7"drugs"

1.4K 162 245
                                    

⚠️tw// uyuşturucu madde

×××

Changbin nerede yürüdüğünü bilmeden sadece yürüyordu. Issız bir sokaktan başka bir ıssız sokağa geçerken bir anda durdu. Sokağın ilerisinde biri vardı. Felix. Şüpheli görünüyordu. Changbin hemen telefonunu çıkardı ve kayda almaya başladı. Felix önce etrafına bakındı. Changbin daha da duvarın arkasına saklandı. Ardından Felix yerden büyük bir zarf aldı ve ceketinin içine koydu. Kalın bir zarftı. Changbin ne olduğunu zerre anlamamıştı. Daha doğrusu kafa yormak istemiyordu. Felix bu tarafa doğru gelince Changbin telefonunu tekrar cebine koydu. Elleri cebinde, öylesine ordan geçiyormuş gibi doğal bir tavır takındı.

"Felix." dedi karşılaşınca. Felix hemen etrafına bakındı.

"Senin ne işin var burda? Takip mi ediyosun beni sapık mısın sen?" dedi tek nefeste. İki gün önce olanlardan dolayı hala Changbin'e kırgındı. Hatta şu an onunla bunu yeniden tartışabilirdi ama cidden sırası değildi. Bir an önce gitmesi gerekiyordu.

"Hayır sadece buradan geçiyordum." dedi. Ardından gözlerini kısıp devam etti. "Gizleyecek bir şeyin mi var?" dedi. Felix bunun üzerine yapmacık bir şekilde güldü.

"Tabii ki var. Özellikle senden saklayacak çok şeyim var. Kimsin ki sen?"

"Bana neden bu kadar sinirlendiğini bir anlayabilsem..."

"Eğer böyle şeyleri anlayabilecek kafan olsaydı en başta o tartışmayı yapmazdık zaten." Changbin derin bir nefes aldı. Sonrasında aniden Felix'in ceketine davrandı.

"Ne var burda? Kimden para alıyosun oğlum sen kimin işini yapıyorsun?"

"Ya bırak! Bırak lan!" Felix tüm gücüyle Changbin'e karşı koymaya çalışsa da Changbin kazanmıştı. Zafer edasıyla elindeki zarfı yukarı kaldırdı Changbin. Felix'e sinir bozucu bir şekilde bakarak zarfı açtı.

Ama içinde para yoktu. Çok daha kötüsüydü ki Changbin buna inanamadı.

Zarfın içinde kalın kağıttan bir paket vardı ve böyle paketlere ne tür maddeler konulduğunu Changbin çok iyi biliyordu. Kaşlarını çatarak baktı Felix'e.

"Bu ne!?" diye bağırdı.

"Changbin... Changbin lütfen kimseye söyleme. Lütfen..." dedi Felix Changbin'in kollarından tutmaya çalışırken. Az önceki halinden artık eser yoktu çünkü korkmaya başlamıştı.

"Felix sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bu ne?" diye bağırdı Changbin elindeki zarfı sallarken. Felix çoktan ağlamaya başlamıştı.

"Ben kullanmıyorum yemin ederim. Sadece kuryeyim ben." dedi Felix yine Changbin'in kolunu tutarak. Bıraksa gideceğinden korkuyordu.

"Sanki bu daha iyiymiş gibi!.." Changbin'in kaşları daha da çatılmıştı. Biraz düşünür gibi oldu. "Christopher Bang..." diye mırıldandı. "Onun işini yapıyorsun değil mi?"

"Ne? Hayır ben... ben Christopher diye birini tanımıyorum."

"Yalan söyleme. Biliyordum." dedi. Son kelimesini daha çok kendi kendine konuşur gibi söylemişti.

"Hayır yemin ederim tanımıyorum öyle birini ben..." dedi Felix bu kez Changbin'in gözlerine bakıp. Changbin gözlerini kısıp bir süre baktı Felix'e.

"Gel benimle." dedi Felix'in kolundan tutarak.

"Bırak beni!" diye bağırdı Felix.

"Ya kes sesini şu olayı bi doğru düzgün konuşalım söz veriyorum polise filan götürmeyeceğim." dedi en içten sesiyle. Felix tereddüt etse de peşinden gitti. Zaten olan olmuştu. Changbin öğrenmişti. Bunun üzerine yapılacak çok da bir şey yoktu.

Sweet Chaos // HYUNMIN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin