Herkese Merhaba! Bölüm şarkısı bir öncekiyle aynı. Benim ne dinlediğim fark etmiyor ama bu müzik ruhunuza işleyecek;)
"Yaptığım ve düşündüklerim arasında her zaman uçurum olacak."
Henüz küçüktüm. Herkes gibi bende ilgi odağı olmaktan hoşlanırdım ama benimki bunu biraz aşmış ve takıntı haline gelmişti. İnsanların beni nasıl gördüğü her zaman önemliydi benim için. Ve yalnız görünmek kötü olurdu. Bu yüzden erken yaşta insanları çevremde toplamaya başladım. Eğer insanlara istediklerini verirseniz sizden ayrılamazlar. Bende onlara istediklerini verdim her daim. İstediğim de oldu ya, çok fazla insanla takılmaya başlamıştım. Uzun bir süre bu duruma kapılmıştım. Zaman geçtikten sonra anlıyordunuz ki samimiyetsiz bir kalabalık sadece vakit kaybıydı. Sonra insanlardan uzaklaştım. Bu sandığım kadar kolay değildi. İlk başta insanları reddetmeyi öğrenmiştim. Sırf karşınızdaki insan kırılmasın diye hayır diyememek berbat bir durumdu ve günün sonunda kaybeden siz olurdunuz. Hayır demeyi öğrendiğim zaman herşey çok daha farklıydı. İnsanlar benim yanımda olsun diye gerçek düşüncelerimi saklamış, zihnimin sesini susturmuştum. Bu ikiyüzlülük müydü? Belki öyleydi belki de değildi. Kaybetme korkusu sizi iyi gösterebilirdi ama düşüncelerinizi ve kötü emellerinizi zihninizden söküp atamazdı. Ve gerçek arkadaşlık çıkar ve taraflardan uzaktı. Sizden birşey istedikleri için değil sizi yanlarında istedikleri için yanınızda olurlardı. Benim arkadaşlarımın beni aradıkları gibi.
"Hazır mısın?"
Üzerine yazılar yazılmış olan duvara yaslanmış sigarasının dumanını gökyüzüne bağışlıyordu. Pencerenin karşınında durduğu için esen rüzgar dumanı hızla dağıtıyordu. Sırıtarak yüzüme baktı. İlk kez gülüyordu. Tam gülmek de denemezdi. Yüzünde sadece birkaç saniyeliğine gördüğüm ,yanlış görme olasılığımda var, çukurlar... Çoğu insan gamzeyi seviyordu ve bu çok garipti. Kim gülümsediğinde yanağında delikler oluşmasını isterdi ki? Doğruyu söyleyeyim ki çoğu kişi isterdi ama ben istemezdim. Aşağılayıcı ses tonuyla birleşen küçümser bakışlar...
Başındaki şapkayı alıp kendi kafama taktım. "Tahmin ettiğinden daha fazla." Kararlı sesimle ters düşüyordu tedirginliğim. "Göreceğiz." Yapacağıma inanmadığı birşeyi neden yapmama izin veriyordu? "Göreceksin." Onu yanıltmak bana mutluluk verecekti.
Elini dağılan saçlarının arasından geçirdi. Daha fazla beklemedim. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda kasvetli bina oldukça soğuktu. Yıkılmaya yüz tutmuş olmasına rağmen ayaktaydı. Yerler toz ve kırık cam içindeydi. Bina gerçekten kirliydi ve buna rağmen gözlem için gerçekten de iyi bir yerdi. Merdivenleri hızla inerken havadaki toz kokusu azalmıştı.
Onunla bir anlaşma yapmıştım. Bu kez onun yerine götürülmesi gereken bilgiyi ben götürecektim. Ve karşılığınnda ardımda kalan insanlardan haberdar olacaktım. İyi bir anlaşma olsa da bu işe bulaşmamın yanlış olduğunu biliyordum. Uzak durmalıydım ama duramıyordum. Merdivenler bittiğinde demir kapıyı iterek dışarı çıktım. Temiz havayı içime çekerken Hızlı ve kararlı adımlarla ilerlemeye devam ettim. Parmaklarıyla gösterip iki kez tekrarlamaya gerek duyduğu yolu izlemeye başladığımda ardıma bakmaya gerek duymadım. Çünkü beni izlediğini biliyordum. Sokaklar kalabalık değildi ama tenha olduğunu da söyleyemezdim. Cezaevinden çıkan mahkumlar sokaklarda saklanıyormuş izlenimi veriyordu üzerinde çukurlar oluşan kaldırımlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Teen FictionYürümeye başladığında karanlık sokaktaki sokak lambalarının sarı ışıkları sadece kendini aydınlatırken heryerden birşey çıkabilirmiş gibi hissediyordum. Ona yaklaşmaya çalışırken yolun boş olması da tedirginliğimi arttırıyordu. Karanlıktan gelen se...