9"drop out"

1.2K 156 139
                                    

Felix elleri cebinde gergin adımlarla kulübün kapısına geldi. Kapıda duran ve zaten onu tanıyan adama başıyla selam verip içeri girdi. Kısa koridoru geçip geniş alana geldiğinde sürekli yanıp sönen ışıklar gözünü almıştı. Gözlerini kısıp etrafına bakındı. Chan ve diğerlerini yine hep oturduğu yerde görünce durdu. Chan arkadaşlarıyla gürültülü bir şekilde konuşup gülüyordu. Onun yanına gitmesi gerekiyordu ama Felix korkuyordu.

En sonunda Chan'ın gözleri Felix'i bulduğunda hemen kaşları çatıldı. Bunun üzerine Felix artık onun yanına gitmesi gerektiğini anladı. Yine gergin adımlarla yanına ilerledi. Ama daha oraya gidemeden Chan ayağa kalktı ve hızla yanına geldi. Canını acıtmayacak şekilde kolundan tutup yürümeye devam etti.

Felix hatasının farkındaydı bu yüzden Chan daha fazla sinirlenip ona sert davranmaya başlamadan onu takip etti. Tuvaletin önünde durduklarında Chan çatık kaşlarıyla Felix'e baktı. Konuşmasını bekliyordu.

"Dün gece gelmen gerekiyordu." dedi Chan Felix'in konuşmayacağını anlayınca. Felix Chan hariç her yere bakıyordu.

"Ben...kaybettim." dedi sonunda sessizce. Chan aslında bunu tahmin etmişti ama sadece gerçek olmamasını umuyordu.

"Neyi?" dedi yine kaşlarını çatarak.

"Maddeyi işte."

"Nasıl yaparsın bunu?! Sana güveniyorum diye seni gönderdim aptal! O şey ne kadar ediyor senin haberin var mı?" dedi Chan Felix'e birkaç adım yaklaşarak.

"Özür dilerim. Zaten ben artık yapmayacağım. Bırakıyorum." dedi bu kez Felix omuzlarını dikleştirip ona bakarken. Chan alayla güldü.

"Ve ben buna izin vereceğim öyle mi? Kaybettiğin şeyin parasını çıkarana kadar hiçbir yere gidemezsin sen unut bunu."

"Ama..."

"Parayı çıkardıktan sonra gidebilirsin."

"Nakit versem olur mu?"

"Paran olmadığını sanıyordum?"

"Yok zaten... Sadece belki bulabilirim bir yerlerden... Artık bu işi yapmak istemiyorum." dedi Chan'ın yüzüne bakarak. Chan da gözlerini hafifçe kısıp ona bakmaya devam etti.

"Nakit bizim için daha iyi olur. Bulursan neden olmasın." dedi omuz silkip.

"Teşekkürler." dedi Felix ve Chan'ın yanından geçti.

"Felix." Chan'ın ona seslenmesiyle durdu. Ona döndüğünde göz göze geldiler. "Sana gerçekten değer veriyorum biliyorsun değil mi? Sana çok kızar, bağırırdım belki ama... benim için kardeş gibisin. O yüzden gitmene üzüldüm."

Felix onun bu dediklerini başta algılayamadı. Chan'la hiçbir zaman o kadar yakın sayılmazlardı ki. Sadece buraya geldiğinde biraz konuşurlardı ki o da çok azdı.

"Parayı vermek için sonra gelirim hyung." dedi ve kaçarcasına ayrıldı ordan.

Kulüpten de çıktığında derin bir nefes aldı. Ellerini dizlerine koyup nefeslendi. Neden böyle olmuştu bilmiyordu ama bir yandan rahatlamış bir yandan da üzgün hissediyordu. Şimdiye kadar bunlar sayesinde hep parası olmuştu. Üstelik Chan'a da nedense alışmıştı. Her ne kadar yakın olmasalar da...

Parası da yoktu. Ama Changbin'e bırakacağını söylemişti. Şimdi parayı tamamlamak için son kez bile olsa bu bir şekilde onun kulağına giderdi, biliyordu. Ve bu Changbin'i daha çok sinirlendirir, direkt onu ele verirdi. Bu yüzden belki Changbin'in ona parayı verebileceğini düşünmüştü. Gerçi "Ne halin varsa gör" de diyebilirdi. Felix'inki sadece bir umuttu işte. Her zaman olduğu gibi.

Sweet Chaos // HYUNMIN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin