Özge ani bir hareket ile oturduğu yerden doğruldu, saçlarını arkaya doğru savurup ,gözlerimin içine bakarak;
_Biliyor musun?
_Neyi?
_Bir kitabın satırlarında okuduğum şu sözler vakti ile beni çok etkilemişti.
_Nasıl bir söz?
_Geçmişi yeniden yazamazsın,ama eline temiz bir kağıt alıp geleceğini yazabilirsin.Ne istediğine karar ver. Mükemmel bir hayat seç ve onu yaşa
_Haklısın galiba! kim söylemişse doğru söylemiş.
_Ne yapıyoruz o zaman ,hayatımıza temiz bir sayfa açıyoruz.Nasıl yaşayacaksak yada neler yaşamak istiyorsak neleri hayal ediyorsak onları yaşayacağız.
Bir birimize konuşmadan bir süre baktık.Gözlerimiz ile aldığımız bu kararı onayladık.Konuşmasak'ta ne demek istediğimizi gözlerimiz anlatıyordu.
Özge oturduğu yerden hızlıca kalktı .Ellerini beline getirip,çay demliyorum içer miyiz?dediğinde gülümseyerek başımla onay verdim.
Özge'nin mutfağa gitmesi ile sessizce oturduğum yerde yine düşünmeye başladım.Yıllarca kafamda yaşadıklarım için bir sebep aramış durmuştum.Özge ise bana o gün ,senin yerine orada onları fark eden başka bir çocukta olabilirdi demişti.Başka çocuk yoktu .O gün orada ben vardım.Bu düşünceler beni yıllarca tüketmişti.En so da Özge psikolojik yardım almam gerektiğini ve bu olanlara artık bir son vermemi ,her şeyi geride bırakarak ısrarla hayatıma kaldığım yerden devam etmemi savunmuştu. Hayatımıza Atilla girdikten sonra bir çok şey değişmiş,gittiğim hastanede Atilla ile tanışmış ,bir an da onun düzenli hastası olmuştum.O yıllar içerisinde hayatımız da gerçek anlamda iyi yönde değişiklikler olmuştu.En güzeli ise, burslu olarak üniversite kazanmış olmamdı.Bunda Atilla'nın payı çok büyüktü.Atilla ise çalıştığı hastane'nin içerisinde, herkes tarafından sevilen ve sayılan bir psikiyatri uzmanı idi.Oldukça da yakışıklı sayılırdı.Tedaviye başladıktan sekiz ay sonra ,hasta doktor ilişkisinden ziyade, iki iyi arkadaş olmuştuk.Bazı geceler kötü olduğumda evimize kadar gelir , Özge ile birlikte başımda sabahlardı.Tedaviye başlayalı neredeyse bir buçuk yıl olmuştu.Zaman geçtikçe Atilla'ya hem ben ,hem de Özge alışmaya başlamıştı. Bir doktordan ziyade yakın bir arkadaş ,bizim için çok iyi bir dost olmuştu .Hastahane'ye gittiğim her randevu sonrası ,Özge ile bir yerde buluşur konuşurduk.Yine bir gün buluşup oturduğumuz kafeteryada karşımıza birden Atilla çıkmıştı .Bu karşılaşmalar hep tesadüfler sonucu olurdu. O zamanlar işin aslını bilmediğimiz için biz öyle sanıyorduk.Bazen ise hep beraber yemeklere gider,güzel sohbetler eşliğinde geceyi tamamlar olmuştuk. Her şey güzel giderken neredeyse tedavimin üçüncü yılına girmiştim.Okul ,yarım günlük işim ve hastahane arasında koşuştururken,hayat bana yeni umutlar getirmişti.Zaman su gibi akıp gidiyordu .Atilla ise hayatımızın her günü, nerede ise bizimle beraber vakit geçiriyordu.Bana karşı şakalarında artık el temasları olmaya başlamış, bu temaslar bazen beni rahatsız etme aşamasına kadar gelmişti.Önceleri bunu fazla samimiyetimize yormuş olsam da,Özge ile konuştuğum bir esnada , bu hareketlerin anlamının sadece Atilla'nın bana ilgi duymasına yorumlamıştık.Atilla ile bulunduğumuz ortamlarda bir şekilde araya mesafe koyarak vakit geçirmeye çalışıyordum.Bu konuda Özge de beni oldukça destekliyordu.Aradan geçen birkaç hafta sonra oturduğumuz bir ortamda Atilla bana neden soğuk davrandığımı sorması ile çok şaşırmış ve ona sadece yakın temaslardan huzursuz olduğumu açıklamaya çalışmıştım.Atilla o gün ne kadar bozuntuya vermese de ,davranışları ile benim söylediğime bozulduğunu anlamıştım.Aramızda geçen konuşmadan kısa bir süre sonra ise,özel bir konu hakkında konuşmak için Atilla beni yemeğe davet etmişti.Bu yemeğe ne kadar tek gitmek istemesem de ,Özge'nin ısrarı üzerine en sonunda gitmeye karar vermiştim.Yemeğe gittiğim akşam Atilla bana bu arkadaşlığın kendisine yetmediğini ,benim ile arkadaş olmak istemediğini,bana olan duygularının farklı olduğunu söylemişti.Onun ne demek istediğini anlamadığımı söylediğim de ise duygularını açmış, benden onun sevgilisi olmamı istemişti.Duyduğum sözler beni oldukça sarsmıştı. Çünkü ben ve Özge asla o gözle Atilla'ya bakmamıştık.İkimizde onu hayatımıza kabul ederken ,kendimize dost ,arkadaş yada kardeş olarak kabul ettiğimizi sanıyorduk.O akşam o masada yapılan teklif ve benim onu red etmem ile kurulan düzenimiz ve yaşantımız adeta tepe taklak olmuştu.Atilla ise kendisi ile olan bağlarımızı koparmamız üzerine çıldırmış ,giderek ısrarlı ve baskıcı olmaya başlamıştı.Bir süre oyalamış olsam da ,onun bana olan kendi deyimi ile aşkı saplantı'ya dönüşmüştü.Üniversitenin son yılında olmam ve son finallere girmem ile Özge ile yeni bir karar almıştık.Atilla'nın sonu gelmeyen aramaları,alkollü şekilde kapıya dayanmaları bizi rahatsız etmesi gibi çevremizde olan insanları da bir şekilde rahatsız ediyordu .Artık buna bir son vermek üzere son bir kez bulunduğu hastaneye gitmiş ve herkesin içinde kavga etmiştim.O gün oradaki yaşanan kargaşadan dolayı Atilla hastanenin başhekimi tarafından sözlü ve ciddi bir uyarı alınca bir süreliğine peşimi bırakmış aramalarına son vermişti.İşinden olma korkusu ağır basmıştı.Bu olaylardan üç hafta sonra mezun olmuş ve hızlı bir şekilde oturduğumuz evden ve semtten ayrılmıştık.Şu anki mahalleye ve bu eve taşınmıştık.Günlerce hatta aylarca Atilla özür mesajları yazmış af dilemişti.Bizim ile buluşmak istediğini ,duygularında yanıldığını kendisinden çok utandığını belirtmiş hatta yakın zamanda nişanlanacağını bile söylemişti.Mesajlar giderek azalmaya başlamıştı.Atilla'dan gelen en son mesaj da ise şöyle yazıyordu.
"Kendimden öyle çok utanıyorum ki,aramalarıma,mesajlarıma cevap vermemekte haklısın.Senden ,sizden ne kadar özür dilesem bile az .İnan Duru sana olan hislerimde, yani var olduğunu sandığım hislerimde çok yanılmışım.Oysa ben seni kaybedince ,yani demem o ki siz hayatımdan çıkınca anladım ,ben kardeşlerimi kaybetmişim.Sizden ayrı olduğum bu süreçte hastanede çalışan Nazan adlı bir hemşire ile tanıştım .İlk görüşte aşık oldum şimdi nişanlandık.Lütfen beni affedin.Yerim belli yani herhangi zor bir durumda lütfen lütfen beni ara.Kendinize iyi bakın...
Atilla hayatımıza girdiği andan sonra güçlü kararlar almış ve kendimize olan güvenimiz daha çok artmıştı.Atilla'yı geçen zamanla affetmiştim ama onu hiçbir zaman aramamıştım.Geçirdiğim kriz zamanımda ,korkularımın kapımı çaldığı zamanlarda bile aramamış,Özge'nin de aranmasına izin vermemiştim.
Özge'nin bana seslemesi ile gözlerimi açtım.
_Yine dalmışsın Duru ?Neyi düşünüyordun?
_Atilla ile tanışmamız ve yaşadıklarımız
_Biliyor musun? İster kız bana ister kızma ama gerçek şu ki Atilla bizim hayatımıza çok şey kattı.Son yaptıklarını onaylamıyorum ama düşünsene onunla olduğumuz zamanlar ne kadar çok gülerdik.Bizi güldürmek için ne kadar çok şaklabanlık yapardı.Sana olan düşünceleri değişmese , hep öyle kalsa ne iyi olurdu.
_Bilmiyorum.Ona güvenmiştim.Aile olmuştuk ,evimizin kapılarını açmış ,soframıza oturtmuştuk.Az bir zaman değil ,kaç yıl bizi kandırdı.Düşünceleri farklıymış.Affedemiyorum.
_Boş ver şimdi bak mis gibi çayımız da hazır ,sana anlatacaklarım var.Karşı daireyi tutmuşlar.
_Kim tutmuş aile mi?
O gün eve geldiğimde kapı açık önünde de iki tane takım elbiseli adam duruyor.Şöyle bodguard gibi adamlar var ya hah işte tam onlar gibi çok korktum .Bana baktıkları an hafifçe başımla selam verip içeriye girdim.Tam ağzımı açıp sana seslenecektim ki yerde seni o halde gördüm.Seni kaldırmak için uğraştım ama başaramadım.O an nasıl olduğunu bile anlamadan kapıyı açıp dışarıdakilerden yardım istedim .Sana öyle bir konsantre olmuşum ki ,bir elin kolumu tuttuğunu ve sıktığını canım acıyınca fark ettim.Bir adam ve yanında da kırklı yaşlarında bir kadın .Adam seni nereye yatıracağını sorunca odanı gösterdim .Seni yatağına yatırdı.Bana ardı arkasına durumunla ilgili sorular sormaya başladı.Yardımları için teşekkür edip onları hızlı bir şekilde odadan çıkarıp gerisini kendim hallederim diyerek gönderdim.
Sen yatarken de kadın kapıyı çalıp herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını ,senin durumunu sordu.İyi olduğunu belirtip teşekkür ettim.Kendilerine de hayırlı olsun dileklerimi sundum.Kadın da bana teşekkür edip kendi dairesine girdi.Ama dikkat ettim kapıda ilk gördüğüm o iri yarı adamlar yoktu.
_Bana da garip geldi .Bu mahalle de hele de böylesi bir yerde, kapısında iki bodguard bekleyen gerçekten de çok garip.Neyse boş ver kimse kim ,biz kapımızı bacamızı sıkı kapayalım da gerisi bizi ilgilendirmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER KURŞUNU
RomanceDURU KOZAN;Cesur, gözü kara,asla kimseye boyun eğmeyen. Kaderin ona oynayacağı oyunlara,eyvallahı olmayan. Her yönden kendisini geliştiren. Türkiye'nin en iyi Üniversitesini tam burslu kazanmış, geleceğin hukukçusu. Kader ona Kurşun sıktığında...