14"it was me, right?"

1.1K 135 431
                                    

fanart cr: twt/JivzwCv66wbbjcq

×××

Hyunjin odaya girince şaşırmıştı. Daha büyük bir oda bekliyordu ama bu küçücüktü.

Hiç zaman kaybetmeden yatağa oturdu ve poşettekileri çıkarmaya başladı. Zaten Seungmin'in yarası ufak bir şeydi ve muhtemelen kısa sürerdi. Ama Hyunjin için önemli olan konuşmaktı. Pansuman sadece bir bahaneydi.

Elindekileri hazırlayıp hala ayakta ona bakmakta olan Seungmin'e döndü. Bir süre ona baktıktan sonra Seungmin de oturdu.

"Seungmin." dedi Hyunjin. Zaman kazanmak için yavaş hareket ediyordu.

"Efendim?"

Hyunjin elindeki pamuğu dudağındaki yaraya bastırdıgında tepki vermedi.

"Şu Jisung'la konuştuklarınız..." dedi gözlerini yaradan ayırmadan. Seungmin de ona bakıyordu. Hyunjin biraz durdu. Bunu bu şekilde söylemesi doğru muydu bilemedi.

"Küçücük yarayı bir saat boyunca temizlemeyeceksin heralde değil mi?" Seungmin'in sesiyle ona döndü. Seungmin o kadar ciddi bakıyordu ki bir an titredi.

"Dalmışım." dedikten sonra elindekini poşetin içine attı. Küçük bandı çıkarırken konuşmaya devam etti. "O bendim, değil mi?"

Seungmin'e bakmasa da kaşlarını çattığına emindi. Gözlerini sadece banda odaklayıp küçük yaranın üzerine yerleştirdi.

"Sensen ne olacak?" dedi Seungmin. Hyunjin en sonunda ona baktı. Elini yaranın üzerinden çekip yatağa koydu.

"Bir şey olacağından değil. Sadece bilmek istedim."

"Zaten biliyorsun."

"Emin olmak istedim o zaman." dediğinde Seungmin gülümsedi.

"Sana hiç güvenmiyorum." dedi yüzünü ondan uzaklaştırmadan.

"Bence güveniyorsun. Beni evine aldın." dedi gözlerini hafifçe kısıp. Seungmin'in gözleri Hyunjin'in yüzünde gezdi bir süre. Elini yatağa yaslayıp başını yana eğdi ve gözlerini kısarak ona bakmaya devam etti. Hyunjin de boş boş ona bakıyordu.

"İçimde kötü bir his var."

Hyunjin anlamadığını belirten şekilde çattı kaşlarını.

"Hislerim kuvvetlidir." diye devam etti Seungmin. Hyunjin öylece ona bakmaya devam etti. Uyuşmuş gibiydi. Zorlukla yutkunurken 'acaba öğrendi mi?' diye düşünmeden edemedi. Korkuyordu.

Seungmin'e soğuk davrandığı için kızıyordu ama haklıydı aslında. Belki de biliyordu ve onunla oyun oynuyordu. Ya da gerçekten hisleri kuvvetliydi. Ona kızmaya hakkı var mıydı ki? Yaptığı o kadar şeyden sonra Seungmin'e yaklaşma yüzü bulduğu için kendine kızmalıydı aslında. Hatta o son yaptığı şeyden sonra... Evet onu asla yapmamalıydı. Sırf hırsına yenik düşmüştü ve Seungmin olur da bunu öğrenirse onu hayatta affetmezdi. Ki öğrenmesi de an meselesiydi. Hyunjin mantıklı düşünememiş ve yine en olmaması gereken kişiyle işbirliği yapmıştı.

Buraya gelmemeliydi. Seungmin'i bir daha görmemeliydi. Ah... neden gelmişti ki cidden? Şimdi geri dönmek istiyordu. Şimdi geri dönmeliydi. O konuşmayı başlatmamalıydı. Pansumanı yaptığına göre gitmeliydi. Evet tam şu an.

"Beni gerçekten özlüyor musun?" dedi Hyunjin gözlerini Seungmin'in yüzüne dikip. Lanet olsun...

Seungmin'in yüz ifadesinin değişişini ve kaşlarının çatılışını izledi. "Benden hoşlanıyor musun?" diye devam etti Hyunjin.

Sweet Chaos // HYUNMIN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin