiği sıcaklık  ile bacak arasından  akmaya başlayan kanı gördüğünde  dudaklarından dökülen feryat evin duvarlarına çarpmıştı.

GİDEN SADECE BİR EVLAT DEĞİLDi,GİDEN BİR KADININ SON UMUDUYDU

KADER KURŞUNU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin