Medya: Daylight Dies- Dismantling
"Yağan yağmur bedenimi ıslatırken, ruhumu temizlemeye yetmemesi çok acıydı"
İyi okumalar bölüm sizlerle...⛓
Araba ile sonunda bir sokakta durduğumuzda, nasıl kaçmam gerektiğini düşünüyordum. Yanındayken kaçmak o kadar kolay olamazdı. Ve o yanımdayken birisini öldürmüştüm... Arabanın kapısını açacağım sırada hızlıca arabadan inip kapımı açtı. Bana uzattığı eline baktım.
"Yanlış birşey yapma ve sakın elimi bırakma."
Elini tuttuğumda, Arabayı kilitledi. Elleri sıcacıktı ve küçük ellerim ellerinin içinde kaybolmuş gibiydi. Yağmurda ıslanacağımızı düşünürken birkaç adım ilerideki küçük bir kitapçıya girdik. Elini bırakmaya çalıştım. Bize gülümseyen yaşlı kitapçının gözü elimize kaydığında Karan elimi bıraktı. Kitaplara bakıyormuş gibi yapıp rafların arasında ilerledi.
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
Adamın sorusu havada asılı kalırken bu son şansım olabilirdi... Adam acıyan gözlerle bana baktığında başımı Yağmur damlalarının süzülerek ıslattığı cam vitrine çevirdim. Yansımamdan gördüğüm kadarıyla;Gözlerim ürkütücü bir şekilde şiş, kirpiklerim ıslanmaktan uzun görünüyordu ve ten rengim daha soluktu.
"İyi misin kızım?"
Adamın yönelttiği soruyla kendimi toparlamaya çalıştım. Karan çok yakınımızdaydı ve olanları duyuyordu.
"İyi gibi mi görünüyorum?"
Adam sert cevabım karşısında afallarken düzensizleşen nefesimi kontrol etmeye çalıştım.
"Lütfen bana yardım edin. Bu adam beni kaçırdı."
Karan yanımıza gelip seçtiği kitapları adama uzatırken adam oldukça şaşkındı.
Karan "Siz eşimin kusuruna bakmayın. O biraz hasta... Ve tedavi görüyor."
Aniden kolunu omzuma koyarken başımdan öpünce geri çekildim.
"Yalan söylüyor! Lütfen polisi arayın o bir katil."
Adam bana daha da acıyan bir ifade ile bakıyorken Karan'a inandığını anladım.
Dışarı çıkmak için kapıya yöneldiğimde kolumu sertçe tuttu. Parmakları bir yılanın avına saldırırken onu sardığı gibi ellerimi sardığında daha fazla birşey yapmamam gerektiğini anladım. Karan ücreti ödeyip dükkandan çıktığımızda elimi daha fazla sıkmaya başlamıştı. Elim daha fazla acırken bağırıp geri çekildim. Anlamsızca bana bakarken diğer elimle kızaran yeri ovuşturdum. biraz önce çok iyi tiyatro oynayabildiğini bir kez daha kanıtlamıştı.
Elini saçlarının arasından geçirirken konuştu.
Karan "Özür dilerim."
"Gidelim."
Arabaya doğru giderken tekrar kolumdan tuttu.
Arabanın anahtarını arka tekerin önüne koyduğunda beni de peşinde sürükleyerek başka bir arabaya götürdü.
Olanları düşündüğüm için çevreye çok odaklanmamıştım ama karşımda duran araba diğerinden daha iyiydi. Çevreyi düşüneceğin mi tuttu diyen iç sesim haklıydı.
Yine arka tekerin önünden aldığı anahtarla arabayı açtığında onun yanına oturmak istemiyordum. Arka kapıyı açtığımda eliyle kapıyı kapattı. Arkamı döndüğümde elimle onu itmeye çalıştım, ama hiç ilerlemedi. Aramızdaki boy farkından dolayı başımı kaldırıp gözlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Teen FictionYürümeye başladığında karanlık sokaktaki sokak lambalarının sarı ışıkları sadece kendini aydınlatırken heryerden birşey çıkabilirmiş gibi hissediyordum. Ona yaklaşmaya çalışırken yolun boş olması da tedirginliğimi arttırıyordu. Karanlıktan gelen se...